English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Blame

Blame Çeviri Fransızca

95 parallel translation
- Hiç suçlamıyorum.
- je ne vous blame pas.
Biz de bu yüzden Yağmuru Suçla'yı seyredeceğiz.
On va voir Blame It On The Rain.
- Tamam, keyfini çıkarın Yağmuru Suçla'nın.
Amusez-vous bien à Blame It On The Rain.
Hey, Yağmuru Suçla nasıldı?
C'était comment Blame It On The Rain?
"İstismar Sineması" ında bu hafta Siyakula, ardından Siyahkeştayn ve Blotre Blame'in Gündüzfeneri.
Cool. Mais avant, ceci. C'est l'aube, à Jakarta.
- Öğretmenin bana yeni bir kabahat dosyası gönderdiğini söyledi. - Ben alırım.
Ton professeur t'a envoye un nouveau blame.
Kendini suçlama ve beni de suçlama kimsenin hatası değil.
Ne te blame pas et ne me blame pas non plus c'est la faute à personne.
- Kimse sizi suçlamıyor.
- Personne ne vous blame
- Amerikanları sorumlu tutuyorum
- Je blame les Américains.
Baş edemeyeceğin bir rüya gördüğüm için, beni cezalandırma.
Ne me blame pas parceque j'ai eu un rêve et toi peux probablement...
Aptal şakalarına rağmen, kazadan gizlice beni sorumlu tutuyorsun.
Malgré tes blagues stupides, tu me blame encore secrètement pour l'accident.
"Put the Blame on Mame" i söylüyoruz.
Hal, joue un peu "Put the Blame on Me".
Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında- -
Though she had young men s praise and old men s blame, Among the poor both old and young gave her praise.
Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında- -
for in the old days, Though she had young men s praise and old men s blame, Among the poor both old and young gave her praise.
Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında takdir görmüştür. "
And be well pleased remembering it, for in the old days, Though she had young men s praise and old men s blame, Among the poor both old and young gave her praise.
Onu suçladığımı söyleyemeyeceğim.
Je ne peux pas dire que je la blame.
Ve onu suçlamıyorum.
Et je ne le blame pas.
Bu hastane faturalarının altından kalkmanın başka yolu yok. Seni suçlamıyorum.
Il n'y a pas d'autres solutions pour se débarasser de ces factures d'hopital... je ne te blame pas, c'est juste...
Ve tabii kimse egonun ne kadar zeki olduğunu anlamaz. Çünkü başkasını suçlayabilmeniz için şeytanı yarattı.
And of course, no one realizes how smart the ego is because it created the devil so you could blame someone else.
" Brad... bunu kendi suçun gibi gördüğünü biliyorum, ama şunu bil ki seni suçlamıyorum.
"Brad... " je sais que tu penses que c'est ta faute, " mais je veux que tu sache que je ne te blame pas.
O çocukla yattığı için onu suçlayamam. Demek istediğim onu çok çaresiz bırakmıştım.
Je ne le blame pas d'avoir sauté le garçon
Standbury kızgın ve içinde bulunduğu durum için Syntel'i suçluyor.
Que Standbury est en colère, qu'il blame Syntel pour leur situation.
Onu suçlama.
Ne le blame pas.
Yada bütün suçu.
Ou tout le blame.
Babanıza çok kızdım ama olanlar benim de hatamdı. Sizi izliyor olmam gerekirdi.
J'ai laissé ton père prendre le blame mais c'était aussi de ma faute.
# Beni suçlayamazsın #
# You can t blame me #
# Shot through the heart and you're to blame darling, # # you give love a bad name bad name #
"Shot through the heart and you re to blame darling, you give love a bad name bad name."
Şey, Tüm Suç Rio'nun.
( Rires ) Vous savez, Blame it on Rio.
* * * Bölüm 18 * * * * * * İFTİRA * * *
/ / Flash Gordon 1.18 \ \ / / Blame \ \ v.1 Traduction :
- = = Çeviri :
À bientôt pour l'épisode 1.18, Blame
Kimin suçu olduğunu bulamazsak Bir geleceğimiz olamaz
I can t see much of a future Unless we find out who s to blame
Bu yüzden biz konuşurken, "Blame it on Rio." yu kaydediyordum.
C'est pourquoi j'enregistre C'est la faute à Rio.
Suçu üstüne attığın ajanın bana arka çıkacağından adım gibi eminim.
Je suis sur que l'agent sur lequel tu as rejetter le blame n'aura aucun problème a corroborer ça.
Hep başkalarını suçlama.
Ne blame pas toujours les autres.
Suçlanacak o değildir.
Isn't really to blame
Kimse seni suçlamıyor.
Personne ne te blame.
Seni de suçlayamam gerçekten, korkman doğal.
Je ne te blame pas d'avoir peur.
♪ Kendimi suçlamalıyım ♪
♪ I have myself to blame ♪
* Yaptığımdan dolayı beni suçladığın şeylerden *
For the things l've done you blame me for
* Sorumluluğun paylaşılması gerektiğini *
There's blame to share
Blame It on Rio filmi var, uçuş için düzenlenmiş.
Un brave homme.
İnanamıyorum.
Blacula, suivi par Blackenstein et Le Boblu de Blotre Blame.
Evet. Sanırım benim de bir parçam...
Hum, ouais.Je presume qu'une partie de moi l'a blamé pour ce qu'il a fait a ma mère.
Yapmam gerekeni yaptım, kimse beni bunun için suçlayamazdı.
Si je l'avais fait, personne ne m'en aurait blamé
Adı Haword Blame.
Il s'appelle Howard Blaine.
Meydana gelen her şey için onu suçladılar.
Ils l'ont blamé pour tout ce qui est arrivé.
Bayan Keller, on binlerce çocuğun hayatını kurtaran bir aşıyı ve bir firmayı suçladı.
Melle Keller a blamé ma compagnie et un produit qui a sauvé la vie à des dizaines de milliers d'enfants.
Özür dilerim baba. Seni kendi suçun olmayan şeyler yüzünden suçladığım için özür dilerim.
Je suis désolé Papa désolé de t'avoir blamé pour quelque chose qui n'était pas ta faute.
Bayan Griffith, eğer bu hafta gelip konuşmak isterseniz, başımızın üstüne ama suçlamalarınız için gelmeyin.
Mme Griffith, si vous souhaitez revenir durant la semaine et discuter, ma porte vous est ouverte, mais pas pour être blamé.
* Biraları suçladım bende *
So I blame it on the Cuervo
Dert değil.
C'est bon, je ne blame personne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]