Chant Çeviri Fransızca
1,581 parallel translation
Bakın ne diyoruz.
Écoutez le chant de la victoire!
"Kasabanın kadınları onu öldürmek için yakarken alkışladılar, ve öfkesi onu bir sirene dönüştürdü, intikam ateşiyle yanan ve evli erkekleri baştan çıkartan sonra çiftleri alevleri ile yakıp kül eden bir iblis."
"Les femmes du village se réjouirent de la voir brûler " et la colère en fit une sirène, " un démon revanchard qui séduit les hommes mariés par son chant
Ayrıca, Cole peşine düşecek kadar aptalsa, bu onun son şarkısı olur.
Si elle s'en prend à Cole, ce sera son chant du cygne.
Şarkı söyleme olayın hariç, onda beni bile taklit ediyordun.
Sauf pour ce truc de chant, quand tu essayais juste de m'imiter. Tu sais quoi?
Biz söylemeyi bırakabiliriz ama o arka plandan çalmaya devam etmeli, değil mi?
On peut arrêter le chant un instant, mais je veux qu'il continue à jouer en fond sonore.
- Şarkı söylemeyi öğretiyor.
- C'est une prof de chant.
Babil'de söyleyene ve kötü insanların planını bozana kadar olmaz.
Pas au moment de "chant down Babylon" et de détruire les projets des méchants.
- Herkes horozlar arasında büyümedi.
On ne se lève pas tous au chant du coq.
Pekala, unutmayın... şarkı söylemek diyaframla ilgilidir.
Rappelez vous... le chant dépend de l'utilisation de votre diaphragme.
656 ) \ fs35 } [ 05. Davetkar Kuş Şakıyor
LE CHANT DU ROSSIGNOL MÉCANIQUE
Ne yiyeceklerin tadını ne suyun sesini ne de çimenlerin dokunuşunu hatırlıyorum.
J'ai oublié le goût de la nourriture le chant de l'eau et la caresse de l'herbe.
Ve herkes söylemek zorunda.
Et maintenant, chantons un chant de Noël.
İlahi kitabını birlikte çalıştık ve kendisi hep benim bıraktığım yerden devam etti.
Pour ce qui est du chant, l'adjudant Pendleton est votre homme. Nous avons lu le livre des cantiques... et il reprend toujours là où je m'arrête.
Ben de eski şarkıcı ortağımı yeniden bulmuş oldum.
Et moi, j'ai retrouvé mon partenaire de chant.
Bu dans Ve şarkı numaralarından hep nefret etmişimdir.
Ces numéros de chant et de danse me mettent en boule.
Isabella benim şarkı partenerimdir, ve sen onun kardeşi gibisin.
Isabella est ma partenaire de chant, et vous êtes comme sa soeur.
Özendiğin Kızıllar, hepsi aynı kitabı taşıyor, aynı şarkıları söylüyor, aynı sloganları atıyor.
Ces Gardes Rouges... que tu admires... ils tiennent tous le même livre... ils chantent tous le même chant... ils répètent tous les mêmes slogans.
Or the singing of its driving wheel
Où jamais on n'entend le chant de ses roues
Annen biraz zorlu bir kadın. Ama yine de şarkıcıIık kariyerine seve seve yardım edeceğim.
Elle est un peu difficile, mais je serais quand même content de l'aider avec son tour de chant.
iyi. Oyunculuk ve şarkıcıIık eğitimi alıyor.
Elle étudie la comédie et le chant.
Seslendiren on yaşındaki Joanna Anderson, vokalleri ise annesi çalıştırdı, Bayan Jean Anderson.
Avec Joanna Anderson, dix ans, au chant, et les chœurs arrangés par sa mère, l'incomparable Jean Anderson.
O burada müzede öldürüldü. Tam burada. Çıldırmışsın...
J'ai mis cinq jours entre deux tours de chant à comprendre que tu as fait tuer Nina.
Galiba birinin Noel şarkısı söylemeye ihtiyacın var.
On dirait que quelqu'un a besoin de chanter un chant de Noël.
Bu bir vatansever rapsodi olacak Jack.
Un véritable chant patriotique, Jack.
" Gök yüzündeki kırlangıçların kavgası dolunay ve yıldızlarla dolu gökyüzündeki sonsuz şarkılarını söyleyen yaprakların kudretli şarkısı eski bir çığlık gibi toprağı yoruyor.
" La querelle des moineaux dans les avant-toits... la pleine lune ronde, le ciel chargé d'étoiles... et le chant puissant des départs éternellement chantants... avaient caché le cri vieux et las de la Terre.
