Brütüs Çeviri Fransızca
205 parallel translation
Sezar, "Brütüs, Kleopatra isminde genç bir mısırlı bayan ile tanıştım." "Beni deliye çeviriyor" dediğinde Brütüs da ona aynı bu cevabı vermiş.
C'est sans doute la réponse de Brutus à César quand il lui a avoué qu'il aimait Cléopâtre.
Ama Brütüs de öyleydi. Hepimiz Brütüs'ün anarşist ve alkolik bir suikastçı olduğunu da biliyoruz.
Comme Brutus en son temps, qui, comme vous le savez, était un anarchiste, un alcoolique, un assassin!
Brütüs Philippi'ye gitmeden önce son gecesini burada geçirmiş... Shakespeare'le... pardon Jül Sezar'la olan nahoş olaydan sonra.
Brutus a passé la nuit ici avant Philippes après cette affaire désagréable avec Shakespeare...
Sende mi, Brütüs.
Toi aussi, Brutus!
Geçen yıl, Brütüs Jül Sezar'ı öldürmek üzereyken, Prens acı acı bağırdı :
La dernière fois, quand Brutus s'apprêtait à tuer César, le Prince a braillé :
Son defasında, üçü Jül Sezar'ı öldürmüşlerdi, içlerinden biri de, en yakın arkadaşı Brütüs'tü.
J'en ai vu 3 au théâtre qui tuaient Jules César et l'un d'eux était son ami Brutus!
Brütüs bunu öğrendiğinde küplere binmiştir.
Par la Saint-Concombre! Brutus a dû être bien embêté en découvrant ça!
- Sezar da Brütüs için aynısını dedi.
Je l'ai rencontré avec ma femme.
Brütüs nedensiz yere mi saldırdı? Yoksa ilk siz mi tahrik ettiniz?
Brutus vous a attaqué sans que vous ne l'excitiez?
Cengiz Han. Brütüs.
Genghis Khan, Brutus.
Ben de "Sen de mi Brütüs?" sözünü severim.
Celui que j'aime, c'est : "Et toi, Brutus?"
Benim gördüğüm kadarıyla Brütüs, Sezar'ın iyi bir arkadaşıdır.
Selon moi, Brutus était l'ami de César.
Sezar'ı arkadan bıçaklayan Brütüs mü onun iyi arkadaşı oluyor?
En lui plantant un couteau dans le dos?
Adamlarımın önünde problemler yoktur, Brütüs.
Il n'y a jamais de problème devant mes hommes, Brutus.
Brütüs, Sezar Zeyna ile tanıştığında onunlaydın.
Brutus, tu étais avec César quand il a connu Xena.
Ve daha da önemlisi... Brütüs'ü arkadaşın Gabrielle'i bulmak için gönderdi.
Il a même envoyé Brutus chercher ton amie Gabrielle.
- Brütüs.
- Brutus!
Evet, bazı insanlar mutsuz olacaktır... ama herkesin bir bedeli vardır... onurlu Brütüs'ün bile.
Ca ne plaira pas à tout le monde. Il suffit de mettre le prix.
Hala senin için faydalıyım, Brütüs!
- Oui, je te sers encore!
Nasılsın, Brütüs?
Ave, Brutus.
- Herkes Brütüs'ün onurlu bir adam olduğunu söylüyor.
On dit que Brutus est honorable.
- Evet. - Martın onbeşinde gözünü açık tut, Brütüs.
- Prends garde aux ides de mars.
Brütüs!
Brutus!
- Elbette... çarmıhlar olmadan çarmıha geremezsin, Brütüs.
- Certes. Comment crucifier autrement?
- Bir duyuru yapacağım, Brütüs... tarihi değiştirecek bir duyuru.
Je vais faire une annonce qui va changer l'histoire.
Bunu sana şu anda söyleyemem, Brütüs ama... bana güven.
- Pourquoi en Gaule? Je ne peux pas te répondre maintenant. Aie confiance en moi.
Ve sen de mi, Brütüs?
Toi aussi, Brutus?
Pompey'in izi soğudu. Ben Brütüs'ün peşinden gitmek istiyorum.
On ne peut plus pister Pompée, je vais chercher Brutus.
- Amazon kanunu der ki Brütüs'ün cezası benim kararım!
- La loi des Amazones... - Dit que c'est à moi de décider!
Gerçekten onun öylece Brütüs'ü affetmesine müsade mi edeceksin?
- Quoi? Toi, Gabrielle! Tu vas la laisser gracier Brutus?
- Onun savaşı Brütüs'le değil. Bununla... ve bununla... ve savaşla, ve nefretle. Ve biliyor musun ne?
Ce que Gabrielle combat, c'est ça et ça!
Brütüs'ü getirdim. O...
Xena, j'ai amené Brutus.
- Brütüs... bize Amazonlar tarafından esir alındığınız söylendi.
Brutus? Les Amazones ne t'avaient pas capturé?
Eğer benim kontrolüm altında değillerse, Brütüs... onlar bir tehdit.
Si elles ne sont pas sous ma coupe, elles sont une menace.
Dünyanın en harika donanmasına kumanda ediyorsunuz- - isminizin, Brütüs ya da Antony ile birlikte anılması stratejik değerde.
Tu as la plus grande flotte du monde. C'est un atout de taille pour un Brutus ou un Marc Antoine.
Brütüs'ün Mısır'da olduğuna dair bir söylenti var.
On dit que Brutus est en Egypte.
Brütüs, geleceğini biliiyor muydu?
Brutus! Elle t'attend?
Cleopatra'yı korkutması gereken şey nedir, Brütüs?
De quoi devrait-elle avoir peur?
Zeyna, Brütüs haklıysa, Antony seni öldürmeye çalışabilir.
Brutus a raison, Marc Antoine pourrait tenter de te tuer.
Belki Brütüs'ü alt ettikten sonra, - -
Quand nous en aurons fini avec Brutus, nous pourrions descendre le Nil parfumé.
"Yanlışlık, sevgili Brütüs, yıldızlarımızda değil, kendimizde."
"La faute, cher Brutus, n'est pas dans nos étoiles, mais en nous-mêmes."
Ne oldu Bay Pasqualle? Aşçıyı ziyaret edip "Sen de mi Brütüs?" mü dediniz?
Alors, vous avez rendu visite au chef pour rejouer la scène de Et tu, Brute?
Sezar'da Brütüs'ü seviyordu ama bak, sonu ne oldu.
César aimait Brutus et regarde où ça l'a mené.
Hadi, Brütüs.
Allez, Brutus!
- Brütüs...
Brutus?
- Sorun ne, Brütüs?
- Qu'y a-t-il?
- Bu Brütüs...
- Avec une armure argentée.
Brütüs, eğer seni Pompey'e verirsem, o seni öldürecektir.
Si on te livre, Pompée te tuera.
Brütüs doğudan yaklaşıyor.
Pompée!
Brütüs, Sezar'a olan ilancın yersiz.
Ta confiance est mal placée.
Teşekkürler, Brütüs.
Merci, Brutus.