Caddede Çeviri Fransızca
1,098 parallel translation
Caddede raylar gördüm, yanılıyor muyum? - Hazırlanmak için fazla zaman gerekmez. - Evet.
Y a une voie de chemin de fer qui passe en bas de la rue, non?
Doğru, memur bey. 9. caddede bir tane var.
Il y en a bien un.
- Efendim? Bombalar. Caddede bombalar patlıyor, efendim.
Il y a des bombes dans la rue.
Seninle 25 nci caddede Harry'nin ufak dükkanında buluşalım.
On se retrouve au Harry's Little Sub Shop sur la 25 ° rue.
- Ve Onuncu Caddede turluyordu.
- Et elle se promenait sur la 10e rue.
Seni Üçüncü Caddede gördüm.
Je t'ai vu sur la 3e rue.
- Ben Üçüncü Caddede dolaşırım.
- Je me promène sur la 3e rue.
Şu caddede uluyan taşkafalılar... güruhunu dinleyin
Écoutez cette foule d'imbéciles Hurlant au loin
Bir gün 8. Caddede yürüyorduk.
Un jour, on marchait dans la rue.
Caddede yürüyen bir postacı düşün.
Imaginez un facteur, marchant dans la rue.
tesisat... caddede... istedim... affet beni... bu... sigaradan...
Les plombiers dans la rue...
Benim binada yaşıyor, caddede takılıyor, ödemem gerekiyordu.
On habite le même immeuble...
Peşimde... Bu heriften kaytaramadan, caddede bile yürüyemem.
Il me course partout, même dans les rues.
Caddede toplanıp
Et ils devinrent tous fous.
Beşinci caddede St. Patrick Günü Törenini seyrediyorum. Kalp krizi geçiriyorum ve 9.000 polis mutlulukla üstümden geçiyor.
Je suis sur la 5ème Avenue... regardant le défilé de la Saint Patrick et j'ai une attaque cardiaque... et 9,000 flics marchent gaiement sur mon corps.
47nci caddede Maxie'nin karşısında yerleştiniz.
Tu as dépouillé un type plein aux as dans la 47e Rue.
Coleman'la birlikte adama numaranızı yaptınız ve 49ncu caddede taksiye bindirdiniz.
Vous lui avez filé des faux billets et l'avez envoyé en taxi à la 49e.
13ncü caddede bir serseri ile kavga ettim.
Je me suis battu avec une prostituée dans la 13e Rue.
103. caddede yaşιyοrdun.
Tu vivais sur la 103e.
Kadere bakın ki Leningrad'da Aynı adlı caddede aynı numarada bizimkine benzer bina vardı.
Le même appartement. Sans vous, je n'aurais jamais su ce que c'est que le bonheur!
5 dakika sonra, göz altında olmazsa, caddede parkmetrelere bakıyor olursun.
Si vous ne l'avez pas arrêté dans les cinq minutes, Vous irez surveiller des parcmètres en Martinique!
Kadere bakın ki Leningrad'da Aynı adlı caddede aynı numarada bizimkine benzer bina vardı.
Nous verrons bien. - Comprenez-vous ce qui se passe?
Sen benim en çok neye üzüldüğümü biliyorsun. Sheriff'in dışarıda caddede öldürülmesi.
Ce que je regrette le plus, c'est d'avoir tué ce shérif dans la rue.
- Caddede kullan, Calvin!
- Ouais! - Va jouer dans la rue, Calvin.
Caddede... -... 1. ve 2. bulvarın ortasında.
Entre la Première et la Seconde Avenue.
Caddede yürüyüp kalpler kıracaksın.
Tu va briser le coeur des gars qui passent.
" Burt Reynolds'ın bu caddede oturduğuna emin misin?
"Tu es sûr que Burt Reynolds habite ici?"
İşlek bir caddede uzun süre beklemiş ve sonra etrafta kimse yokken rastgele birini seçmiştim. Beni bir odaya götürmüştü.
