Carlisle Çeviri Fransızca
356 parallel translation
Teşekkür ederim.
C'est Mlle Carlisle?
Merak etme, Carlisle. Aynı hatayı asla iki kere yapmam.
Ne vous inquiétez pas, je ne répète jamais la même erreur.
Bana bakın Bay Carlisle.
Ecoutez Mr Carlisle.
Çok teşekkür ederim, Bay Carlisle.
Merci beaucoup.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
Stanton Carlisle, voyant dans un cabaret, est tombé en transe lors du spectacle.
Lütfen Bay Carlisle anlamaya çalışın benimle ilgili bu kuruntularınız ruhsal rahatsızlığınızın bir parçası.
Mr Carlisle, tâchez de comprendre que vos hallucinations à mon sujet sont maladives.
Bir şey daha, Bay Carlisle ki bu hastalığınızın ciddiyetini açıkça gösteriyor.
Voici une autre preuve de votre aliénation :
Gerçekten Bay Carlisle, bunu söylemekten nefret ediyorum açıkça hastaneye yatırılmalısınız.
Désolée de vous annoncer qu'il va falloir vous interner.
Lütfen Bay Carlisle, kendinizi bana bırakın. Bana kesinlikle güvenebilirsiniz.
Laissez-moi faire, vous pouvez avoir entière confiance en moi.
Carlisle Court, 127 numara. Bayan Van Dorn orada oturuyor.
Puis, pendant trois mois, ce fut le 127, Carlisle Court, chez Mme Van Dorn.
Dr. Carlisle?
Docteur Carlisle?
Bay Van Ryn, Bayan Carlisle.
Monsieur Van Ryn, Mme Carlisle.
Örneğin o kız, Bayan Carlisle.
Cette petite, par exemple, Mlle Carlisle...
Açıklarım ama önce Bayan Carlisle ve Simon için oda.
Je vous expliquerai. D'abord des chambres pour Mlle Carlisle et Simon.
Aynı şey Bayan Carlisle için de geçerli.
De même que Mlle Carlisle.
Kızgın Carlisle'e pelerin baktık.
On a fouillé de Cap Wrath à Carlisle.
Hayır, Bayan Dunn, İngiltere'nin kuzeyinde, Carlisle'ın yakınında.
Non. C'est dans le nord de l'Angleterre, à côté de Carlisle.
- Evet, Carlisle.
Oui. Carlisle.
Carlisle, St. Brendan'daki şişko çocuktu.
Qui c'était? Carlisle était le petit gros à St Brendan.
Carlisle benim yanıma geldi.
Carlisle s'amène vers moi et...
Carlisle'ı buldum.
J'ai retrouvé Carlisle.
- Cozy Carlisle?
- Cozy Carlisle?
Bay Carlisle, bir hukuk şirketi tarafından sizi bulmak ve Myron Spargo'nun geçen ayki ölümünü bildirmekle görevlendirildim.
M. Carlisle, un notaire m'a demandé de vous rechercher : Myron Spargo est mort le mois dernier.
Dr Carlisle'ın, iki insanın tekrar tekrar karşılaşması konusunda söylediklerini duydun.
Vous avez entendu le Dr Carlisle. Deux etres peuvent se retrouver.
They'll be coming over that way from Carlisle.
Ils arriveront par là depuis Carlisle.
Rumor, Ewell'in Carlisle'deki dağlardan geldiğini söylüyor.
On dit qu'Ewell viendrait de Carlisle par les montagnes.
Dr. Carlisle genelde bu sıra uğrar. Sizinle tanışmak ister.
Le docteur passe le soir, il sera ravi de vous voir.
Richard Carlisle.
Richard Carlisle.
Dr. Carlisle'la sohbet hoşunuza gider.
vous aimerez parler avec le docteur.
Bayan Carlisle'ın koruması olmak bana yüksek lisans için çalışma fırsatı verdi.
Garder Mme Carlisle m'a permis d'amasser des UV pour ma maîtrise.
O zaman bir sorunumuz var, çünkü Başkan kendisine bir iyilik yapıp... Bayan Carlisle'a dönmeni istiyor.
Nous avons un pr oblème alors parce que le président... vous prie de lui faire la faveur de retourner auprès d'elle.
Şey, elbette alınmanızı istemem Bayan Carlisle ama buradaki görevim bitti ve Washington'a dönmek istiyorum.
Je ne voulais certes pas vous blesser, Mme Carlisle... mais mon affectation est terminée et j'aimerais rentrer à Washington.
- Bayan Carlisle...
- Mme Carlisle?
Silah ve tüfeklerle görülen adamlar :
- Les hommes qu'on voit armés. - Oui, Mme Carlisle?
Bayan Carlisle?
Mme Carlisle?
- Bağışlayın Bayan Carlisle.
- Désolé, Mme Carlisle.
Bayan Carlisle dışarıda sıcaklık 3 derece.
- Madame, il fait 5 degrés dehors.
Ben bir gizli servis ajanıyım Bayan Carlisle, taşıyıcı değilim.
Je suis agent secret, Mme Carlisle, pas caddie.
Şey, Tess Carlisle beni aradı ve biliyorum bu biraz çılgınca ama onun çiçeklerini kopardın mı?
'J'ai eu un appel de Tess Carlisle. Je sais q ue ça a l'air un peu ridicule.... mais avez-vous brisé de ses fleurs?
Aslında, Carlisle'lara çok şey borçluyum.
Je dois beaucoup aux Carlisle.
Bayan Carlisle, çamaşırlarınızı ve Whopper'ınızı getirdim.
Mme Carlisle, j'apporte votre linge et un hambur ger.
Teşekkürler. Bayan Carlisle!
Mme Carlisle.
Peki ya Bayan Carlisle ve Nancy Reagan?
D'accord. Que dis-tu de Mme Carlisle et Nancy Reagan?
Bayan Carlisle, Nancy'yi altı yedi raunt sonra nakavt ederdi.
- Oui. Mme Carlisle met Nancy knock-out au sixième ou septième round.
Bayan Carlisle ise sürekli yer değiştirir, dans eder durur, ne yapacağı belli olmaz.
Mme Carlisle voltige et danse. Tout à fait imprévisible.
Bayan Carlisle, yapamam.
Je ne peux pas.
Bayan Carlisle'ın arabası için arama emri çıkarır mısınız lütfen?
Pourriez - vous donner l'alerte pour la voiture de Mme Carlisle?
Ajan Chesnic, Bayan Carlisle oldukça güvenilmez biri, değil mi?
Agent Chesnic... Mme Carlisle est pas mal fuyante, n'est-ce pas?
Hoşça kalın.
Au revoir, Mme Carlisle.
Arabamın seni istasyonda karşılamasını istiyorsan geldiğinde beni arayıp haber ver.
Je t'aime. Carlisle.
Bayan Carlisle, yemekte kaç kişiyiz, diye soruyor.
- Excusez-moi. - Oui Sydney?