English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bloomingdale

Bloomingdale Çeviri Fransızca

114 parallel translation
Güneyden ve kuzeyden dar sokağa ayrılıyor.
Il donne sur une avenue. Descendez l'avenue Bloomingdale.
Şehirde Bloomingdale adında kaç dükkan var?
Combien de magasins s'appellent Bloomingdale's, ici?
Bu mal teslimi değilse, açık Bloomingdale çeki veririm.
Si c'est pas une livraison de came, je t'offre un grand magasin.
Bloomingdale'in cankurtaranıydım.
J'étais maître nageur à Bloomingdale's.
Şaka mı yapıyorsun? Senin kredi kartına el koysalar, her şeyi bülbül gibi şakırdın.
La Gestapo n'aurait qu'à prendre ta carte de crédit Bloomingdale et tu leur dirais tout aussitôt.
Bloomingdale'de tanıştım.
Je l'ai rencontrée...
- Ben de düşünmüyorum. Tanıştığımıza memnun oldum.
Il était chez Bloomingdale à s'acheter une chemise quand il est tombé amoureux.
- Bloomingdales. Sen New York'u biliyor musun ki?
Bloomingdale's. Qu'est-ce que vous savez de New York?
İşte anahtarlarım. American Ekspres ve Bloomingdale kartlarım. Çek defterim.
Voilà mes clés... ma carte American Express, celle de Bloomingdale's... mon carnet de chèques.
Bloomingdale'de kayıt yaptırdım.
La liste est chez Bloomingdale.
Bloomingdale'nin orta yerindeyiz. Birisi görecek.
On est à Bloomingdale's. Quelqu'un va nous voir.
Bloomingdale'nin yakınında çizgi roman satan adamlardan biri olurum.
Je ne veux pas finir devant Bloomingdale's à vendre des journaux.
Bloomingdale mağazasına.
À Bloomingdale.
Bir halı eksiğimiz var... Geçen Bloomingdale'de güzel halılar vardı.
On perd un tapis, mais j'en ai vu chez Bloomingdale's.
Bloomingdale's'de alışveriş yapmak için yarım saatiniz var.
Nous n'avons que 30 minutes pour observer le capitalisme.
Bloomingdale's'de bunu hoş karşılamayız, sen de buranın düzeninden sorumlusun.
Ça ne se fait pas a Bloomingdale's. Vous devez maintenir l'ordre.
Ben Kaity Tong, Bloomingdale's'de Amerikan Sovyet ilişkileri açısından bir dram yaşanıyor.
En direct de Bloomingdale's, un tragique affrontement américano-soviétique.
New York'ta gösteri yapan Rus sirk grubunun bir üyesi... tam da Bloomie's'de iltica etmeye karar vermiş.
Un membre de la troupe du cirque russe aurait... choisi la liberté. Devinez ou! A Bloomingdale's!
... New York'ta gösteri yapan Rus sirk grubunun bir üyesi... tam da Bloomie's'de iltica etmeye karar vermiş.
... un membre de la troupe du cirque russe... aurait choisi la liberté... a Bloomingdale's!
Bloomingdale's'de. Hani şu kız vardı ya...
La fille de Bloomingdale's?
Tanrı aşkına, Bloomingdale's'deki yürüyen merdivenlerde bile kusuyorsun!
Tu as failli vomir dans l'ascenseur à Bloomingdale's!
Bloomingdale's mağazasında bulunur.
Elle erre chez Bloomingdale's.
Bloomingdale's.
Boutique Bloomingdales.
Anne Klein Koleksiyonu New York'ta. Bloomingdale's.
La collection d'A nne Klein, à New York chez Bloomingdales.
- Bloomingdale's.
- Où, Timmy?
- Bloomingdale's harika. Sağ ol.
- Bloomingdales.
- Bloomingdale's?
- Bloomingdale's?
Bloomingdale'de, suyun ısınmasını bekliyordum.
Chez Bloomingdales... en attendant que l'eau chauffe.
Bloomingdale's in alıcısı.
- Elle rravaille chez Bloomingdale's.
- Bloomingdale cumartesi, koca oğlan.
Samedi : Bloomingdale, mon grand.
Bloomingdale's * * * tokalarımdan büyük bir miktar istedi. Teşekkürler Tanrım.
On m'a commandé 1 00 barrettes.
Bloomingdale'den. Camı kırdım ve küçük beyaz adamdan aldım.
Dans une vitrine de Bloomingdale's. Je l'ai prise à un petit Blanc.
Dinleyin, Bloomingdale'de işten ayrılmak üzere olan bir arkadaşım var.
J'ai un ami à Bloomingdale's.
Bloomingdale'e Julie ile gitmek? Rachel'ı sırtından vurmak gibi bişey bu.
Aller à Bloomingdale's... c'est la trahir dans son Saint des Saints!
Bloomingdale'e onunla beraber gittin mi?
Vous avez fait Bloomingdale's?
Vicki Morgan, Alfred Bloomingdale'nin metresiydi...
Vicki Morgan était la maîtresse d'Alfred Bloomingdale...
Bloomingdale'den olan hani?
De Bloomingdale.
... Bloomingdale'den olan.
Mark, le type de Bloomingdale.
Ben Bloomingdale's de çalışıyorum.
Je travaille à Bloomingdale's.
Monica'nın işyerinde öğle yemeği yiyordum bir adamla tanıştım Bloomingdale's de satın almada çalışıyor.
Au resto de Monica, un mec m'a parlé. Il bosse chez Bloomingdale's.
Mon, bir sorum var! Sence bu kıyafet Bloomingdale'in satın alma...
Tu trouves que ça irait bien à une assistante?
Sence bu kıyafet Bloomingdale'in satın alma yardımcısına nasıl olur?
ça irait bien à une assistante aux achats chez Bloomingdale?
The Other Side of Darkness filmini yeni görmüş biri... olarak ve filmdeki kadın gibi komaya girmek istemediğim için Jerry Seinfeld'in solunum cihazı,... beslenme cihazı ve benzeri cihazları kapatmasını istiyorum. "
Tu as été un bon comique. Tu as fait des blagues pertinentes, mais c'est fini. Ce truc à Bloomingdale's, c'est certainement l'avenir.
Bence Bloomingdale'in yönetici programına katılmalı.
Il devrait essayer d'entrer chez Bloomingdale.
42.de bindi ve 59.da indi Bloomingdale'ye gidiyordu çirkin bir şapka almak için. Şapkalarda diğerleri gibi.
Il est monté à la 42ème et descendu à la 59ème... pour aller chez Bloomingdale's... s'acheter un chapeau, ce qu'il regrettera... car c'est souvent le cas avec les chapeaux.
Bloomingdale'dan gidin ve ordan sola dönüp Wood'a ilerleyin.
A gauche dans Wood Street.
Bloomingdales'den alınmışlar.
Elle vient de chez Bloomingdale.
Allahım...
chez Bloomingdale.
- Bloomingdale's?
- Bloomingdales.
" Ben, Cosmo Kramer...
La formation pour entrer à Bloomingdale's est très bien.
- Bloomingdale's.
- Bloomingdale's.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]