English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Centre

Centre Çeviri Fransızca

15,506 parallel translation
Merhaba, Adalet Merkezinden Ginger Gaye.
Bonjour, c'est Ginger Gaye du Centre pour la Justice.
Adalet Merkezi.
Le Centre pour la Justice.
NCW, Adalet Merkezi, Koruma Havzası ve Jojo Lee'nin şirketi.
Le centre de la justice. Le bassin de préservation. Et la société Jojo Lee.
Koruma Havzası.
Le centre de la justice.
Birisi Flatbush'ta, diğeri Kingston Bulvarı'ndaki Yahudi Merkezinde.
À Flatbush, et au Centre juif de Kingston Avenue.
Görev kontrolü yok, hiçbir şeyi yok.
Il n'y a pas de centre de contrôle, il n'y a rien.
37.sırada ortalarda bir koltuk vardı.
Il a un siège, 37è rang, au centre.
Sheboygan Islahevi
CENTRE DE DETENTION DES MINEURS DU COMTE DE SHEBOYGAN
- Kamu avukatı.
CENTRE DE DETENTION DES MINEURS
Sheboygan'da bir ıslahevinde tutuluyor. Brooke ve Tom, söz sizde.
Il se trouve dans un centre de détention pour mineurs à Sheboygan.
Tüpün tepesinin tam ortasında minnacık bir delik var.
Juste au centre de la partie supérieure du tube, il y a un petit trou.
Brendan Dassey şimdi 19 yaşında ve ergenlik döneminin son yıllarını Portage'daki Columbia Islahevinde geçiriyor.
Brendan Dassey a maintenant 19 ans et passe la fin de son adolescence dans le centre pénitentiaire de Columbia à Portage.
Bu yüzden, özellikle itiraf konularında onun gibi geniş olanaklara sahip tecrübeli ve itibar sahibi birinin davayı üstlenmesine çok memnun oldum.
CENTRE DES CONDAMNATIONS INJUSTES AVOCAT DE BRENDAN... son expérience et sa crédibilité, surtout en matière d'aveux forcés, reprenne l'affaire.
Haksız Mahkûm Edilen Gençler Merkezi Brendan'ın davasını Wisconsin Temyiz Mahkemesine taşıdı.
Le centre des condamnations injustes porte l'affaire de Brendan devant la cour d'appel du Wisconsin.
Brendan, Steven'ın 1985'teki haksız mahkûmiyeti sonrası 18 yıllık hapis hayatının 8 yılını geçirdiği Green Bay Hapishanesinde yatıyor.
Brendan purge sa peine au centre pénitentiaire de Green Bay où Steven a passé 8 de ses 18 années pour sa condamnation de 1985.
Sonra perşembe günü telefon çaldı, bir operatör sesi "Waupun Hapishanesinden bir aramanız var" dedi.
Et jeudi, j'ai entendu la standardiste dire : "Un appel du centre pénitentiaire de Waupun."
Waupun Hapishanesi, Avery Oto Mezarlığına 160 km'den az mesafede bulunan maksimum güvenlikli bir cezaevi.
Le centre pénitentiaire de Waupun est une prison haute sécurité à 160 km de la casse des Avery.
Steven hâlen Waupun Hapishanesinde yatıyor.
Steven est toujours au centre pénitentiaire de Waupun.
İkinci günde, Vancouver kent merkezindeydik, yemek vakti şehirdeydik.
Le deuxième jour, nous étions dans le centre de Vancouver à l'heure du déjeuner.
Şehir merkezi.
Le centre-ville. Le centre-ville.
- Şehir merkezi.
- Le centre-ville?
Şehir merkezi var.
Il y en a un dans le centre aussi.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin, hâlâ medeniyetin merkezi olan Dünya'da.
Sur la Terre, qui est le centre de la civilisation, qu'on le veuille ou non.
Dairenizin kontrol merkezi yeniden başlatılıyor.
Le centre de contrôle de votre suite redémarre.
Hatta küçükten de küçük, yani pek bir şey olmaz burada.
C'est n'est pas comme a Dover et tu es la nouvelle et tu es intelligente et jolie, alors, je suppose que tu vas être le centre d'attention aussi bien positivement que négativement. - Il n'y a pas grand chose qui se passe ici.
New York sakinleri açılışından sadece iki gün sonra, bugün Derek Zoolander'ın okuma zorluğu çeken ve diğer şeyleri yapmakta zorluk çekmek istemeyen çocuklar için yaptığı binanın East River'ın derin sularına gömülmesi hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler.