Ve şimdi gök yüzünde savaşan bu kırlangıçlar ayla bütünleşiyorlar, gök yüzündeki beyaz yıldızlar... ve şarkı söyleyen yapraklar topraktan yorgun düşmüş eski çığlıkla titriyorlar ".
Et à présent, les oiseaux se querellant dans les avant-toits... la lune fragmentée, les étoiles blanches dans le ciel... et le chant puissant des départs agités... sont secoués par le cri vieux et las de la Terre. "
Bana gelince, ben ana vokaldeyim ve gitarı konuşturuyorum.
Et moi, je serai au chant et à la guitare.
The Great Gig ln The Sky'daki vokal soloyu dinle.
Écoute le solo au chant dans The Great Gig in the Sky.
Aralığa kadar, sonra hepinizin birlikte bir grup fotoğrafınızı yapabiliriz bilirsiniz, Noel şarkısı söylerken.
Et pour décembre, j'ai pensé à une photo de vous en groupe, chantant un chant de Noël.
Bu işçilerin son eseri! Birkaç yıl sonra bizi hatırlayan olmayacak.
Nous, les ouvriers, on fait le chant du cygne, bientôt, personne ne se souviendra de nous.
Ben seve seve size şarkı söylemesini öğretirim, Eğer sakinleşirseniz.
Si vous êtes des amateurs du chant, je viendrai moi-même vous enseigner Dites-moi... quand est-ce que je viens vous enseigner...?
¢ Ü Şarkı söyleyen kırlangıçlar gibi ¢ Ü
"comme le chant des hirondelles"
¢ Ü Öten kuşlar ve açan çiçeklerle beraber, o tepedeyim ¢ Ü... ¢ Ü Tek başıma, o tepedeyim ¢ Ü
"sur la colline, chant d'oiseaux et fleurs rayonnantes" "Seul sur la colline..."
Ama şarkısı sanki çok hüzünlü gibi, değil mi?
Mais il a un chant si triste, non?
Gülüşün, kuş cıvıltısı gibi.
Ton rire est comme un chant d'oiseau.
Beni öğretmen yapan şey tiyatro aşkım ve şarkı söylemek oldu. Kendimi işime adadım.
Mon amour du théâtre et du chant m'a fait devenir professeur.
- Hayır, aslında müzik dersim vardı.
- D'accond. J'ai un couns de chant après.
Ders aldığını duyduğuma sevindim. - Şarkıcı mı olmak istiyorsun?
Que tu pnennes des cours de chant.
Liderleri şarkısını söyledi, koro halinde... bakire kalabalığının sesleri ile koro halinde.
"La première chante et enchaîne dans son chant " la parade et le choeur des vierges. "
Kanada birlikleri Vimy'de konuşlanır. Güdümlü mermi kalk borusunu öttürüyor.
Un camp militaire canadien à Vimy, le chant des oiseaux du réveil à l'aube.
Kaybettiğimiz adamlarımızı dua ve şarkılarla onurlandırın.
Rendons hommage aux hommes que nous avons perdus par la prière et le chant.
Mahler'in o şarkısını bilir misin?
Tu connais ce chant de Mahler?
Harvie'nin Alzheimer'i kötüleşti ve hayal dünyasında gidip gelmeye başladı özellikle de yerel kilise korosu ziyarete geldiğinde.
La maladie de Harvie s'aggravait et il se mit à glisser dans des mondes imaginaires. Surtout quand le groupe de chant de l'église venait en visite.
Ulusal marşı bile tam hatırlayamıyorum. #
Même leur chant... L'hymne national, je m'en souviens même pas.
Şarkı Yarışması
Concours de chant.
Şarkı yarışması mı?
Concours de chant?
Şarkı yarışması!
Au concours de chant!
Rick'in piyano bölümü ve org bölümü ve Clare'in vokali inanılmazdı.
Tant la guitare et l'orgue de Rick, que le chant de Clare étaient incroyablement émouvants,
Opera dersleri aldığım yılı hatırladım.
Ça me rappelle l'année où j'ai pris des cours de chant.
Bu kendi başına.
C'est seulement le chant,
- Elektrik Mühendisliği mi? ... Ueno Müzik Okuluna. Şimdiki Güzel Sanatlar Üniversitesi...
Et puis... il a pris des cours du soir de chant et de musique au Conservatoire d'Ueno, qui est devenu l'Université des Beaux-Arts.