Cheerleader Çeviri Fransızca
159 parallel translation
Yoksa genç kız hamile mi?
En cloque comme une cheerleader.
Sonra amigo kız takımına katılmamı istediler.
On m'a proposé d'être cheerleader.
Amigo kızlara sonra da katılabilirsin, sana kalmış.
Tant qu'être cheerleader reste possible, c'est parfait.
Yine amigo kıyafetini mi giyeceksin?
[UNCUT] Tu vas remettre ton costume de cheerleader?
Tamam, işte ponpon kız ben!
Applaudissez la cheerleader!
Ve sen burada koridorda koca dudaklı yirmi sekiz yaşında bir ponpon kız ile oturuyorsun.
Et t'es assis dans le couloir... avec une cheerleader attardée à la lèvre enflée.
Sense, koridorda 28 yaşında şişko dudaklı bir ponpon kız ile oturuyorsun.
Et t'es assis dans le couloir... avec une cheerleader attardée à la lèvre enflée.
- Sen hala bizim amigomuzsun. - Lütfen...
Tu restes notre cheerleader préféré.
Benim de tek yaptığım bu.
Je ne suis qu'une cheerleader.
- Onu başkası mı amigo yaptı?
On l'a obligé à être cheerleader?
- Lisede amigo muydun?
Tu as été cheerleader avant?
Sen iyi bir amigosun Torance. Üstelik çok da güzelsin.
Tu es une grande cheerleader, belle comme le jour.
- Kaptanlıktan vazgeçmek mi? Bu konuları onlara bırak ve en iyi bildiğin işi yap sen. Amigoluk...
Laisse-les magouiller et exprime ton talent de cheerleader.
- Dedi amigo kızı. - Doğru ben amigo kızım. Sende salağın tekisin.
Je suis cheerleader et tu es un con.
Sana bir amigo tavsiyesi vereyim. Saldırgan ol.
Je vais te donner un petit conseil de cheerleader : attaque.
- Dur, dur, sen amigo muydun?
- Attends, tu étais cheerleader?
Anne, babamın amigo lideri olduğunu biliyor muydun?
Maman, savais-tu que papa était cheerleader?
- Babam bir amigoymuş.
- Mon pere, cheerleader.
Ben lisedeyken amigo kız... - Ben de!
Au secondaire, j'étais cheerleader...
ların gözdesiydim.
... un aimant a cheerleader.
Hennessy lisede amigoymuş!
Écoutez tous, au secondaire, Hennessy était cheerleader!
Kerry niye amigo olmak istesin ki?
Pourquoi Kerry voudrait-elle devenir cheerleader?
Sen niye olmak istediysen ondan.
Pour les memes raisons que tu as voulu devenir cheerleader.
Sen amigo olmak bile istemiyorsun.
Tu ne veux pas etre cheerleader!
- Amigo muhabbeti yok artık.
- On ne parle plus de cheerleader.
Amigo olmamı istiyor.
Elle veut que je sois cheerleader.
Kerry'nin amigo olmaya hakkı var. Bridget'ın da bu yüzden üzülmeye.
Kerry a le droit d'etre cheerleader, et Bridget a le droit d'etre fâchée.
- Tam bir amigo.
- Il est bon cheerleader.
Hani tecavüz ederken boğduğun kız? Balo kraliçesi mi, amigo mu, neydi? Yoksa ikisi de miydi?
La fille que t'avais étranglée en la violant, c'était une cheerleader, la "Miss lycée"?
Niye pompon ( cheerleader ) kızsın?
Pourquoi es-tu pompom girl?
- O amigo kimdi acaba? - Tamam. Tamam.
- Qui était déjà cette cheerleader?
Senin amigoluk özelliklerini biliyorum.
Je connais tes qualités de cheerleader.
Sen bir amigosun.
Tu es une cheerleader.
Şey, sana amigo olduğumu söyledim mi?
Eh bien, je t'ai dit que j'étais une cheerleader?
Şeyi biliyor musun, um, - George W. Bush üniversitede amigo lideriymiş.
Tu savais que George W. Bush était cheerleader à l'université?
Ronald Reagan da amigo lideriymiş.
- Ronald Reagan était aussi cheerleader.
İyi bir lider olmak için bazı şeyleri feda etmelisin. Ve sanırım onunla başlamalısın.
Pour être une grande cheerleader... il faut faire des sacrifices, et je suggère que tu commences par elle.
Sen bir amigosun, orospu değil.
Tu es une cheerleader, pas une pute.
Bu benim partim, benim liderim.
C'est ma fête, c'est ma cheerleader.
Amigoluk kariyerim mahvoldu.
J'ai ruiné ma carrière de cheerleader.
- Ve ben de birisi karşı takımı tutarsa, ponponluktaki saygınlığını kaybeder diyorum.
- Je dis juste que quelqu'un... qui va contre son équipe pourrait perdre sa bourse de cheerleader.
Amigoluk kariyerin ve bu okuldaki itibarın bitecek.
Tu seras finie comme cheerleader, et tu seras finie ici.
Ve eyaletin efsane amigo lideri, Tina Hammersmith, takımının kazanacağından çok emin.
Et la légende cheerleader de State, Tina Hammersmith... est persuadée des chances de son équipe. Ce n'est pas nouveau pour nous.
Her şeyi berbat edebiliriz, ama gerçek amigolar için yenseler de yenilseler de farketmez.
On pourrait être totalement nuls, mais pour un vrai cheerleader... peu importe de gagner ou de perdre.
Gerçekten çok güzel bir tadı var.
Cheerwine, comme "cheerleader".
- Amigo kızı.
Une cheerleader.
Sen harika bir amigosun Aaron.
Tu es un super cheerleader.
Sen amigo musun?
Tu es cheerleader?
- Defol git.
"Dixit" la cheerleader.
Belki, iyi bir amigo lideri olabilirsin, Whittier, ama iyi bir lider değilsin.
Tu es peut-être une grande cheerleader, mais tu n'es pas un grand leader.
- Tina, bırak biraz dinlensin.
Pour être une vraie cheerleader- -