Buzdolabında Çeviri Fransızca
819 parallel translation
- Buzdolabında biraz yiyecek var.
Tu trouveras à manger dans le frigo.
- Buzdolabında.
- Dans la glacière.
Sarah sen gelene kadar onları buzdolabında bekletti.
Sarah les avait mises au froid.
Tabii, buzdolabında pek bir şey yok.
Ce sera frugal...
Altı saat bir buzdolabında kalmış.
Il est resté 6 h au frigo avec la jambe gauche.
- Nerede? Buzdolabında mı?
- Où est-elle?
Buzdolabında yiyecek ne var?
Qu'y a-t-il dans le frigo?
Klüp hostesleri onları buzdolabında saklayabilir.
Le steward du club-house les mettrait dans le frigo.
Buzdolabında bira var.
Y'a de la bière au frigo.
- Ben tatlıyı getireyim. - Teşekkürler. Buzdolabında.
Il est dans la glacière.
Buzdolabında bazı şeyler var. Evinize götürmek istersiniz belki.
Il y a des restes dans le frigo si vous voulez les prendre.
Buzdolabında önemli depolama alanı sağlandı.
L'espace de stockage est préservé dans le réfrigérateur.
Ağaç yükseldi ve Tom ve Jerry buzdolabında.
L'arbre est mis et le cocktail est dans le frigo.
Çocukların akşam yemeği buzdolabında.
Leur dîner est dans le réfrigérateur.
Buzdolabında şampanya olacaktı.
Il y a du champagne au frigo.
- Merak etme. Buzdolabında bir şeyler var.
- Il est au réfrigérateur.
Buzdolabında bira şampanya, göz yaşı ya da biraz ançüez olması lazım.
Il doit y avoir de la bière ou du champagne, ou du collyre ou des anchois dans la glacière.
Buzdolabında şampanya olacaktı.
Je crois qu'il y a une bouteille de champagne dans le frigo.
Çay isterseniz mutfak şurada. Süt de buzdolabında.
Prenez un thé, la cuisine est là, il y a du lait dans le frigo.
- Buzdolabında biraz var.
- Il y en a dans le réfrigérateur.
Buzdolabında çikolata olacaktı, yesene.
Il y a du chocolat, sers-toi.
Buzdolabı tamirciliği yapmıştım. Buzdolabında bulundurduğu yiyeceklerden adamın karakterini anlayabiliyordum.
Quand je réparais des réfrigérateurs, j'ai vu que je pouvais déchiffrer le caractère d'un homme simplement au vu du contenu de son congélateur.
Evde, buzdolabında peynirin arkasında biftek var.
Dans la maison, derrière le fromage, dans le réfrigérateur, il y a des biftecks.
- Buzdolabında.
- Elle est dans la glacière.
Yumurtalar buzdolabında.
- ll y a des œufs au frigo.
Yumurtalar buzdolabında. Buradalar.
"Les œufs sont au frigo." Les voilà.
Annem bunu yarına dek buzdolabında saklayabilir.
Maman peut le garder au frigo jusqu'à demain soir.
Buzdolabında tavuk var. Sophie senle ilgilensin.
Y a du poulet dans le frigidaire, Sophie va s'occuper de toi.
Buzdolabında gazoz var.
Il y a de la liqueur dans le frigo.
- Şey de... Buzdolabında.
- C'est dans le réfrigérateur.
Bakalım, buzdolabında ne var?
Qu'est-ce qu'il y a dans le Frigidaire?
O kadar ciddi olduğunu düşünmedim ama sonra laboratuvar ilaçlarını, ona etkilerini açıklayarak buzdolabında bıraktığımı hatırladım.
Bref, j'étais persuadé que ce n'étaient que des paroles. J'ai pensé un moment aux ampoules de produits toxiques que je gardais au frigo pour mes travaux, et dont je lui avais même décrit l'action.
Buzdolabında salata var.
Il y a de la salade dans le bac à glaces
İşte bu buzdolabında David sütünü yağını ve yumurtalarını saklıyor.
C'est le frigo dans lequel David garde son lait, son beurre et ses œufs.
- Evet, buzdolabında.
- Au freezer. - Harry.
Buzdolabında bir sürü yiyecek var.
Il y a ce qu'il faut dans le réfrigérateur.
Hubbell, buzdolabında bira var.
Il y a de la bière et des serviettes propres...
Buzdolabında çok lezzetli kuzu pirzolaları var.
J'ai des côtelettes au réfrigérateur.
Bilumum votka, viski... buzdolabında biftek var.
Vodka et scotch à gogo, steaks dans le freezer.
Şampanyayı hazırla. Buzdolabında.
Débouchez le champagne... ll est au frigo.
- Buzdolabında bira var.
- Y a de la bière dans le frigo.
Artık elbiseleri buzdolabında saklarız.
Désormais on n'a qu'à y ranger les vêtements.
Buzdolabında.
Il est dans le frigo.
Ama önce, Rocky, buzdolabında eğitim yapmaya nasıl başladın?
Maisd'abord, dites-nousd'où vous vient cette idée de chambre froide.
- Buzdolabında.
- C'est dans le frigo.
İstersen, buzdolabında şarap var.
Il y a du vin dans le frigo.
Buzdolabında yiyecek bir şeyler olacaktı.
Prépare le boudin.
Buzdolabında bir şey yok ama güneyden elma getirmiştim.
Accepte. Le frigo est vide, juste quelques pommes attrapées au vol.
Addie Ross'a, aşçının izin günü olduğunu ve evde buzdolabının başında kalmak zorunda olduğumu söyle.
Dites à Addie que je dois rester pour tenir compagnie au frigo.
Karo mutfağında, Coca-Cola dolu bir buzdolabın var.
Dans ta cuisine carrelée, tu aurais un réfrigérateur rempli de Coca-Cola.
Bir de aslında size yeni bir buzdolabı alabilirim.
Au fait, je vous ai fait livrer votre réfrigérateur.