Capeside Çeviri Fransızca
176 parallel translation
- Herhalde New York'taki hayatında Capeside'daki kadar sıkıcıdır.
Mais c'est vrai que... ta vie à New York devait être aussi monotone qu'ici, à Capeside.
Capeside'da herkesin beni ya değersiz zamanları için yada endişelerini anlatmak için kullandıklarını fark ettim... ve bugün geldiğim yerde, 16. doğumgünümde... en iyi arkadaşımın da pek bir farkı olmadığını görüyorum.
J'ai réalisé que tout le monde à Capeside... me considère comme quelqu'un indigne de compagnie. Ce que j'ai compris aujourd'hui, le jour de mes 1 6 ans, Dawson... c'est que mon meilleur ami pense la même chose.
Planlara bir kez daha göz atabilir miyim?
Disons que je dois couper les ponts avec Capeside.
Şöyle diyelim, Capeside yakmayı çok istediğim bir köprü.
Abby? On a décidé de ne plus se voir quelque temps.
Ve ben hayattaki basit zevkler ile kendime gelmek istiyorum. Bu zevkler neler? 4 harfli kelimelerden oluşan ve annemin namusunu rencide eden kelimelerden oluşmayan bir sohbet ve yanında bir fincan kahve.
Donc... s'il te plaît, si un travailleur te touche un tant soit peu... montre-moi le bon côté de Capeside.
Hayır, Capeside'a bir kaç günlüğüne geldim. Bu depoyu satmak için.
Non, je reste quelques jours à Capeside le temps de vendre.
Capeside'da mı?
- A Capeside?
Bu demek oluyor ki Capeside'lı değilsin?
Alors, vous n'êtes pas de Capeside?
Capeside'ı gezeriz.
Une petite virée en voiture.
Capeside'da buna alışığız.
On est doués pour ça ici à Capeside.
Bunun yanında, dışarı çıkıp Capeside'ın sevimli kızlarıyla tanışma zamanın geldi de geçiyor.
Et il serait temps de connaître les jolies filles de Capeside.
Bak, Capeside'daki güzel insanlarla takılmıyor olabilirim. Ama normal bir erkeğin nabız dalgalanması ile ilgili bir fikrim olduğunu düşünüyorum.
Je ne traîne pas avec la haute de Capeside... mais je crois connaître le pouls de la plupart des hommes.
- Belki duymadın, Andie, ama ben tam olarak Capeside Güzellik Kraliçesi değilim, tamam mı?
- Tu ignores peut-être... que je ne suis pas Miss Sympathie.
Onların tüm Capeside'da olmasını istiyorum... Sadece okulda değil.
Partout, pas seulement au lycée.
- Eastern Championship, Capeside'dan aktarıyorum. Ortak kulvarlardaki başkanlığım çok yaklaştı.
J'ai amené le championnat ici... et je continuerai sur cette lancée.
- Eğer Capeside da daha fazla karışıklığa sebep olursan Memur Pacey hemen arkandan gelir. Hm?
Semez encore la pagaille à Capeside et l'agent Pacey vous cherche.
- Yani Joey Potter Capeside'da bir erkek için mi kalıyor...
Alors, Joey Potter reste pour un mec.
- Pekala, bazı lağım farelerinden farklı, benim için bir hoşgeldin dedi, bu biraz güven olmaz Capeside kasabasına.
Contrairement à certains rats... elle a accueilli la petite nouvelle mal à l'aise.
- Ayrıca, ama kim senin Capeside'da biraz Fransız takılmanı engelleyebilir, hum?
Et si tu avais la France à Capeside?
- ve buradan itibaren mükkemel bir görünüşe sahip olan Capeside'daki yapıya şöyle demek isteriz... ze swingset.
Et... d'ici, voici une vue de la superbe architecture... que les simplets de Capeside appellent... les balançoires.
- Capeside'de aşk çiçek açıyor.
L'amour fleurit à Capeside.
- Capeside'ın en çok konuşulan eşcinsel rolümü bırakayım mı?
Et oublier mon rôle de "non homosexuel dont on parle le plus"?
Capeside'ın bütün ileri gelenleri o düğünde olacak.
Tous les gens chics de Capeside y seront.
Capeside da kutu.
Capeside est ta cage.
- Tamam, Nwe york olmasa da belki Capeside'da güzel, romantik bir gece geçirebilriiz..
