English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Chine

Chine Çeviri Fransızca

3,882 parallel translation
Lanet şey Çin yapımı, Tanrı aşkına.
Ce truc est fabriqué en Chine.
" Rusya'ya ya da Çin'e gideceğim.
Il ne parle pas de Russie, de Chine.
Rusya veya çine satıp çok para kazanabilirdim?
j'aurais pu les vendre à la russie ou à la chine?
Çin'deki bu dağ geçidini duymuştum. Kuşlar uçarak duvara çarpıyormuş ve insanlar ve hayvanlar delirip ölüyormuş.
J'ai déjà entendu parler du sentier de la montagne, en Chine, où les oiseaux volent dans les murs, les gens et animaux deviennent fous, et meurent.
Çin'in yarısıyla birlikte.
Avec la moitié de la Chine.
Şimdi anlaşıldı!
Fait en Chine?
Sana benzinle çalışanını al demiştim eletrikli lanet dandik Çin olanını değil! Kahretsin!
Je t'ai dit d'en acheter une à l'essence, pas une merde électrique faite en Chine!
Çinle savaş.
La guerre contre la Chine.
Çin, Rusya, İngiltere, Hollanda, Amerika.
La Chine, l'URSS, l'Angleterre, les Pays-Bas, l'Amérique.
Çin'in kalbinden, ailesinin tek çocuğu ve Ling Kong Tai Chi'nin son öğrencisi arayışına başladı.
Venu du cœur de la Chine, un enfant unique, dernier disciple de Ling Kong, s'est lancé dans une quête.
Ve Çin'den Tiger Chen'e bir alkış.
Et Tiger Chen de Chine.
Lanet olası Japonlar için çalışmıyorum ben. Buradan çıkmalıyız. Örgütlenin.
Voyez-vous les Britanniques ont songé à construire une voie ferrée qui irait de Thaïlande en Birmanie et compléterait la voie qui irait de Chine jusqu'en Inde.
Biliyorum, Çin'de yapılmasını sağlamamızın % 60 daha ucuz olması umrumda değil.
Je me fiche que fabriquer en Chine nous fasse gagner 60 %.
Şu anda sağlık sorunu onu Çin'i terk etmekten alıkoymaktadır, fakat o ruhen bizimledir.
sous l'égide de notre fondateur Li Chang Yen la maladie l'empêche de quitter la Chine, mais il est avec nous par l'esprit.
Şey... Her şey Çin'den yönetiliyormuş, değil mi?
C'est dirigé depuis la Chine?
- Eski bir Çin sırrı mı bu?
Secret de la Chine Antique?
Çin'in kralı yok k-ki.
La Chine n'a pas de roi.
Çin'e kadar!
En Chine!
- İnşallah Çin'i aramadınız.
J'espère que vous n'avez pas appelé en Chine.
Çin'de pırlantaları satmanın sorun olmayacağını varsayıyorum.
C'est sans doute facile de vendre des diamants en Chine.
"Çin'den Çinlilerle konuşmak zorundayım."
"Je dois parler aux Chinois de Chine."
"Çin'i biliyorsun, değil mi Bobby?"
"Tu connais la Chine, n'est-ce pas Bobby?"
Vücudunda Çin'deki bütün şat pey köpeklerinin yüzündeki kırışıklıkları giderecek kadar botülizm zehri var.
Il y avait assez de Botox içi pour retendre tous les sharpei de Chine.
... Hindistan, Çin ve Rus hükümetleri olağanüstü hal ilan ederek önlem olarak askeri birliklerini seferber etti.
L'Inde, la Russie et la Chine ont décrété l'état d'urgence et mobilisent des troupes.
Çin'in Tibet sınırında yaşayan küçük bir etnik gruplar.
C'est une petite ethnie qui vit en Chine à la frontière du Tibet.
Sikeyim sizin Çin malınızı!
"Fabriqué en Chine", merde!
Rusya fırlatır. Çin fırlatır.
La Russie, la Chine.
Sculley bu gece Çin'e gidiyor.
Sculley part pour la Chine ce soir.
Çeliğin fiyatı, Çin, yönetmelikler bizim etkilediğin gibi onu da olumsuz etkiliyor.
Le prix de l'acier, la Chine, les règlementations, ça le bouffe, tout comme nous.
Çin'de de senin ekonomik işlerine burun sokmak için ölüp biten milyon tane hacker vardı zaten.
Il y a un million de hackers en Chine qui meurent d'envie de mettre la main sur tes finances.
7. yüzyıldan bu yana Çin'de tedavi için kullanılan bir kuş.
C'est une volaille à l'ossature noire très appréciée en Chine pour ses propriétés médicinales depuis le 7ème siècle.
Çin'e ithal ediyor olabilir.
Il pourrait les exporter en Chine.
Roman'ın konumuzla ne ilgisi var şimdi yahu?
Qu'est-ce que Roman a à voir avec le prix du riz en Chine?
Çin, Hindistan.
Chine et Inde.
Japonya ve Çin'den en yeni modelleri getiriyoruz. Modern saç modelleri yani.
Les plus branchés du Japon et de Chine... les coiffures les plus modernes.
1945'teki Okinawa'daki muharebede hayatını kaybetmiş.
"11 ans plus tard, meurt en mer de Chine orientale."
- Çin.
Chine.
Bu bir deneysel sıvı formunda olan ve Çin'de tezgahaltında denenenlerden.
C'est une sorte de liquide expérimental testé en Chine.
'Çin'deki bütün çaylara ihtiyacım var.
" J'ai besoin de tout le thé de Chine.
Çin'den ithal edilmiş dükkanlara satılmış, sonra da ülkeye dağılmışlar.
Importées de Chine, vendues pour quelques dollars dans des boutiques dans tout le pays.
Shunyi, Çin'deki dört kıza Amerika'ya illegal olarak gelip hizmetçi olarak çalışırlarsa 7 yıl içinde vatandaşlık alabilecekleri söyleniyor.
Quatre filles de Shunyi en Chine, s'entendent dire que si elles viennent aux USA illégalement et travaillent comme femmes de ménage, elles auront leur citoyenneté en sept ans.
Çin kalıplarını aldığımızda çok daha kolay olacak.
C'est tellement plus facile quand nous repérons des partenaires de Chine.
Girsin sana Çin!
Prends ça, la Chine!
Bu yüzden Çinliler canımıza okuyor.
C'est la raison pour laquelle la Chine nous botte le derrière.
Çin'de, unutulmazdılar.
En Chine et bien ils sont tellement mémorables.
Çin'e, hava şartlarına dayanıklı bilgisayar kasası naklediyorlar.
Ils ont postés des ordinateurs imperméables en Chine.
Dedim ya, birlikte olacaksak aramızda Çin Seddi olması lazım.
- Quand je suis dehors à chercher des réponses. - Je t'ai dit que, si nous sommes ensemble, nous avons besoin de mettre une Muraille de Chine entre nous.
Bana Başkan Grant'in göreve iade talebinde bulunduğunu bile söylemedin.
- juste comme toi et ta Muraille de Chine. - Ce n'est pas... Tu ne m'as même pas dit que le Président Grand allait demander à réintégrer ses fonctions.
Çin Seddi.
Ah! Muraille de Chine!
Çin Kralı olsan da takmıyorum.
Je m'en fous même si vous étiez le roi de la Chine.
- Kendisi Çin'de.
- Elle est en Chine en voyage d'affaires.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]