English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Carrie

Carrie Çeviri Fransızca

3,987 parallel translation
Carrie neredesin?
Carrie, où es-tu?
Carrie, haberim yokmuş numarası yapmıyorum.
Carrie, je ne suis pas désemparé.
- Selam Max, ben Carrie.
Max, c'est Carrie.
Carrie, oldukça stres altındasın.
Carrie, tu subis une pression énorme.
Şık hareket Carrie. Kardeşimden faydalanman.
La classe, Carrie, profiter de mon frère.
- Gitmeliyiz Carrie.
- On doit y aller, Carrie.
Langley'in bombalanmasından ve Carrie Mathison hakkındaki ifşalardan sonra.
A la suite de l'explosion à Langley. et des révélations sur Carrie Mathison.
- Carrie, nasılsın?
Comment ça va?
Bir seçeneğin vardı Carrie, o da operasyona gölge düşürmemekti.
Mais tu as une option, Carrie, qui est de ne pas compromettre notre mission.
Carrie'nin sokağına kamera yerleştirmiştim ama hiçbir şey görünmüyor.
J'ai mis une caméra dans sa rue. Mais je vois rien de spécial.
Carrie'den bir işaret?
Un signe de Carrie?
Carrie'den bir işaret falan yok.
Non, pas le moindre.
Carrie yok.
Elle est partie.
Carrie'yi kaybettik.
On l'a perdue.
Carrie tek başına Saul.
Elle est toute seule, Saul.
Carrie ve benim operasyonuma.
Celle de Carrie et moi.
Carrie'yi heyetin önünde ateşe atman...
Tu veux dire la griller devant le Sénat?
Carrie'den bir iz var mı?
Des nouvelles de Carrie? Aucun signe.
Carrie gitmiş.
On l'a perdue.
Carrie tek başına Saul. Hep tek başınaydı zaten.
Elle n'a toujours pu compter que sur elle.
Trafik kameraları gece 1 : 34'te Carrie'yle birlikte başkentten Dodge marka bir arabayla ayrılan üç adamı çekmiş.
Les caméras de la circulation ont repéré trois hommes quittant Washington avec Carrie dans une berline Dodge vers 1 h 34 du matin.
3 adam Carrie'yi içeri sokuyor.
Trois hommes poussent Carrie à l'intérieur.
Paniğe kapılamayız ya da Carrie'yi riske atacak bir şeyler yapamayız.
On ne panique pas, on ne fait rien qui la compromettrait.
Gizli saklı işler olmayacak yarım kalmış işler olmayacak Çavuş Brody'ler olmayacak Carrie Mathison'lar olmayacak.
Pas de squelettes, pas de travail inachevé, plus de sergent Brody, pas de Carrie Mathison.
Buna cevap vermem gerek.
Je dois prendre cet appel. Reste en place Carrie.
Beklemede kal Carrie. Her şey yolunda.
On le tient.
Carrie neredeydi?
Où est Carrie, maintenant?
- Neredesin Carrie?
Où es-tu Carrie?
Tanrı aşkına Carrie, acele edin.
Bon Dieu, Carrie, Dépêche-toi.
Carrie'yi gözetlemeni istiyorum. iranlilari ortaya çikarmak için onu kullandik.
Garde un oeil sur Carrie. Nous l'avons balancée pour faire tomber les Iraniens.
- Evet, Javadi ve Carrie'yi kaydetmemis.
Oui, apparemment la caméra a manqué Javadi et Carrie. Où as-tu eu ça?
Carrie seni götürecek.
Carrie va te raccompagner.
Sonra Carrie seni uçagina götürecek.
Et Carrie te ramènera à ton avion.
O kadar az degil. Sen, Carrie, Quinn.
Toi, Carrie, Quinn.
Ya da akil hastanesine yatirdigin Carrie'nin çikip bu konuda bir sey yapmadigin gerçegini?
Ou que Carrie, que tu as fait interner, est sortie, et que tu ne fais rien à propos de ça?
Carrie çekti.
Carrie l'a fait.
Carrie'nin gelmesini istiyorum.
Je veux Carrie... maintenant.
Olur Carrie.
Bien sûr, Carrie.
- Carrie gideceğini biliyor mu?
Carrie sait que tu y vas?
Evet. Javadi'yle yaptığın sorgulamanın not dökümüne bakıyorduk... -... dün Carrie'ye söylediklerini destekleyen bir şey var mı diye.
Nous sommes repassés sur la retranscription du debriefing avec Javadi pour voir si ça pouvait coller avec ce qu'il a dit à Carrie
Carrie, bununla başa çıkabiliriz.
On peut gérer ça.
Ama bu farklı Carrie. Artık yalnız başına değilsin.
Mais ça, c'est différent, Carrie.
Bu, kuklamız Paul Franklin. Carrie?
Voici Paul Franklin, notre cheval de Troie.
- Bunu bilemezsin Carrie.
Tu n'en sais rien.
Carrie'den bir iz yok.
Je suis trop loin.
Carrie Mathison.
Carrie Mathison.
Carrie duyuyor musun?
Carrie, tu entends?
Carrie? - Disarida bulusacagimizi saniyordum.
Je croyais qu'on se verrait dehors.
Bu Dedektif Johnson, bu Dedektif Cort, bu da Carrie Mathison.
Cort, Carrie Mathison.
- Sakin ol Carrie.
Calmez-vous Carrie.
Merak etme Carrie.
Ne t'inquiète pas, Carrie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]