Bon, oublions New York... et contentons-nous d'une belle soirée à Capeside!
Bence Capeside'e dönmesine izin verilmemeli.
Il n'aurait jamais dû revenir à Capeside.
- Capesid'ın günlük halleri.
C'est typique de Capeside.
Capeside'ın kara cahilleri. Ne bilirler ki.
Elles sont bêtes, c'est tout.
Bessie, bu düğünü mahvedeceğiz. Ve bütün Capeside'ın önünde bir kez daha rezil olacağız!
On va gâcher ce mariage et nous humilier devant... tout Capeside.
Sonra suçlu babanız Capeside'e gelerek size daha çok utanç ve skandaldan başka bir şey getirmedi.
Et ton criminel de père rentre à Capeside... pour couvrir ton nom de honte.
- Haydi gel. Babamla bütün Capeside'e hava atmak istiyorum.
Alors, viens, je veux montrer mon père à tout Capeside.
Bundan sonra, Leery'lerin evi Capeside'ın parti evi olacak. - Sağol.
On ne vivra plus que la nuit chez les Leery.
- Capeside'da ortaya çıkan ilk çocuk?
- Le premier à oser se dire gay ici.
- Jaycee, Kelly, bu Jack McPhee. Artık Capeside'in en göze bakan sakini.
Tracy, Kelly, voici Jack McPhee... l'habitant de Capeside qui n'a plus rien d'ambivalent.
- Dışlanmak istemiyorum. Göğsünde kırmızı bir E taşıyan, Capeside'ın dedikodusu olmak istemiyorum.
Je ne veux pas être proscrit... comme si on m'avait tatoué la lettre "G" sur le front... comme si je représentais une minorité.
Sen de ihtiyacın olan yardımı Capeside'da alamazsın.
Tu n'auras pas l'aide nécessaire ici à Capeside.
Capeside'dan gideceksem beni tutan ne var?
Si je dois quitter Capeside, qu'est-ce qui me retient?
Eğer ödevi vermezsem, muhtemelen dersten kalırım ve eğer dersten kalırsam, Capeside'ın yağlı kaşıklarıyla dolu masalarını sonsuza kadar beklememe mahkum edecek aşağı doğru inen bir spiralin başlangıcı olabilir.
Eh bien, si je rate ce devoir, je serai probablement recalée. Et si je suis recalée, ça pourrait être le début d'une descente aux enfers à servir à la cantine de Capeside.
Ben, Capeside Tarih Cemiyetinden Wendy Dalrymple.
Wendy Dalrymple, de la Société historique de Capeside.
Belinda'yı takıma aldım ve Capeside'ı ileriye götürmek için ilk adımlarımızı attık.
J'ai monté une équipe avec Belinda pour améliorer la vie à Capeside.
Capeside'a gelince beni uyandır.
Je te plais. - Mais pas toi.
- Capeside'a mı gidiyorsun? - Evet.
Même si c'était le cas, je ne tenterais pas le coup.
Capeside'ın bölgesel finallere kalamaması çok kötü.
Désolé de l'élimination de Capeside.
Pekâlâ demek Joey ve Pacey Capeside Sahnesinin Tam Anlamıyla Balo Dansı versiyonunun seçmelerine katılıyorlarmış.
Bon, Joey et Pacey auditionnent pour une version café-théâtre de Strictly Ballroom.
Bir kaç... Çok uzun zaman olmadı Capeside'dan geçen bir kızla tanıştım ve onu biraz tanıdım.
Il n'y a pas très longtemps, j'ai rencontré une fille de passage à Capeside.
Eğer bu işçi için biraz olsun merhametin varsa,... bana Capeside'n güzel yüzünü göstereceğini söyle.
A 1 9 h 30. - Au 22 Seafare Drive.
Capeside'ı terkeden şu öğretmen?
La prof qui a quitté Capeside?
- Yani benden iyi bir sinemacı olmakla birlikte, daha iyi bir insansın.
Capeside te fournira une bonne matière première.
- Baban nerede oturuyor? - Capeside diye bir yerde. - Şaka yapıyorsun.
ça devrait me décourager, mais je me sens étrangement optimiste, car je sais qu'il existe des gens comme toi.
Ama çoğunlukla, klostrofobik Capeside'ın dışında olmaktan mutlu oluyorum.
Pacey, reste figé.
Üniversite benim için hep Capeside'tan kurtuluş oldu, değil mi?
Tu te rappelles?