Bleep Çeviri Fransızca
40 parallel translation
Beni niye s....? !
Pourquoi ne voulez vous pas me ( bleep )?
Ben de onu Tanrı'dan vazgeçirmek ve beni.... için uğraşıyorum.
Et moi j'essaye de la faire renoncer à Dieu et de me ( bleep ).
- * * * çay partisi veriyorum.
Je suis en train de prendre un ( bleep ) thé.
Hay * * *.
Ben, ( bleep ) de m....
Bu evdeki * * * ten kurtulmak için herşeyi yaparsın.
Tu feras n'importe quoi pour sortir de ( bleep ) dans cet appartement.
Asla çıplak kalamaz mısın?
Tu es un ( bleep ) de jamais-nu?
Kulübe yok burada!
( bleep ). Il n'y a plus de cabane.
Parmaklarımı kesti!
Il a coupé mes ( bleep ) de doigts!
Kocalarının önünde b.k yemelerini teklif edemem ya?
Je ne peux pas proposer de les ( bleep ) devant leurs maris.
Altın bikinili ateşli bir piliç mi, yoksa bleep-blop bir robot mu?
Une bonnasse en bikini doré ou un robot qui fait bleep-blop?
Benden de bir blip blup.
- Bleep, bloop moi aussi.
Yıldız peşinde koşuyorlar, a... k... değil mi?
Elles sont un genre de star - [Bleep], hein?
Yıldızları s... istiyorlar.
Ils veulent [Bleep] vedette.
- # A... k... dedin #
- ♪ you said [bleep] ♪
# Öyle s... hiç gerek yoktu #
♪ ain t no way to treat [bleep] ♪
Benimle t.... mı geçiyorsun?
Tu te [Bleep] de moi?
İşte, bu b.... bir şovdu.
[Soupir ] waouh c'était un [ bleep] de spectacle
....... çılgıncaydı.
Plutôt ( bleep ) sauvage.
Ve Bleep rolünde Justin Bieber.
Avec Justin Bieber dans le rôle de Bleep.
Eğer minik Bo büyüklerle oynayabileceğini düşünüyorsa..
Si la petite Bo Bleep pense qu'elle peut concourir dans le peloton de tête...
- Bizi korkutmayı becerdin!
Vous gerer pour faire peur au ( Bleep ) d'entre nous!
- S.. tir. Ne oldu?
Sainte [Bleep]
Has.. tir.
- Ow, ow, ow! - Oh [Bleep]
20 dakikadır bölünmüş durumdayız ama daha şimdiden hayatlarınız kuantum rüzgarına saçılmış durumda.
On est divisé depuis 20 minutes et vos vies sont déjà dispersées à travers le [Bleep] vent quantinque?
- Beth!
- Oh [bleep]!
Şerefe! Şerefe orospu çocukları
Santé, bande de [Bleep]
'blip'değil,'bleep'değil
Rien du tout.
Senin de, senin de, senin de, senin de amına koyayım!
[bleep ] vous [ bleep ] vous [ bleep ] vous [ bleep ] vous [ bleep] vous!
Ananı avradını!
Ces petits... BLEEP!
- Morty, seni gerizekalı!
Morty, t'es un [bleep] d'imbécile!
- Harbiden malsın Morty!
T'es un gros [bleep] d'imbécile, Morty!
Ulan! Oldu mu şimdi bu Jerry?
Qu'est ce que [bleep] Pas cool, Jerry!
Bu yüzden popüler insanlar sikik geri zekalılar.
C'est pourquoi les gens populaires sont [BLEEP] stupides.
Siktiğimin götoşu!
Maman [BLEEP]
Sen havalısın. Ve zekisin.
Tu es [BLEEP] cool, et tu es intelligent
Bu saçmalık!
C'est des conn... ( bleep )!
- Benle t... mı geçiyorsun?
- Vous vous [Bleep] moquez de moi? - Bon...
Hasi...
- [Bleep] - tu l'as... oh
Herkes geri çekilsin!
Oh [bleep]! Que tout le monde recule!