Blt Çeviri Fransızca
41 parallel translation
- Şu anda, o buzdolabına giderim, kendime bir çift ekmek dilimi alırım... -... biraz mayonez, ve bir JLD yapmış olurum!
Maintenant, je pourrais aller au réfrigérateur qui est là, prendre quelques tranches de pain complet, un peu de mayonnaise et me faire un bon BLT.
Benim bilgisayarımdaki BLT sürücüsü AWOL oldu, Ve Mr Kawasaki için yarına yetiştirmem gereken bir projem var
Le lecteur BLT de mon ordinateur vient de lâcher, et j'ai ce projet très important à rendre demain à m. Kawasaki.
Bana bir BLT ver!
Un bacon-crudités!
Bir BLT için 5 papel verdim.
J'ai laissé 5 $ pour un sandwich.
BLT.hardallı mayonezsiz.
Crudités. Moutarde. Pas de mayonnaise.
Güzel, BLT alabilirmiyim? Veya onun gibi bir şey...
Un bacon-crudités, alors... avec...
İkinci raunt için mi döndün, BLT?
- Prête pour le 2e round, B.L.T.?
Vanilyalı dondurma, iki ton balıklı BLT,
1 frappé vanille, 2 sandwiches thon-bacon.
Ton balıklı BLT nedir?
- Thon-bacon?
Bobby, 2 BLT alabilir miyim?
- Bobby, deux cafés s'il te plaît.
Ayvayı yemeni bekliyorum!
Je crois que tu vas manger ce BLT!
* BLT'deki L gibi ortada kaldım.
Je suis coincé comme le L d'un BLT.
Pekala, büyük haber. Ama bunu BLT olarak saklayın.
Okay, grande nouvelle, mais que ça reste entre nous.
Oda 217 bir sandviç istiyor.
La chambre 217 veut un sandwich BLT.
Sandviçiniz.
Votre BLT.
Fransız herife sandviç verirken maskemi takmıyordum.
Quand j'ai apporté son BLT au Français je ne portais pas de masque.
BLT nasıl? ( Jambon, marul, domatesli sandviç )
Je vais vous faire un bon sandwich!
Sıradan bir BLT'den bahsetmiyorum.
Et pas n'importe quel sandwich.
Sana kare domatesli bir BLT yapacağım.
Je vais vous faire un sandwich carré!
Blt ve PBJ'i de unutma, olur mu?
N'oublie pas un bit, et un PBJ, ASAP.
Hiçbirşey bir BLT sandviçi gibi seni seviyorum diyemez.
Rien de dit A-M-R ( amour ) comme A-L-D ( apporte le déjeuné )
Sandviç seviyormuş.
Il aimait le BLT ( Sandwich Bacon Laitue Tomate )...
Evet ama bir sandviçe 15 dolar bayılmak istemiyorum.
Ouais, mais je ne veux pas dépenser 15 billets pour un BLT.
Şuna bakar mısın? - Menüde karışık sandviç var.
Regardez-ça, ils ont un BLT sur leur tableau.
Karışık sandviçi kötü yapmak zordur.
C'est dur de rater un BLT.
B.L.T. Ki bu bir sandviç.
Le BLT. C'est un sandwich.
- Peki B.L.T.'ye ne konuluyor?
- Que contient le BLT?
Benimle kal. B.L.T., mayonez ve monte cristo sandviçi.
Le BLT, la mayonnaise, le sandwich Monte-Cristo.
Birazı yenmiş bir salamlı sandviçimin yerine,... sıcak sandviçim olsa iyi olurdu.
Tu sais, j'ai eu un BLT quasi neuf et j'adorerais monter dans un Monte Cristo
"Ya da Chuck Stone'un dediği gibi P.M.D... "... ilaç gibi gelecekti.
"ou BLT, comme Chuck Stone l'appelait... ferait vraiment l'affaire."
At sırtında iki melek, sandviç, çok ısıtılmış, ve büyük bir inek yemi.
Deux plats de moule, sandwich BLT... grille en un... - et un morceau de vache.
Kendimi Notorious BLT gibi hissediyorum.
Je suis genre Notorious BLT.
Bomboş caddelerin ve jambonlu sandviç sırası beklememenin keyfini sürdükten sonra. Hop, hop!
Une fois que nous aurons profité des routes sans circulation et de ne pas attendre pour avoir une table à BLT.
Belki bir BLT.
Peut-être un BLT.
BLT sipariş ettim, Domuz pastırmasının altında domates vardı, ve üstünde de marul.
Je commandais un sandwich, mais ils ont mis les tomates sous le lard et la laitue sur le dessus.
BLT aromasıyla uğraşıyorum şu anda.
Je bosse sur un parfum bacon, laitue, tomate.
Peynirli ızgarayla pastırmalı sandviç, yanına da patates kızartması.
Un sandwich au fromage et un BLT et des frites.
BLT sandviç istiyorum ben.
J'adore cette idée.
Daha dün restoranda bacon'lı sandviçi götürüyordun ama.
Je t'ai vu avaler un BLT hier.
Karışık sandöviç nasıl?
Comment est le BLT?
Canım karışık sandviç istedi.
J'ai vraiment envie d'un BLT ( Sandwich Bacon Laitue Tomate )