Bulurum Çeviri Fransızca
4,608 parallel translation
Bu rodeo doktorunu nerede bulurum?
Où je peux trouver le médecin du rodéo?
Söylediğin şeyler değilse, seni bulurum.
S'il ne s'agit pas de ce que vous dites, je vous retrouverai.
Bir bebek bakıcı bulurum.
Je peux prendre une baby-sitter.
Bulurum. Bazı ısı sinyalleri alıyoruz.
Oui, on parvient à détecter des sources de chaleur humaine.
Seni bulurum, Ezra!
Je te retrouverai, Ezra!
Her zaman bulurum.
Comme toujours.
Vaktinde bitiremezse, onun da yerine başkasını bulurum.
Vous savez, je le remplace quand il ne tient pas les délais.
Kendim yolu bulurum.
Pas la peine de me raccompagner.
Bana gerçeği anlatmak istemiyorsan ben de kendim bulurum.
Et si tu ne veux pas me dire la vérité, je la découvrirai par moi-même.
Eminim onları bulurum.
Je suis sûre qu'elles réapparaîtront.
Onu nasıl bulurum?
Comment je le trouve?
Seni bulurum sonra ben.
Je te retrouve à la dernière tournée.
Cesetleri neden ben buluyorum bilmiyorum ama belki bununla mücadele etmeyi bırakırsam olay gerçekleşmeden önce bulurum.
Je sais pas pourquoi je suis la seule qui continu de trouver des cadavres, mais peut-être que si j'arrête d'essayer de le combattre, je les trouverais avant que ça se produise, peut-être avec assez de temps
- Seni bir dakika içinde bulurum.
- Je te retrouve dans une minute.
- Ona en iyi avukatı bulurum.
D'accord, je vais lui trouver le meilleur avocat - Je peux trouver.
Onu gezdirecek bir üniformalı bulurum.
Je demanderai à un agent de le promener.
Ayaklarım üstüne doğrulunca takip edip bulurum belki.
Peut-être que j'essaierai de le retrouver une fois que je serai de nouveau sur pieds.
Üzerinde gizli bir şifre varsa çözmenin bir yolunu bulurum.
S'il y a une ruse, je la contournerai.
O zaman başka bir yol bulurum.
Je me débrouillerai autrement.
Ben onu bulurum.
Tu sais, je le trouverai.
Hep bulurum.
Je le fais toujours.
Ama dediğin gibi... Bir yolunu bulurum.
Mais comme tu l'as dit je trouverai un moyen.
- Beni dinle sahil çocuğu her zaman bulurum!
Ecoute-moi, beach boy!
Yolu kendim bulurum.
Je trouverai la sortie.
Ben de bulurum. O derece iyiyimdir.
Je suis douée.
Kendim bulurum, sağol.
Je le trouverai moi-même, merci.
O, senin gözünden kaçtı. Onu kendim bulurum.
je le trouverai sur la mienne.
- Hayır, çok geç. Eğer ondan kurtulamıyorsam, ben de onun sahnedeki süresini azaltmanın bir yolunu bulurum. Evet.
Si c'est bien trop tard.
Tamam, başkasını bulurum.
D'accord, j'irai.
Bir şeyler bulurum.
Peut être...
- Ben bulurum.
- Je la trouverai.
- Ben gidip onu bulurum.
- Je vais aller la retrouver.
Başka bir doktor bulurum.
Je trouverai un autre docteur.
Bir yerden bulurum.
Je les trouverai.
- Bir yolunu bulurum.
- Je verrai bien.
Eğer yaparsam Müdür Yardımcısı kariyerimi mahveder, ben de kendimi bir konserve fasulye için güzel vücudumu sayarken bulurum.
Si je fais ça, le député de police peut ruiner ma carrière, et je finirai dans la rue vendant mon corps pour une boite de haricot.
Ben seni bulurum.
Je te retrouverai.
- Bulurum onu.
- Je le trouverai.
Bir şeyler bulurum derken seni kastettim.
J'ai dit "on trouvera une solution" - je voulais dire "tu".
Ben bir yolunu bulurum.
Oui, mais je trouverai quelque chose.
Her zaman bulurum.
Je le fais toujours...
Sizi sonra bulurum ben.
Je vous retrouverai plus tard.
İş bittikten sonra yapılan pazarlığı nahoş bulurum bilesin.
Je trouve les négociations tardives déplaisantes.
Haksız yere suçlandım ve bunun nedenini bulurum.
Et bien, j'ai été piégé, et découvrir la base de tout cela.
- Tamam, onu bulurum.
Ok, très bien. Je t'aurais ça.
Ben bulurum.
Je la trouverai.
Seni tekrar bulurum, dostum.
Je vous retrouverai, mon ami.
Her hâlde o zamana kadar bir çözüm şekli bulurum.
Je trouverai un moyen de m'en occuper.
Gidecek bir yol bulurum.
Je m'en sortirai.
Bir yolunu bulurum.
Je trouverai un moyen.
Değilim işte. Hep bir yatak arkadaşı bulurum.
Je m'envoie en l'air sans arrêt.