J'avais attendu longtemps dans une rue animée... et j'avais choisi une femme au hasard qui se trouvait à l'écart des passants.
Karşınızdaki caddede bulunan kafeden.
Je suis dans un café, juste en face de chez vous.
Teyit edilmeyen haberlere göre uçağın bir iş merkezine çakılıp patladığı düşen enkazların bir sinemada yangın çıkardığı ve aşağıdaki caddede birçok insanın öldüğü rapor ediliyor.
L'avion aurait piqué dans un immeuble de bureaux. Des débris ont incendié un cinéma et de nombreux passants ont été tués.
Bir gün caddede, karşıya geçiyordu. tam tramvayın önünden geçerken kuyruğunu ezdi.
un jour, il a traversé la rue, et il est arrivé devant un tramway.
Alvarado 7. caddede buluşalım olur mu?
Je te retrouve à l'angle de la 7e et Alvarado.
Arabasıyla. Ana caddede.
Dans sa voiture.
- Caddede ortalık birbirine girdi, komutanım.
- C'est l'émeute dans la rue Général.
Artık ana caddede rahatça yürüyemeyeceksiniz. - Stretch! Stretch!
Vous ne pourrez plus descendre la rue avec votre petite amie!
Geri! Caddede ortalık birbirine girdi, komutanım.
C'est l'émeute dans la rue Général.
R. T.'yi aldı, A. B. D.'de 4. caddede
A pris le subway Jusqu'à la 4e Rue
Caddede tehlikede olan kadın, çocuk ve yaşlı erkekler vardı.
Ne songeant qu'aux enfants, femmes et vieillards en péril.
- Onları 96. caddede yakalarız.
- On les aura à la 96ème rue.
Üzgünüm, geciktim.Caddede öyle uzağa park etmek zorunda kaldım ki...
Excuse-moi, j'arrive un peu tard. J'ai dû me garer loin, pour qu'on ne...
Kendi görüşüme göre,... tek çözüm dediğimden geçiyor. Caddede, karşıdan karşıya rahatça geçmeni sağlayacak insanlar olması elzemdir.
Je trouve nécessaire qu'il y ait des gens qui s'occupent... de notre sécurité dans la rue, par exemple.
# Caddede gezinirken #
"Voguant vers le bas de l'avenue"
6. ve 11. caddede devren kiralık, mobilyalı, mükemmel bir yer var.
Ils ont un meublé au coin de la 6e et de la 1 1e.
Caddede çalmalısın.
Tu devrais faire la manche.
En yoğun sezondayız caddede bir sürü insan var.
La saison bat son plein, il y a beaucoup de monde.
eğer algılaman yani, eğer kendi tertibatın düzgünce işliyorsa Everest'e tırmanman ilgisiz bir hal alır, saçmalaşır çünkü bu, demek istediğim tabii ki bir noktada muhakkak yedinci caddede olan bir tütün dükkânından farklıdır.
Si tes facultés de perception, et ton mécanisme interne marche correctement, il devient inutile de monter sur l'Everest, c'est même absurde! Parce que... je sais bien que le Mont Everest est différent d'une boutique de cigares de la 7ème Avenue, mais...
Caddede seni bekleyen iki piliç ayarladım.
Y a trois poules qui t'attendent.
10 dakika önce... caddede.
Il y a dix minutes, là-haut, sur la route.
# Caddede, caddede, caddede #
"l'avenue, l'avenue, l'avenue"
Kurtulan bir kişi... 17 yaşındaki Laurie Strode, cinayetin olduğu evin karşısındaki caddede bulundu. Genç, Haddonfield kliniğine götürüldü.
L'adolescente a été conduite à l'hôpital de Haddonfield...
Batı Yakası'ndaki bir caddede tuhaf bir silahlı çatışmada sona erdi.
- Mon Dieu!