English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bohème

Bohème Çeviri Fransızca

162 parallel translation
Café La Boheme oyuncuların uğrak yeri. Tabii para ödeyenlerin de...
Au café La Bohème viennent des acteurs... et ceux qui peuvent payer.
Gestapo karargâhından aldığım emirler doğrultusunda Bomasch adlı kadınla Bohemya Protektorası'ndaki 4 numaralı toplama kampında başarıyla irtibata geçtim.
Je dois vous faire mon rapport selon les instructions de la Gestapo. J'ai pris contact avec succès avec la femme Bomasch dans le camp de concentration n ° 4, Reichsprotektorat de Bohème.
Beni bir Bohemya restoranına yemeğe götürsen neşeli bir yemek yesek, şampanyalar içsek! Benle sevişirdin ve...
J'aimerais que tu m'emmènes dîner dans un restaurant un peu bohème... où on pourrait être gais, boire des cocktails et du champagne... où tu pourrais me faire la cour...
Çok kalender olacağım!
Ce sera une soirée bohème.
Eski neşeli San Francisco'nun eski neşeli bohem günlerinden bahsediyorsun. 1879 Ağustos'unda Embarcadero'da kimin kimi vurduğu... ile ilgili heyecanlı hikayeler.
Tu veux parler des jours de bohème de la joyeuse San Francisco comme qui a tué qui sur l'Embarcadero...
Bugün Bohemian adlı şarkıyı söyleyeceğiz.
Aujourd'hui, chantons un air de Bohème.
Avusturya İmparatoru, Macaristan, Hırvatistan, Bohemya ve... başka bir çok yerin Kralı l. Franz Joseph'in maiyetindeki yerin için.
Votre rang à la cour de François-Joseph I, empereur d'Autriche, roi de Hongrie, de Croatie, de Bohème et de Dieu sait où encore.
O Bohemyalı onbaşıyı aramak mı?
Appeler ce caporal de Bohème?
Gördüğüm kanıtlar neticesinde oğlunuzun bohem bir yaşam tarzı olduğuna dair bir izlenim edindim.
- Non. À ce que j'entends, votre fils menait une vie de bohème.
Ona bakamazsın. Sen bir sanatçısın.
Vous êtes trop bohème pour faire vivre un ménage!
Tıp doktoruyum. Yaradılıştansa bir serseri. Ayrıca bir alkoliğim.
Je suis docteur en médecine, je suis bohème de nature et enfin je suis alcoolique.
- Çok ilginç ve bir bakıma artistik bir iş.
- C'est intéressant et quelque peu bohème.
Sayın konuklar, o sonuncu için özür dilerim... Şiar demeye dilim varmıyor, ama bilmiyordum.
Mesdames et messieurs, je m'excuse pour ce dernier... j'hésite à appeler ça un bohème, mais je ne me doutais de rien.
Jaeger'ın grubu Kristiania burjuvaları tarafından Derbederler diye ve Georg Brandes tarafından Vahşi Çingene Çetesi olarak adlandırıldı.
Le groupe de Jaeger, que la classe moyenne de Kristiania surnomme la "Bohème"
Hıristiyanlığın 10 Emir'ine hitaben Bohemler, burada yayınladıkları dokuz eser için vatansever bir şarkı söylüyorlar.
En réponse aux dix commandements chrétiens, la Bohème, que l'on voit ici entonner un chant patriotique, en a publié neuf autres.
Bohem edebiyatını kendi deneyimleriyle içten ve samimi şekilde yazabilirlerdi.
Elles écriraient une littérature de Bohème dévoilant ouvertement leur intimité.
Jaeger ; Kristiania Boheme adlı eserinde 16 yaşındaki bir kızla sokakta buluşma hadisesinden bahseder.
Jaeger, dans son livre "La Bohème de Kristiania", décrit une scène avec une fille de 16 ans rencontrée dans la rue.
1885 Aralık ayında, Hans Jaeger'in "From The Kristiania Boheme" kitabı neşriyatının iki saati içerisinde toplatılmıştır.
En décembre 1885, le livre d'Hans Jaeger "La Bohème de Kristiania" est saisi deux heures après sa publication.
Bu dönemde Kristiania Boheme diye bilinen grup dağılmaya başlamıştı.
A cette époque, la Bohème de Kristiania est en train d'imploser.
George benim için fazla çingene gibiydi.
George était trop bohème. Il devait toujours se ranger.
- "La Bo-him" - "La Bohéme" - opera.
- La Bohime. - La Bohème. C'est un opéra.
Olan bitene bakılırsa, bu hükümet görevlisi... Bohemia Kralı için değil, onun aleyhine çalışmakta.
Vous découvrirez bientôt que cet émissaire ne travaille pas pour, mais contre le roi de Bohème.
