Budalalar Çeviri Fransızca
215 parallel translation
İlk olarak bu genç bayana yardım etmek istedim. İkinci olarak da boş kafalı budalaların... nasıl davrandıklarını merak ediyordum.
d'abord pour aider cette jeune fille et puis pour voir de plus près une bande de têtes de linottes.
Şu aptal şifrelerin. Bunlar budalalar için.
Ce code stupide est fait pour les ânes.
- Onu yukarı çekmeyin sizi budalalar!
- Ne le laissez pas monter, imbéciles!
Nedense, budalalar dans ederken hep ayağıma basarlar.
Les naïfs me marchent toujours sur les pieds.
- Budalalar, her yerde budaladır.
Un idiot reste un idiot.
Bazı budalalar.
- Qui, on? - Eh bien, d'autres imbéciles... Nous n'en manquons pas.
Tüm o köylü budalalar, kartalların okullu çocukları çantalarıyla beraber sırtlarında taşıdığını düşünüyor.
Tous ces idiots pensent que les aigles volent les petits enfants.
Ve ben de senin peşinden geldim bir aşk budalası gibi yarım akıllı budalalar gibi.
Vrai ou pas, je t'ai suivie... comme un petit garçon... amoureux et ridicule.
Bazı budalalar arabadaki adamın kestirdiğini düşünür.
Faut pas croire que c'est la meilleure place.
Aklını kaçırıp Sezar'ın damarlarında bir vurguncu kanı akıttığını sanmayasın. Doğru yoldan saptırabilir miyim ben budalaları baştan çıkaran şeylerle tatlı diller, iki büklüm bellerle, aşağılık köpek yaltaklanmalarıyla?
Ne croyez pas que César ait le sang d'un rebelle dont la pureté se perdrait en ce qui séduit les sots, les bonnes paroles, les génuflexions et les caresses de chien.
Bizim gibi üniversite mezunu budalaları çöp bidonunun üstüne oturalım diye işe alıyorlar.
Notre fonction est d'empêcher la poubelle de déborder. Et nous l'empêchons.
Budalalar!
Idiots!
Ama inanın bana bir vaizin nefsine kapılması... siz şaşkın budalaların nefsine kapılmasından çok daha zordur.
Il en faut plus pour tenter un prédicateur que de pauvres bougres.
Devlin Warren, eğer bana benzeseydin bu tür budalaların, Denver'ın batısında yaşayan en güzel kız ile takılmasına müsaade etmezdin.
Devlin Warren, si j'étais toi, je ne le laisserais pas partir avec la plus jolie fille du coin - sans lui chercher querelle.
Hepimiz tanrının budalalarıyız, lordum.
Nous sommes tous fous de Dieu, My Lord.
Sevgili Komiser. Bana verilen yetkiye dayanarak ve Cumhurbaşkanı'na vekâleten sizi budalaların en başarılı komutanı ilan ediyorum.
Monsieur le Commissaire, en vertu des pouvoirs qui me sont conférés et au nom du Président de la République... je vous nomme commandeur dans l'ordre des "jean-foutre"!
İçindeki budalalar da.
avec ses habitants.
hayat çok güzeldir... sokakta namus budalalarının bizi aşağılaması kimin umurunda?
C'est la belle vie! Qu'importe le mépris Des collets montés?
Ayrılın budalalar! Kılıçlarınızı bırakın. Ne yaptığınızın farkında değilsiniz.
Vous ne savez pas ce que vous faites!
Bu garip sineklerden az mı çektik. moda budalaları. bu pardonnes-moi'cılar canımıza okudular.
Nous voici affligès de ces petits maîtres... imbus de modes importées de France!
Budalalar.
Quels idiots.
Onu kaçırdı, budalalar.
Il l'a kidnappé, andouille.
Uğraşıyorlar, seyirciler heyecan içinde ve bazı budalalar da heyecanlanıyor.
Après qu'il vous a cloué la tête au sol, l'avez-vous revu?
Uğraşıyorlar, seyirciler heyecan içinde ve bazı budalalar da heyecanlanıyor.
Il font vraiment de leur mieux, et le public est surexcité, je crois que certains des crétins sont également surexcités.
" Ve siz FBI budalaları beni hâlâ yakalayamayacaksınız.
"Et vous, les simplets du FBI ne m'attraperez toujours pas."
Şimdi budalalar başlama noktasına doğru yol alıyorlar ve her an başlama işareti gelebilir.
Et maintenant, les idiots s'avancent jusqu'à la ligne de départ.. et à tout moment maintenant, ils vont être aux ordres du starter
Budalalar düşmeden bu çizgiler üzerinde yürümek zorundalar.
Les idiots doivent marcher le long de ces lignes sans tomber
Budalaların atlaması gereken iki sıra kibrit kutusu var.
Deux couches de boîtes d'allumettes à sauter.
Sanırım budalalar pus yüzünden zorluk çekiyorlar.
Il y a de la fumée, ce qui je pense, cause quelques problèmes aux idiots.
Bu budalaların çoğu için oldukça zor bir yarışma ; genelde zamanlarının çoğunu bu yarışma alıyor.
C'est une épreuve particulièrement difficile pour la plupart des idiots.. une de celles qui prend le plus de temps, dans ce parcours astreignant.
Seyirciler heyecanlanmaya başladı, sanırım budalalar da heyecanlı.
La foule s'excite, et je pense que les idiots s'excitent aussi.
Altı üstü köyden inme araba budalaları.
Des péquenots fondus de voitures, voilà ce qu'ils sont.
Bütün diğer budalalar gibi. Şu son 22 günde bula bula 2 dolarlık altın tozu bulduk, başka bir şey de yok.
On a trouvé pour 2 dollars de poussière en 22 jours.
- Defolun, budalalar!
- Dégagez, idiots!
Serifin takm. Budalalar.
L'équipe du shérif.
Katalog budalaları için harika, değil mi?
C'est un bel engin. Un piège à gogos, hein?
Küçük güzel budalalar, ne renk istiyorlarsa onu giyebilirler.
Les belles petites sottes portent n'importe quelle couleur.
Dana Andrews budalalar dedi
Dana Andrews disait que les prunes
Sonuçta yukarıda budalalar yok.
Ils ne sont pas bêtes, là-haut.
Bir sonraki istasyona yürüyoruz, bu budalaların bölgesinin tam ortasından geçerek.
On va aller à la prochaine station à travers le territoire de ces baiseurs en berne.
Siz budalalar neden yürüyerek dönmüyorsunuz?
Rentrez chez vous à pied, têtes de noeuds!
Budalalar! Allah belanızı versin!
Bande de fripouilles!
Siz budalaların farkına varması için illa ki ağaca mı tırmanmalıyız?
Grimpez en haut d'un arbre et vous comprendrez peut-être, bande d'abrutis!
Tüm ahmak ve budalalar burda!
Quel idiot!
Kaçın sizi budalalar!
" Courez, idiots!
Durun, sizi budalalar!
Espèces de fous!
Gülün budalalar!
Riez, bande d'idiots!
Bu çivisi çıkmış dünyada ölümlü budalalar yaşasın!
Aux mortels de vivre dans un monde infâme!
Sersem budalalar.
Bande d'aveugles.
Budalalar!
Idiotes!
Ancak budalalar işleri aceleye getirir.
Les idiots se marient trop vite.