English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Boxes

Boxes Çeviri Fransızca

73 parallel translation
O zaman neden dövüşüyorsun?
Pourquoi tu boxes, alors?
Eskiden olduğu gibi iyi dövüşüyorsan bu sene işimiz garanti.
Si tu boxes aussi bien qu'avant, on est sûrs de gagner.
Bütün ülkedeki otomatik pikaplarda çalacak.
Il passera dans tous les juke-boxes du pays.
Bu şarkı Top Ten listesinde bir numara... ve bütün ülkedeki otomatik pikaplarda en sevilen şarkı.
Numéro un au hit-parade et dans tous les juke-boxes,
Şu yaşlı adam, Simpson'ın ahırında. O kapının sağda ve solda kanatları var.
Les boxes à chevaux sont à gauche et à droite de l'autre porte.
Yemek biter bitmez çömezler ter odasına, üst sınıflar çalışma odalarına gidecek...
Quand vous aurez fini, les Juniors dans leur salle, les Grands dans leurs boxes.
Bu olamaz. Şaka yapıyorsun, insanlar yerleşti.
Mais on peut gagner 30 boxes sans que vos immeubles s'écroulent.
Şirket, herkes. Ama... bizim tarafımızdan değil. Benim tarafımdan değil.
Les immeubles sud et sud-est sont livrés avec boxes, ce qui permet de les changer de catégorie.
Temel ilkelerde uzmanlaşmadıysan gücün azalır.
Toutes les boxes sont molles si on s'entraîne mal.
Senin yüreğin var, ama aptal bir maymun gibi dövüşüyorsun. yeterli değilsin.
T'as du coeur mais tu boxes comme un singe.
Ben beklesem de sen dövüşsen nasıl olur?
Tu que veux que moi je t'attende et que toi tu boxes?
Fransız boksu yapıyor musun sen?
Tu boxes, toi?
İyisin.
Tu boxes bien.
Sen iyi dövüşüyorsun, bense iyi bir dövüşçüyüm.
Retiens bien ça : tu boxes bien, mais je suis un bon boxeur.
Aradığınız numara artık hizmet dışıdır ve kayıtlı başka bir numara yoktur.
Tu boxes bien, mais tu sais pas compter. Rends-moi mon argent!
Beni dinle evlat. Biriyle boks yapmanı istiyorum.
Il y a un homme que je veux que tu boxes.
Burada çalışmayacaksın, boks yapmayacaksın.
Tu travailles plus ici, tu boxes plus, t'es plus rien.
Boksörsün.
Tu boxes demain.
Kara Ölüm'le Queensbury Markizi gibi dövüşürsen ceset torbasında çıkarsın.
Si tu boxes Peste Noire comme le Baron de Coubertin... tu finiras dans une housse en plastique.
Oraya soğuk girersen soğuk çıkarsın.
Si tu boxes à froid, tu te fais cueillir à froid.
Burun buruna dövüşüyorsun.
Tu vois? Tu boxes face à face.
Hala orada mısın?
Tu boxes toujours?
Bana atlar konusunda yardım etmelisin- - Temizlik, ağırın temizliği.
Les bouchonner, nettoyer les boxes.
Bu olayın son zamanlarda gerçekleşen yer altı boks kulüpleriyle alakalı saldırılardan biri olduğuna inanıyoruz.
On pense que c'est un acte de vandalisme, comme depuis quelque temps, sûrement lié à des clubs de boxes clandestins.
Ayrıca boksu da, hem ayaklı olan hem de eldivenli olanı.
Et la boxe, toutes les boxes, même celle avec les gants.
İyi bir yaşam için iki tane kutun olmalı.
Ce qui est important dans la vie c'est d'avoir deux boxes.
Eminim boks yapiyorsunuzdur, oyle degil mi bayim?
Je parie que tu boxes, pas vrai?
- Müzik kutularını severim.
J'aime les juke-boxes.
Yarın dövüşün var. - Gidelim artık.
Va te coucher, demain tu boxes.
Bak CoIeman boks yap yeter.
Ecoute, Coleman. Tu boxes pour ce type, c'est tout.
Hadi saldır bana!
Boxes?
Boks yaptığın yerde binlerce izleyici var. Çok hoş.
Quand tu boxes et qu'il Y a beaucoup de public.
Bu ambardaki her ahırda tıpkı bunda olduğu gibi boru var.
Tous les boxes de l'écurie ont un tuyau comme celui-là.
Billy, Adam, ahırın kilidini sıkıca taktığınızdan emin olmalısınız.
Sujet suivant. Billy, Adam, il faut vous assurer de bien fermer les boxes de l'étable.
Reçeteleri, 14. caddedeki 781. posta kutusuna yollamış.
Il s'est fait envoyé cette prescription à B.P. 781, Mail Boxes, 14e rue.
Böyle mi boks yapıyorsun sen?
C'est comme ça que tu boxes?
Boks yapmadığın zamanlarda ne yapıyorsun?
Que fais-tu quand tu ne boxes pas?
Sen çalışırken onlara kim bakıyor?
Qui s'en occupe quand tu boxes? Ma femme.
Maceramıza Tokyo'daki bir odacıkta başladık.
On a commencé dans des boxes à Tokyo.
Ted, bu odacıkların küçük olduğunu düşünüyorsan hücrenin içini görene kadar bekle, dostum.
Ted, si vous pensez que ces boxes sont petits, attendez de voir l'intérieur d'une cellule, mon pote.
Mini Saklama, Evcil Hayvan Saklama, Özel Saklama, Kişilik Saklama...
" Boxes de rangement, de stockage, individuels...
Ruh Saklama.
Boxes à âmes. "
Nasıl dövüştüğünü göster?
- Comment tu boxes?
Yaşlı bir adam için, iyi dövüşüyorsun.
Pour un vieux, tu boxes bien.
Küçük odalar!
Des boxes!
Kökten dincilerin, Asnieres'deki otoparkta bulunan kilitli kasalarda silah depoladıklarını sanarak kameraya alıyorlarmış.
Ils ont installé une surveillance dans un parking à Asnières sur des boxes qui serviraient de dépôts d'armes à des islamistes.
- Sen de dövüşüyor musun?
- Tu boxes aussi?
Çimleri görmekten memnunum... ama üzerinde 30 araçlık garaj olmalı, inşaatlarınızı yıkmadan.
Et les boxes? Quels boxes? - Pour les voitures.
İlan kampanyası başlatıldı.
Je regarde le chantier, et je ne vois pas les boxes.
Sahte olduğunu düşünmeye başladım.
A mon avis, il ne marche plus. Vas-y, Teal'c. Ce n'est pas frapper, ça. J'essaie de t'atteindre, mais tu boxes très bien aujourd'hui. - Non.
Bölmeler geri dönüşümlü kumaştan yapılma. Zemin, yenilemeli bambu. LED aydınlatma.
Les boxes sont en tissu recyclable, le sol en bambou, des LED pour l'éclairage, le bois vient des forêts durables.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]