Boka Çeviri Fransızca
1,923 parallel translation
Benim beyaz adam bir boka yaramıyor.
Mon blanc craint!
- O zaman ne boka söyledin bunu?
- Alors à quoi ça servirait?
İşler benim adıma gerçekten boka sardı.
La situation est vraiment moche pour moi, vous savez.
Zack, ota boka heyecanlanır.
Bah, Zach est emballé quand le vent souffle.
- Ota boka tartışıyorduk.
Mon ex. - On se bat pour le chat.
Her şey boka sardı.
Tout a foutu le camp.
- Boka bastın!
- Constipé Millionaire!
Of be. Nasıl oldu da her şey bir haftada bu kadar boka sardı?
Comment les choses ont-elles pu en arriver là en une semaine?
Boka batmış durumdayım.
Je ne vais pas bien. O.K.?
- İşler boka sarmadan gitmem gerek.
- faut que j'y aille, des emmerdes
İşler her zaman boka sardı.
Moi aussi j'avais plein d'emmerdes avant!
Onu boş ver, bir boka yaramaz.
Regarde pas ça, c'est naze.
Bir sikin boka batması gibi.
Comme une bite dans la merde.
Sigorta bir boka yaramıyor.
La mutuelle craint.
Beni nasıl bir boka bulaştırdığından haberin yok da!
Tu m'as fourré dans une galère pas possible.
Sonra o çekip gitti ve hayatım boka sardı.
Quand il est parti, ma vie est devenue un trou sans fond.
Hiçbi boka yaramıyorsunuz!
Personne n'a rien vu.
İşler boka bulanmış.
C'est d'enfer.
Boka battım.
Je suis fichu.
Kanunu çiğnediğinde, boka battın demektir!
Donc, quand vous commettez un délit, vous êtes foutu.
Adamı duydun, boka battım.
Écoutez, vous avez entendu : je suis foutu.
Sen sanki... Boka batsan da rahatsın.
Tu n'étais pas seulement à l'aise, dans la boue.
Hiçbir şeye inanmıyorum ama bizi bu boka senin bulaştırmana rağmen mızmızlanmandan bıktım.
J'en ai marre de te voir geindre. C'est toi qui nous as foutus dans la merde.
Çok geç, araştırırlar, sen de boka batarsın.
C'est trop tard. Ça déclencherait une enquête administrative.
Çünkü her hâlükârda boka battım.
Parce que d'une façon ou d'une autre, je suis baisé.
- Ya her şey boka sararsa?
Et si c'est la merde?
Evet, işte o. İşler kötüye gitmeye başladığında her şey boka sarıyor değil mi?
Jamais deux sans trois.
Her şey kurallara aykırıydı, resmen boka batmıştık.
On était hors procédure, donc dans la merde.
Öylece oturup okulumuza neler olduğunu izliyorduk ve gittikçe boka batıyordu!
Nous sommes restés assis à contempler notre école sombrer dans les toilettes!
Evine gidebilecek olsan bile boka batmış vaziyettesin.
Si tu rentres un jour, tu seras définitivement baisé.
O vals dediğin oyun, boka basmamak için icat edilmiş bir dans...
La Valse est inventée pour apprendre ŕ éviter les crottes par terre...
Görünüşe göre boka batmışsın hırsız dostum.
Tu as de gros ennuis, mon petit filou.
Sen sebep olmasaydın, şu an bu boka bulaşmış olmayacaktık.
C'est toi qui nous as mis dans ce merdier.
Boka batmış haldeyiz.
On est dans la merde.
Ya da boka batmış.
Ou tordu!
Senin de bildiğin gibi Avustralya yapılan işler burada bir boka yaramaz.
Mais ce qu'elles font en Australie ne vaut rien.
Bir bok değilsin sen. Doktorlar seni kucağıma verdiğinde bir boka benzemediğini biliyordum sen sırıtıyor musun bakayım?
Je l'ai su dès que le docteur t'a mise dans mes bras, que tu valais rien, et t'as le culot de sourire, salope?
Seni boka batıran da o olacak zaten.
Rien de tel pour t'embrouiller.
Sinyal büyük boka falan batmış gibi burada, ama cinayet falan filan dedi.
La réception est très mauvaise, ici. Mais il a parlé de meurtres.
Burasının hela gibi kokmasını sağlamak dışında yapışkanınızın bir boka yaramaması sizin suçunuz yani.
C'est pas notre faute si votre saloperie sert à que dalle, à part faire régner une odeur de chiottes. Ah ouais?
Benim kadar boka batmışsın sen de.
Tu as autant d'ennuis que moi.
Boka battık!
On est tous dans une merde noire.
Ciddiyim. Tamamen boka batmış vaziyetteyiz.
On est vraiment dans la merde.
Boğazımıza kadar boka battık, Jack!
Tu nous mets dans la merde!
Büyük boka bulaşmış durumdasın.
Mais d'inconvenance, c'est grave.
"Albümümüzü dinlemiş ve bir boka benzemediğini söyledi." dedi.
Il a répondu : "Il a dit que notre album était de la merde."
Ta en başından boka batmıştım.
Je suis foutu depuis le début.
Lanet olsun. Boka battın, değil mi?
Merde, là, c'est vraiment du lourd.
- Bu boka inanabiliyor musun?
- Tu acceptes ces conneries?
Bir boka benzemiyor.
Quelle merde.
Boka battım ben.
Je suis foutu.