English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Came

Came Çeviri Fransızca

2,319 parallel translation
Uyuşturucu işini iki kez engelledik.
Ça fait 2 fois qu'on gêne son trafic de came.
Yapan Guardo. İki kez işine engel olduk.
Ça fait 2 fois qu'on gêne son trafic de came.
Müthiş bir eğlence!
C'est de la sacrée came!
Eğlenceye bayılırım!
La came, ça me rend dingue!
Lisa harikaydı, dostum.
Lisa, c'est de la came, mon pote.
Satıcı kim?
Qui avait la came? Personne.
Kim?
- Qui avait la came?
Satıcı kim?
Qui avait la came?
Onu ve mallarını merkeze götürün.
C'est toi, sale enfoiré! Viens par ici. 04, embarque-le au poste avec la came.
- Elbette, iyi müziktir.
- Ouais, de la bonne came.
Uyuşturucu bağlantılı mahkumlarla geziyor.
Il fréquentait des taulards trafiquants de came?
Müdüre jant kapağını uyuşturucu parası için çaldığımı söylemişti.
Elle a dit que j'avais volé un enjoliveur pour acheter de la came.
Arayan Came Bir Benoit Fournier için.
Il cherchait un certain Benoît Fournier.
Kokainman, hurdacı Kuzey Philly muhbiri.
Drogué, trafiquant de came, au nord de Philly.
Burada hap map olmadan ne bok yiyeceğiz?
Qu'est-ce qu'on va foutre ici, sans came?
- Merhaba ilaçlarla geldim.
J'apporte sa came. - Ne crie pas ces bêtises.
Ne diye bağırmayayım?
Voilà sa came!
Adam kaçakları seçiyor uyku ilacı kullanıp onlara istediğini yapıyor.
Il vise les fugueuses, les came au GHB pour faire ce qu'il lui plaît.
Aslında uyuyabilmek ve vakayı çözmek için bana izin verilen dozun üç katını içtim.
D'ailleurs, c'est une triple dose de cette bonne came qui m'a permis de finalement trouver le sommeil et résoudre ce cas.
Oh, bu Quagmire olmalı "Along Came Polly" için.
Ca doit être Quagmire avec Polly et moi.
Belki onlardan bir torba ayırsan faydası olur.
Tu devrais garder de la came à portée de main.
Kardeşim Pao hastahanede.
Il lui a refilé de la came de merde!
Yine delice davranmaya başladın.
En taule, sans came, j'ai vu des trucs dingues.
Bizlere katılır mısın?
And yes this is what we came for - Hé, viens-tu avec nous autres?
Pislikten bahsettin de, biraz şeker ister misin?
Au fait, tu veux de la came?
Sana sattığım bokta da hiçbir sorun yok.
C'est de la bonne, ma came.
Laboratuvara götürdük, şimdiye dek gördükleri en saf met olduğunu söylediler.
On les a confiés au labo. Ils n'avaient jamais vu une came aussi pure.
Sana anlattığım camların sahibi.
Le mec à la super came dont je te parlais.
Pekala, bana hakikaten tertemiz kristal getirdin.
C'est vrai, tu m'as apporté de la très bonne came.
Tehlikeli bir bağımlıdan üç masum hayatı kurtardık.
On a sauvé 3 innocents d'un camé meurtrier.
Hadi.
Qui avait la came?
Fakat bilmeni isterim ki, kızın yoldan çıkmış ve keş erkek arkadaşı, benim suçum değil.
Mais j'y peux rien si son copain est un camé débauché et rebelle.
Bir bağımlıya güvendiğin oldu mu?
Vous feriez confiance à un camé?
Parayı verir, malı alırsın.
On paie, on prend la came.
Bebeğim falan deme, seni beş para etmez yalancı.
Pas de "petite fille" entre nous, espèce de camé menteur à la noix.
Üçüncü Göz müptelası ile mi?
Un camé au 3e Œil?
Ben kötü, uyuşturucu kullanan çocuktum büyük ihtimalle hapse girerdim.
J'étais le sale gosse camé, qui finirait probablement en prison.
Alışkanlığı yüzünden müzik kutumuzu tekmeleyecek bir keşle çalışamam.
Je ne vais pas engager un camé qui va se retourner et fourguer le juke-box pour satisfaire sa dépendance.
50 kişiyle görüştüm ve bu keş içlerinde en iyisiydi.
J'ai vu 50 gars, et ce "camé" est le meilleur.
Beni cezalandırıyor musun?
- Ce crétin se croit chaud... - Encore un Eleven camé...
Kahretsin Mack, kahrolası bir bağımlısın. Bunu biliyor musun?
Putain, Mack, t'es qu'un camé, tu sais?
- Sen öyle mi başladın kullanmaya?
C'est comme ça que vous vous êtes camé? - Quoi?
Bizim keş çocuk yurtta değil. Tahminim çoktan buradan uzaklaştı.
Le camé n'était pas dans sa chambre, il a dû s'enfuir.
O bir keş değil.
- C'est pas qu'un camé.
Hangi keşe sorsanız söyleyeceği üzere, keşlere güvenilmez.
Les camés, comme tout camé vous le dirait, ne sont pas fiables.
Yazın ortasında çalıntı kürk mantolar satmak ortalama bir keşe tuhaf gelmez.
Vendre des fourrures volées en plein été ne semble pas étrange au camé moyen.
Onu paramparça olmuş dili çenesine kadar inmiş, aleti elinde gerçek bir Rocknrolla gibi tekneden sarkan halde gördünüz mü?
Vous l'avez vu camé et shooté, la langue sur le menton, la bite à la main, pendouiller comme un vrai rock n'rolla?
S... tir git, keş herif!
- Je rachèterai ton rade! Casse-toi, camé!
Ben bir keşim, kafası dumanlı, işe yaramaz herifin tekiyim.
Je suis un camé, un crackeur, un bon à rien.
- Seni lanet keş herif.
- Putain de camé.
Bak dostum, en son isteyeceğim şey seni kaynar suya sokmak olur. Ama bazı meth maymunları buradan deli gibi beslenmiş, anladın?
Écoute, je ne veux vraiment pas t'attirer des ennuis, mais un gros camé s'est largement servi ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]