Quelques mots de New-Yorkais proférés aujourd'hui quand le Centre Zoolander pour les enfants qui ne lisent pas génial et aussi d'autres trucs s'est effondré dans l'East River, 2 jours seulement après son ouverture.
Yetkililer hâlâ soruşturma içerisinde olsa da felâketin asıl sebebinin Zoolander'ın akıllara durgunluk veren binayı, orjinal maket için kullanılan materyallerden yapma fikri olduğu söyleniyor.
La police mène toujours l'enquête, mais la cause du sinistre serait la confondante décision de Zoolander de faire construire son centre avec les matériaux utilisés pour la fabrication de sa maquette initiale.
Okuma bilmeyen çocuklar için yapılan binanın inşasını yapan inşaat şirketini satın aldım.
C'est mon entreprise qui a construit le Centre Zoolander.
Çift, geçtiğimiz günlerde Valentina Valencia'nın ciddiye alınmak isteyen ve belki de kanunlara el atmak isteyen mayo modelleri için inşa edilen binanın temelini attılar.
Le couple vient de poser la 1re pierre du Centre pour mannequins maillots voulant être pris au sérieux et peut-être entrer dans la police.
Müdür Levinson, acilen komuta merkezine gidin.
Directeur Levinson, veuillez rejoindre le centre de commande, immédiatement.
Biz bombaları merkezden patlatırız size de oradan çıkmak için yeterince zaman vermiş oluruz.
On lancera la détonation des bombes depuis le centre de commandement et on vous laissera assez de temps pour sortir de là.
David, senin komuta merkezinde olman gerek.
David, vous devriez être au centre de commandement.
Bütün arkadaşlarımız akademik, hırslı insanlardı ve Stephen tüm bunların merkezindeydi.
Tous nos amis étaient bardés de diplômes et pleins d'ambition. Stephen était au centre de tout ça.
Dünyanın merkezindeki bir mıknatıs gibi bir şey ve lavlar bizi burada tutuyor.
De l'aimant au centre de la Terre avec la lave, qui nous maintient au sol.
Panama Şehri, 2009 yılında spor komplekslerinin adını Roberto Duran Arena olarak değiştirmiştir.
En 2009, la ville de Panama a renommé son complexe sportif le centre Roberto Durán.
Bu ellerle dünyayı pençelemişim ben Seni bu ellerle
J'ai creusé et remué le centre de la terre, avec ces mains, et je vais vous enterrer avec ces mains.
Onu evsizler barınağında tavladım.
Au centre d'accueil pour SDF.
Burası Bern telekonferans merkezi.
Bienvenue au Centre de Conférence de Berne.
- AJ, ön ve orta.
- À l'avant et au centre.
11 yaşından 18'e kadar Maryland Eyaleti himayesinde ve çocuk cezaevinde kalmışsın.
"Placée en centre d'accueil puis de détention dans le Maryland" "de 11 à 18ans."
Ne yazık ki güvenli bir noktaya gitmemiz gerekiyor. Bazı testler yapmamız gerekiyor.
Malheureusement, nous allons devoir vous mettre dans un centre de détention sécurisé afin qu'ils puissent exécuter les protocoles de dépistage.
Şimdi de, orta Florida'daki içki operasyonumuza burnunu sokuyor.
Maintenant, il convoite notre rhum dans le centre de la Floride.
Albert'in merkez Florida'daki adamlarını satın aldık.
On avait acheté les gars d'Albert White du centre de la Floride.
Albert, Miami'de kaçak hayatı yaşıyordu ve merkez veya kuzey Florida'da içki satmadığımız bir yer kalmamıştı.
Albert survivait tant bien que mal à Miami. Tout le centre et le nord de la Floride s'approvisionnaient chez nous.
Natalie'yi AVM'ye kadar takip ettim. İki kelime.
J'ai suivi Natalie au centre commercial et j'ai 2 mots pour toi.
Ve orada bir komuta merkezi kuracağız.
On établira un centre de commandement.
O ocak dünyanın merkezine gidiyor.
C'est le foyer du centre du monde.
AVM.
Centre commercial.
AVM.
"Centre commercial."
- Alo?
CENTRE DE DETENTION POUR MINEURS DU COMTE DE SHEBOYGAN - Allo?
Size bir şey sorayım, Bay Hillegas. Neden aramalarınızı Avery arazisinde yoğunlaştırdınız, ya da neden arama ekibinin bir bölümünü direkt oraya yönlendirdiniz?
Dites-moi une chose, M. Hillegas, pourquoi êtes-vous resté centré ou avez-vous concentré vos recherches autour de la propriété des Avery?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]