Francis kek yapmaya karar verdi ve La Boheme parçasını son ses açtı.
Francis a décidé de faire cuire des pâtes, et il écoute La Bohème à plein volume.
~ # Ivan Rebrov, Noel çocuğu... # ~
Ivan Rebrov, Enfant de Bohème,
- Baba pahalı bir çatı katı dairesinin kirasını öder.. ve çok pahalı artistik bir yaşam biçimi, ufaklık terapiye devam ettiği sürece.
Papa paie le loft hors de prix et finance la luxueuse vie de bohème tant que le fiston reste en thérapie.
- Kural tanımayan bir noel, buna hazırım.
Mets-toi pieds nus, sois bohème.
La Bohem'i dinleriz ya da, Rüzgarlı Bayır'ı okuruz, ya da Kazablanka'yı izleriz içimiz sevgiyle dolar.
Nous écoutons La Bohème, lisons Les Hauts de Hurlevent, ou regardons Casablanca, et un peu de cet amour vit aussi en nous.
Ben... bu operasyonu nasıl yapacağımı hatırlamıyorum.
C'est une aria tirée de La Bohème, un très bel opéra de Giacomo Puccini, un compositeur humain du XIXe siècle.
La Bohème, en sonunda rahibelerin kafalarını kestikleri şey mi?
C'est dans La Bohème qu'ils décapitent les bonnes sœurs à la fin?
- Morton'da yemek ve La Bohème.
- Dîner chez Morton et La Bohème.
Gidersek, çingene olmak istemiyorum.
Si nous partons, Je ne veux pas être une bohème.
Burası çok bohem.
C'est très... bohème.
Tam anlamıyla bohem bir hayata batmış gibiyim.
Je me sens bohème, tout à coup.
La Bohème.
('Lest La Bohème.
Sanırım Albay Schnefke. Hans'ın Macaristan'da yaptığını,... o da Bohemya ve Moravya'da yapıyor.
Je crois que c'est le Standartenführer Schnefke D'après ce que j'en sais, il fait la même chose en Bohème et en Moravie que ce que Hans fait en Hongrie
- İçmek, hızlı yaşamak?
L'alcool, le côté bohème.
Sonra 1996'da Kızım La Bohéme'den bir arya okurken sahnede donakaldı.
Puis... en 96... ma protégée s'est fossilisée en pleine aria de la Bohème.
Bohem devrimi dünyayı kasıp kavuruyordu ve onun bir parçası olmaya gelmiştim.
Le monde était le théâtre d'une révolution bohème etj'avais... fait le voyage de Londres pour en être.
Bohem dünyanın merkeziydi burası.
mais le coeur de la bohème.
Christian'la, hep hayalini kurduğumuz devrimci bohem şovu yazabiliriz.
Avec lui, nous pouvons écrire... Ie spectacle bohème dont nous rêvions.
Bir devrimci bohem olduğuma emin değilim.
Je doute d'être un vrai bohème.
Aşk çok muhteşem bir şeydir.
L'Amour est enfant de Bohème.
Dünyanın ilk devrimci bohem şovunun yazarına!
Trinquons au nouvel auteur du 1 er spectacle bohème révolutionnaire!
Bu yapımın dürtücü, saldırgan hareketli vahşi, bohem ruhunu çok iyi yakalıyor, dük!
Ia sauvagerie bohème... de cette production.
- Yüzyılın sonundayız! Bohem devrimi burada!
L'heure de la bohème a sonné!
"La Bohème" söylesin sana.
Il va vous chanter La Bohème.
La Bohème mi?
- La Bohème?
Öfkelendim, evet çünkü 42 yaşında Greenwich Village'da yaşamak benim en romantik ve heyecanlı fikrim değildi. Bir kış bir palto giydi, üç parça şeklinde giyiyordu. O bayıldı.
un hiver, elle portait un manteau tellement usé, qu'elle a dû le mettre en trois morceaux elle aimait ça je n'aimais pas ça pour moi, la bohème était seulement le nom d'un opéra trop cher au lincoln center
Bana göre La Bohème, Lincoln Merkezindeki izlemeye paramızın yetmeyeceği başka bir operaydı. Hey, lütfen bekle! Kötü bir şey demek istemedim.
attends je voulais pas te blesser je sais - je suis méchante?
- Hayır, bunu demek istemedim. Evet, istedin. Tam olarak bunu demek istedin.
c'est pas ça - mais si, précisément je porte pas le badge... l'insigne bohème crève-la-faim d'écrivain qui vit dans greenwich village... qui, en plus, est démodé depuis 40 ans... qui reste le seul héros de sa tragi-comédie mineure
Aşk çok muhteşem bir şeydir.
L'amour est enfant de Bohème.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]