English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Blah

Blah Çeviri Fransızca

190 parallel translation
"Son günlerde basında..." falan filan.
"Avalanche d'allégations..." Blah, blah, blah.
Blah, blah, blah!
Blah, blah, blah!
Benim ya da çalışanlarımın yapabileceği başka bir şey olursa lütfen aramakta tereddüt etmeyin. Falan filan, falan filan.
Si il y a quelques services que je puisse fournir, n'hésitez pas à me contacter, blah, blah, blah.
Aslında siz yukarıda konuşurken "blah, blah, blah -," Genelde birşeyler karalar ve kadın cemaati çıplak olarak hayal ederdim.
Quand vous faites vos blablas à n'en plus finir, d'habitude, je dessine ou j'imagine que je déshabille les paroissiennes.
O yüzden vıdı-vıdı kısmını boşverelim ve gidip bir şeyler içelim.
Alors arrêtons les blah-blah-blah et allons boire un coup. Amen.
Blah, blah, ne hoş bir muhabbet.
Quelle conversation passionnante on a
Blah! Haydi!
Viens!
Ve benim sevgili ailemi koru blah, blah, blah.
Prends bien soin de ma famille, et bla-bla-bla.
Blah, blah, blah.
je viens, bla-bla-bla...
" Ben elli gezegenin cumhuriyetin emirlerine uyacağıma... ve blah blah blah blah...
" Je le de déclare par la présente, quand 50 planètes et bla bla bla bla...
Avcı çağrıIdı, blah, blah.
La tueuse s'appelait, blablabla.
Sizi... ilan ediyorum... falan filan.
Je vous déclare... blah! blah!
Bay Grisham katılmanız için, kağıtları imzalamanız gerektiğini düşünüyor. Tamam.
Grisham insiste pour que chaque personne qui veut participer, signe ce formulaire, qui décharge le casino de toute responsabilités, de handicaps physiques, blah, blah, blah.
Davalardan biridir işte sen "blah" dersin, o "blah" der hakim "blah" der, 10 kişi sıkıntıdan patlar.
Vous avez dû blablater avec un juge à un procès devant 10 personnes mortes d'ennui.
Midemi bulandırıyorsun.
T'es tellement blah!
Şunu duydun mu? "blah-blah" dedi.
Tu as entendu? Elle a dit "bla-bla".
Blah, blah, blah, Bu çok iyi.
Blah, blah, blah, d'accord.
Blah biddy blo-blah, blah blah biddy blo-blah
Bla-badi, blabla-badi, bloo-bla!
Maureen de üzerine alındı.
Qu'est ce qu'il s'est passé d'ailleurs? De ce que j'en sais, Susan a dit "Bla ra um bah blah"
7. sınıfta ismini sorduğu zamanı hatırlasana... panik olmuştun ve sadece ah-blah diyebilmiştin.
Tu te rappelles en 5ème quand elle t'a demandé ton nom... Tu as paniqué et dit "Euh.... Bleuh..."
Sonraki 2 yıl boyunca da seni ah-blah olarak çağırdı.
Ouais, et elle t'a appelé Euh-Bleuh pendant les 2 années suivantes!
Hey, bu Ah-Blah..
Hey, c'est Euh-Bleuh!
Ah-blah.
Euh... Bleuh...
Ciddiyim.
- Je suis sérieux. - Blah! Blah!
Bu kanatlar buzulların... blah.
" Trouvées près d'un glacier, ces ailes...
Annem kilisede evlenmek istemiş, babam istememiş, falan filan.
Je veux dire, maman voulait se marrier à l'église, pas papa. Blah blah blah.
Bak. Beni buraya getirmenin tek sebebi dava vekili olmamı istemendi. Biliyor musun, kim tutkulu ve bağlı ve blah blah blah -
Ecoute, je pensais que la raison pour laquelle tu m'avais fait venir ici c'est que tu voulais un avocat engagé, passionné, qui blablabla
Konuşma senin işe verdiğin ad.
Parler, ça résume assez bien ton boulot. Blah.
Havadan sudan, naber nasılsın falan. Neler yapıyorsun, herşey yolunda mı...
Blah, blah, comment j'allais, Quoi de neuf, tout va bien?
- Vesaire, vesaire.
Blah, blah.
Bayan Fünke de randevusuna gidebilir... gizemli, Bay Blah-Blah-Blah ile birlikte.
Funke puisse aller à son rendez-vous avec cet homme mystérieux... Blah-Blah-Blah.
Blah.
Blah.
Neden seni daha önce göremedim?
Blah. - Alors pourquoi ne t'ai-je pas vu dernièrement?
Yani, evet, aşık olmak, evlenmek blah blah, bunları istiyorum.
Enfin, bien sûr que je veux tomber amoureux, me marier, blah, blah, blah.
Bilirsin, "Felis nobby blah."
Tu sais, "Felis nobby blah."
Başlarda küplere binmişlerdi ama aylar geçtikçe blah, blah, blah.
Au début, elles étaient furax, mais après... - C'est vrai, putain!
- Adım Yarbay Cam...
Blah, blah, blah, blah, blah, blah, blah. Ecoutez ce qu'il en est!
Şöyle demişte olabilirdim "blah blah blah, blah, blabbity blah blah."
Donc j'aurais aussi bien pu dire "blah blah blah, blah, blabbity blah blah."
Sınıfın en arkasında durup, bir muhasebeci olarak... şöyle şöyle yapsanız... diyorum.
Je reste au fond de la classe et je dis : "en tant que comptable, ne devriez vous pas bla bla blah..."
" Hani kötülükler, falanlar filanlar konuşmasını yapan kadın.
"Démon, démon, blah, blah, blah" discours d'il y a une minute minute.
Vs. Vs. Vs.
Blah, blah, blah.
Falan, filan, falan filan...
Blah, blah, blah, blah...
Blah, blah, blah.
Bla, bla, bla. Vous devez me croire!
Boş laflar.
Blah... Blah...
Tekrar tekrar.
Blah... Blah...
- Sence de öyle değil mi Ted?
Blah, blah, blah, blah... - Tu ne crois pas, Ted? - Hm?
- Peder?
Blah, blah, blah... - Mon Père?
Göreviniz bir kadın ve erkeği birleştirmek ; vesaire, vesaire...
Votre mission est d'unir les hommes et les femmes 69 00 : 03 : 10,291 - - 00 : 03 : 12,758 Blah, blah, blah, blah, ok?
- Zırva, zırva, zırva!
- Blah blah blah
Falan filan, şöyledir böyledir.
Blah. Blah. Blah.
Blah.
- Blah.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]