Bulacağız Çeviri Fransızca
8,322 parallel translation
Bu yüzden sana ve asâya ihtiyacım var, kim olduğumu bulacağız.
C'est pourquoi j'ai besoin de vous et du bâton pour m'aider à découvrir qui je suis.
Asâyı bulacağız.
- On va trouver le bâton.
Bay Carsen'ı ve asâyı bulacağız. Prospero'nun bana yaptığı büyüyü asâyı kullanarak bozacağız ve özgür bir adam olacağım.
Nous trouvons M. Carsen et le bâton du savoir, nous utilisons un peu de ce savoir pour briser le sortilège de Prospéro sur moi, pour me rendre libre.
Yâni, hangi boyutta olduklarını çözüp onları bulacağız.
Donc il suffit de découvrir la dimension où ils se trouvent et de les ramener.
- Onu bulacağız ve tıkayacağız.
On le trouvera et on le neutralisera.
Owen da onları bulmamızın önemini biliyor ve bulacağız da.
Owen sait aussi combien c'est important que nous les trouvions, et nous le ferons.
Yemimiz olması için kimi bulacağız?
Qui va jouer l'appât?
Cep telefonu işe yaramaz. Başka bir yol bulacağız.
Ça ne marchera pas avec le portable.
- Onu bulacağız.
Nous allons la retrouver.
Baba, o körüğü bulacağız!
Papa, on va trouvé ce fumoir!
- Bir tedavi bulacağız.
- On trouvera un remède.
- Bir yolunu bulacağız. - Hayır.
Non!
Castle, seninle birlikte Pitbull'un ofisine gitmeliyiz, bakalım orada neler bulacağız.
Castle, toi et moi, on devrait aller au bureau du pitbull, voir ce qu'on peut y trouver.
Dallas'ı bulacağız, seni hapse geri tıkacağız ve Dallas'ın yerini senin söylediğini yayacağız.
On va trouver Dallas, on va te remettre en prison et on va raconter que tu as dit où était Dallas.
Bir yolu olmalı ve biz onu bulacağız. Tamam.
On va trouver un moyen de l'enlever.
Mührü yok etmek için başka bir yol bulacağız.
On trouvera un autre moyen de m'enlever la marque.
Başka bir yol bulacağız Sam.
On trouvera un autre moyen.
Amelia'yı bulacağız.
Trouver Amelia.
Liam ve Hayden'ı orada bulacağız.
C'est là qu'on trouvera Liam et Hayden.
Peki nasıl bulacağız?
Comment allons-nous le trouver?
- Tamam ama nasıl bulacağız?
Oui, mais comment on la trouve?
Patty'i bulacağız ama tamam mı?
On va retrouver Patty, d'accord?
- Nasıl bulacağız onu?
Comment on le retrouve?
Bundan sonra sadece hafta sonları kafayı bulacağız.
A partir de maintenant, on se défoncera seulement pendant les weekends.
Onları nasıl bulacağız?
- Comment on les trouve?
Hayır, ama onu bulacağız.
- Non. Mais nous allons le retrouver.
Az önce FBI'yı hackleyemediğini söyledin o halde nasıl bulacağız bu adamı?
Tu viens de dire que tu ne pouvais pas pirater le FBI, donc comment vas tu trouver ce gars?
Önceliğimiz o. O, diğer ajanlardan bir adım önde. Sonra B613'ü rahatça nasıl alaşağı ederiz, onu bulacağız.
Une fois qu'il sera dedans, d'autres agents viendront et voici comment on fait tomber B613 pour de bon.
Bunu kapatmak için farklı bir yol bulacağız.
Tu trouves un autre moyen d'y mettre un terme.
Mike'ı bulacağız ve onu Theo'ya götüreceğiz.
On trouve Mike, et on le ramène à Theo.
- Bir isim bulacağız.
- On aura un nom. - Comment?
Bu arada Grand Central'ın 10 blok çevresindeki tüm trafik kameralarını araştırıyoruz ve böylece onu bulacağız.
En attendant, nous fouillons toute caméra de sécurité dans un rayon de dix pâtés de maison autour de Grand Central, donc nous allons le trouver.
Neredeyse 30 yıl önce görülen gizemli bir kadını nerede bulacağız?
Où allons-nous trouver cette mystérieuse femme d'il y a 30 ans?
- Bir şey bulacağız.
On trouvera quelque chose. Écoute, Vince.
Shakespeare'i bulacağız. Prospero'yu kazara nasıl yarattığını keşfedeceğiz. Güç Asâsı'nı alacağız.
On trouve Shakespeare, on découvre comment il a créé Prospéro par accident, on récupère le bâton, on retourne dans le futur pour vaincre Prospéro, puis on revient dans le passé avec le bâton en espérant ne pas avoir brisé la causalité.
Şimdi her şeye sıfırdan başlayacağım. Şu Harper denen kızın yerini bulacağım. - Sonra görüşürüz.
Maintenant, je dois tout recommencer et retrouver cette Harper.
Bulacağınızı da sanmıyorum.
Je ne pense pas que tu en trouveras
Karşılıklı çıkarımız olan bir çözüm bulacağımızdan eşit şekilde umutluyum.
J'ai bon espoir que toi et moi puissions parvenir à trouver une solution équitable mutuelle.
Danışmanlık lazımsa beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.
Si vous avez encore besoin d'aide, vous savez où me trouver.
Izgaramı bulacağınızı söyleyin!
Dites-moi que vous allez trouver mon fumoir!
Beni bu kadar çabuk bulacağınızı sanmamıştım.
Je ne pensais pas que vous me trouveriez si vite.
Dean için tedaviyi bulacağız.
On va trouver un remède.
Hayır Dean'i bulacağız.
- Non, on va trouver Dean.
Onları bulacağımız hiç bir yol...
Pas moyen que l'on trouve...
Yapacak başka bir şey bulacağım konusunda ikiniz de haklı olsanız bile gerçekten sevmeyeceğim.
Il était un peu toqué parfois, honnêtement, mais... Je veux faire ça.
Bebeği nasıl bulacağız?
On fait quoi maintenant?
Bu yerden çıkmak için bir yol bulacağız.
On va trouver un moyen de partir d'ici.
Ama onu nerede bulacağımızı biliyorum.
Je pense pouvoir le trouver.
Seni sızmış halde bulacağımızı düşündüm.
J'ai compris que tu serais ici à dormir.
Sadece onları bulacağımız konusunda anlaşmıştık.
Je croyais que nous étions d'accord nous étions juste sensés les trouver.
Sıkı dur. O tüneli bulacağım ve buradan çıkacağız, tamam mı?
Deux secondes, je prends la sonde et on s'en va.