Cady Çeviri Fransızca
293 parallel translation
- Efendim. Sen bir konuk olarak gideceksin.
Cady, tu iras en invité.
Cady, Howe.
Cady, Howe.
Cady, koş!
Cady, attrape-le!
Cady.
Cady.
Max Cady.
Max Cady.
Şehirde bir eski mahkum var. Adı, Max Cady.
Il y a un ancien détenu en ville, il s'appelle Max Cady.
O herif Max Cady'ydi.
C'était Max Cady.
Max Cady adlı bir eski mahkum- - Bir dakika.
Est-ce qu'un ancien détenu nommé Max Cady... Ne quittez pas.
Pete, Max Cady adlı kişinin alınmasını istiyorum.
Pete, je veux qu'on embarque Max Cady.
- Sen Max Cady misin?
- Vous êtes Max Cady?
Donun dışında üstündekileri çıkar bakalım, Cady.
Mettez-vous en slip, Cady.
Bu yeterli değil, Cady.
Ce n'est pas assez, Cady.
Cady, ailesinden miras kalan çiftliği net 5900 dolara satmış.
Cady a vendu sa vieille ferme de famille pour 5900 dollars, net.
Bay Cady'yi buranın yerleşmek için oldukça kötü bir yer olduğuna... ikna etmek için yasal yollar olduğunu da unutma.
Souviens-toi qu'il y a des manières légales de convaincre M. Cady... que ce pourrait être pour lui un endroit misérable où vivre.
Ama bizim gidebileceğimiz her yere Cady'de gidebilir.
Mais Cady a les moyens d'aller partout où on pourrait aller.
Dostun Cady, Dave Grafton'a gitmiş.
Ton ami Cady est arrivé avec Dave Grafton.
Cumartesi günü Bay Cady'nin odası ve arabası arandı.
Samedi, la chambre de M. Cady a été fouillée, sa voiture a été fouillée.
Memurlarımdan hiçbiri Cady dışında kimseye bundan bahsetmediler.
Je peux vous garantir que mes hommes ne l'ont mentionné qu'à Cady.
Yeni ev sahibi bir şekilde bundan haberdar oldu... ve Bay Cady bir kere daha kaldığı yeri terk etmek zorunda kaldı.
Son nouveau propriétaire l'a appris d'une façon ou d'une autre... et à nouveau, M. Cady a été forcé de déménager.
Gidelim, Bay Cady.
Venez, M. Cady.
Max Cady'nin açığını yakalamak istiyorsan... birkaç gün önce kente gelen bir kızla birlikte bir odada- -
Si vous voulez quelque chose sur Max Cady... il est dans une chambre avec une fille arrivée en ville il y a quelques jours...
Kimse sizi Max Cady'den korktuğunuz için ayıplamaz.
Maintenant, personne ne vous blâme d'avoir peur de Max Cady.
Cady gibi adamlarla ilişkisi olan... kızların fotoğraflarını göstereyim... ve emin olun, Bayan Taylor, mideniz bulanacaktır.
Je vous montrerai des photos de filles impliquées avec des hommes comme Cady... et Mlle Taylor, ça vous rendra malade.
Bir tecavüz suçlaması yapın, Cady altı ay hapis cezası alır.
Déposez une plainte pour coups et blessures, Cady ira six mois en prison.
Max Cady'nin boş tehditlerde bulunacak bir adam olmadığını biliyorum.
Max Cady n'est pas un homme à faire des menaces en l'air.
Cady karısını ve kızını tehdit etti.
Cady a menacé sa femme et sa fille.
Cady'yi tanıyorsun.
Vous connaissez Cady.
Bak, Cady... Belki köpek zehirlemekten... Diane Taylor gibi bir zavallıyı dövmekten yakayı sıyırabilirsin.
Écoutez, Cady... vous pouvez peut-être vous en tirer avec l'empoisonnement d'un chien... et la raclée d'une petite traînée comme Diane Taylor.
- Ne kadar istiyorsun, Cady?
- Combien vous voulez, Cady?
Zaten Cady de bunu biliyor.
Et Cady le sait.
Dave Grafton'a, etik komitesine ve diğer hepsine verilecek tek cevap... Cady'nin gerçek niteliğini ortaya koymaktır.
La seule réponse à Dave Grafton, au comité sur l'éthique... et à tout le reste, c'est de montrer le vrai visage de Cady.
Cady bunu yemeyecek kadar kurnaz!
Cady est trop malin pour ça!
Aileni bir yerde yalnız bırakacağına Cady'nin inanacağını mı sanıyordun?
Tu espères faire croire à Cady que tu laisses ta famille seule quelque part?
Dostu Bay Cady'nin... beni havalimanına kadar takip edeceğinden emin olabilirsin.
Tu peux parier que son ami M. Cady, va me suivre jusqu'à l'aéroport.
Birkaç saat içinde Peggy ve Nancy ile birlikte yüzen evde olacağım. Cady ise Atlanta'da ter döktüğümü sanacak.
En quelques heures, je serai sur la péniche avec Peggy et Nancy... et Cady croira que je suis à Atlanta en train de transpirer.
- Sana karşı sıkı bir davası var.
- Cady a bien construit son affaire.
O zaman Cady ve Grafton'u kesinlikle uyandırmış oluruz.
Ce serait la meilleure façon d'avertir Cady et Grafton.
Cady hâlâ Atlanta'da olduğumu sanıyor.
Cady croit que je suis à Atlanta.
Ve sen güçlü bir adamsın, Cady.
Et vous êtes fort, Cady.
Pekala Cady, işte beklediğin an geldi.
C'est le moment que tu attendais, Cady.
Seni almaya kimse gelecek mi Cady?
On vient te chercher, Cady?
- Her neyse, kendinize iyi bakın Bay Cady.
- Bonne chance.
Ne istiyorsunuz Bay Cady?
Que voulez-vous?
Bay Cady, acı çektiğinizi anlıyorum.
Vous avez souffert, je le vois.
Ne kadar istiyorsunuz Bay Cady?
Combien voulez-vous?
Cady'nin banka cüzdanı.
Le compte épargne de Cady.
Cady onu kaçırdı.
Cady l'a enlevé.
Cady evin içine mi girdi?
Cady est entré chez vous?
- Cady bir kıza daha tecavüz etmiş.
- Cady a violé une autre fille.
- Max Cady.
- Max Cady.
Bak, bu Cady denen herif... benzerini daha önce de yaptı.
Ecoute, ce type, Cady, il a déjà fait ce genre de truc.