Cane Çeviri Fransızca
283 parallel translation
Dişi kaz, erkek kaz ya da kaz yavrusu, vede sudaki ördek, büyüyen yetişen her şey canı çektiğinde söylüyor... "
Tout ce qui pousse, que ce soit le canard, la cane ou le caneton même le cygne qui barbote dit quand il est d'humeur :...
Bir tane de ördek yumurtası.
Et un oeuf de cane!
Sopayı sallarken dikkat edin, bir şeylere vurabilirsiniz.
Attention avec cette cane. Vous pourriez toucher quelque chose.
Ve zengin bastonu.
Et sa cane équipée.
Zengin her şeyi!
Sa cane, et tout le reste!
İşte var mı yok mu?
Il marche ou il cane?
Ördekmiş!
C'est une cane!
Bir ördek yüzünden kavga edecek durumda değilim.
Je ne suis pas d'humeur à me battre pour une cane morte.
Ben Şeker Kamışı.
Je m'appelle Sugar Cane.
- Şeker Kamışı mı?
- Sugar Cane?
Sessiz bir ziyaret olsun istiyordum. Kılıç kınından hiç çıkmayacaktı.
Je m'attendais à une journée tranquille, sans avoir à sortir la lame de cette cane.
Müdür Bey, köpeği yürüyüşe çıkarır mıydınız?
M. le gérant! "Prenere il cane pour une promenada."
Ama birkaç hafta sonra sana koltuk değnekleri alacağız. Daha sonra sıra bastona gelecek.
Mais très vite, tu auras des béquilles, puis une cane.
ZATOICHI'NİN BASTON KILICI
ZATOICHI'S CANE SWORD
Olsa iyi olur, yoksa bir kör değneğine ihtiyacım olacak.
J'espère bien, sinon il va me falloir une cane blanche.
Bir an için, sırtlan onun bu gösterisinin samimiyetinden şüphe duymaya başlar fakat ördek çabucak diğer rolüne başlar : iç parçalayıcı, boğulan ördek hem de sahnede olması gereken tüm o yardım çığlıkları ve nefes kabarcıklarıyla.
Un moment la hyène doute de la sincérité de la cane... alors la cane lui fait la scène du canard qui se noie... avec les cris et les glouglous qui s'imposent dans une telle scène.
Böylece ona tekrar inanır ve acele etmeden takip eder çünkü kolay yem olduğundan emindir.
La hyène est bluffée et suit la cane tranquillement... parce qu'elle pense que c'est une proie facile.
Bu hayati bir andır, çünkü güvenli bir yere saklanabilmek için uzun bir mesafeyi yüzmek zorundadırlar bu yüzden sırtlanın dikkatinin ondan uzaklaşmasına izin veremez.
C'est un moment clé parce qu'ils doivent traverser à découvert... pour se cacher en lieu sûr... donc la cane doit s'assurer que la hyène ne la quitte pas des yeux.
Ve onu yakalayabileceğine ikna edebilmesi için, sırtlanın tehlikeli bir şekilde ona yaklaşmasına izin vermek zorundadır.
La cane laisse la hyène s'approcher d'elle... pour qu'elle croie pouvoir l'attraper.
Misinayı gergin tut delikanlı.
Tiens bien ta cane, matelot!
Misinayı gergin tut.
Ne lâche pas la cane.
Cane adlı delinin biri uzay kıyafetine gerek olmadığını düşünmüş.
Un dingue nommé Cane a décidé de se passer de tenue.
[Kadın] "büyükannenin ördek çiftliğinde cılız bir domuz varmış, " yeni doğan bir domuzcuk, " ve gördüklerinde çoşkuyla zıplamaya başlamışlar.
" Sur la ferme de mémé Cane, il y avait un petit cochon... fraîchement né... et quand ils l'ont vu, ils ont sauté de joie.
Bana bir iyilik yap da bastonumu getiriver.
Rends-moi service, prends ma cane dans la voiture.
İşte, hanımın bastonu.
- La cane de madame.
" ve Jemima Puddle-Duck'ı dışarı bıraktı.
" et laissa sortir Jemima la Cane.
" Jemima Puddle-Duck yumurtalar yüzünden
" Jemima la Cane rentra chez elle en larmes
" Jemima Puddle-Duck sinirleri yüzünden böyle olduğunu söyledi.
" Jemima la Cane mit cela sur le compte de ses nerfs
Cennetteki Ördek babamız, bu Howard'ın sonu.
Notre Cane qui êtes aux Cieux, pitié!
Lanet olsun!
Nom d'une Cane!
Mondo Cane'de.
Au Mondo Cane.
Hey, hey! Parmaklıklarıma kendini zincirlemek isteyen ve jet hareketinin müptelası olan her piliç oyumu alır!
La pétasse qui se pendra à mon bec-de-cane pour faire du suce-targette votera pour moi!
Bu adamın, Union Cane'in ağır siklet şampiyonasında rakibin olmasına fırsat verir misin?
Donne à Union Cane la chance de te combattre dans le championnat poids lourds.
Duke'ü ara. Cane ile dövüşeceğimi söyle. Nerede ve ne zaman isterse.
quand il veut.
- Union Cane şampiyonluğa oynuyor.
- Cane va se battre pour avoir le titre.
Cane ile dövüşürsen, George sana garanti lisans alır.
Combat Cane et George s'arrange pour t'avoir une licence.
Belki de Bayan Balboa'yı dövüş için razı etmeliyiz.
On devrait peut-être faire signer Mme Balboa contre Cane?
CANE ŞAMPİYONLUKTA İDDİALl
CANE REVENDIQUE LE TITRE!
DİKKAT CANE : GUNN GELİYOR!
GUNN ARRIVE!
ROCKY'NİN GUNN'l CANE'E KARŞl
GUNN VISE CANE
Tommy ile Union Cane ne zaman karşılaşacak?
il va se battre quand contre Union Cane?
CANE GUNN'A KARŞl Tamam, çocuklar. Kapıyı kilitleyin ve çocukları saklayın.
CANE CONTRE GUNN tous aux abris!
Union Cane!
Union Cane!
- Haydi, Cane. Hakla onu.
Tu peux l'avoir.
Union Cane pek iyi hissetmiyordu.
Cane n'était pas en grande forme.
Ama Union tam formunda olsa bile Tommy Gunn aynısını yapardı.
même face à un Cane pétant le feu.
Ördek yüzmeyi unuttu.
Le Canard est cané.
- Yapmadı, yaptı mı?
Il n'a pas cané, hein?
Thompson'a bel bağlamıştık, o da kaçtı.
On comptait sur Thomson, qui a cané.
Şu ana kadar kimse ayrılmadı.
Aucun n'a encore cané.
- Her şeye vuruyor.
Cane.