Cleo Çeviri Fransızca
451 parallel translation
Sağolun Fräulein Cleo.
Merci, Fräulein Cleo.
- Neyin var Cleo?
- Qu'y a-t-il, Fräulein?
Cleo rejime başlamış.
Cléo en est aux d-d-demi-portions!
Cleo'm mutlu.
Ma Cléo est heureuse.
Sana söylüyorum, Cleo ile benim aramda hiçbir şey yok.
Y a rien entre Cléo et moi.
Seni suçlamıyorum Cleo.
Je ne te reproche rien, Cléo.
Cleo ona içirdi de içirdi.
Mais elle l'y poussait sans arrêt.
Cleo dün gece şaraba ne koyduğunu doktora söylese iyi olur.
Force Cléo à dire au docteur ce qu'elle a mis dans le vin.
Bana karşı öyle iyisin ki Cleo.
Tu es si bonne pour moi.
Benim için yaptıklarını asla unutmayacağım Cleo.
Je n'oublierai pas ce que tu fais pour moi.
Sonra Hercules'in Cleo'ya "Venus çok şey biliyor" dediğini duydum.
J'ai entendu Hercule dire à Cléo : "Vénus en sait trop."
Sen beğendin mi, Cleo?
Et toi, Cleo?
Cleo, Pinokyo'yla tanış.
Cleo, voici Pinocchio.
İyi geceler, Cleo, küçük su bebeğim.
Bonne nuit, Cleo, ma petite perle d'eau.
Ah, Cleo!
Oh, Cleo.
Gel, Cleo, partiye katıl! Dans et!
Viens, Cleo, rejoins la fête, danse!
Figaro uyur, Cleo uyur.
Figaro dort, Cleo aussi.
Cleo da.
Et Cleo aussi.
Cleo!
Cleo!
Ah, Cleo!
Oh, Cleo!
- Merhaba, Cleo.
- Bonjour, Cleo.
Cleo dün onları hayvanat bahçesine götürdüğünü söyledi.
Cleo m'a dit que vous étiez allés au zoo.
Cleo'nun annesi ayağını burkmuş.
La mère de Cleo s'est foulé la cheville.
Sana küçük bir iyi geceler şarkısı söylememi ister misin?
- Bonne nuit, Cleo. Veux-tu que je te chante une berceuse?
Hey, Cleo.
Cléo!
- Cleo?
- Cléo?
Cleo.
Cléo.
O zaman kesin Türk'tür! Nadine di Orsandor, Pupo ve Clea Rovetti, Gigi de Pría, Tony Morgandi,
Nadino di Orsando, Pupa et Cleo Rovesti, Gigi de Pria...
Doktor Cleo Markham.
- Dr Cleo Markham.
Öyle değil mi?
N'est-ce pas, Cleo?
Cleo Stratton'ın kim olduğunu biliyor musun?
Vous savez qui est Cleo Stratton?
LEO kontrol'den HATIRA 5'e.
Poste de contrôle Cleo à Keepsake 5.
Cleo, senden istesem benimle gelir miydin?
Cléo, tu viendrais avec moi si je te l'offrais?
Cleo?
Cléo?
Cleo, beni duyuyor musun?
Cléo! Tu m'entends?
- İmdat! - Cleo!
Au secours!
Ona bir kadını daha öldürmeye kalkıştıklarını söyleyin : Cleo Dupont.
Vous lui direz qu'on a tenté d'assassiner Cléo Dupont.
Cleo şok geçiriyor. Gitsem iyi olacak...
Cléo est choquée, je dois y aller.
Cleo orada çalışırken birisi içeri girmiş.
Quelqu'un est entré quand Cléo travaillait là-bas.
Önce Lisa, sonra Lara, şimdi de Cleo.
D'abord Lisa, puis Lara et maintenant, Cléo.
Ne? Biri Cleo'yu öldürmeye çalışırken ben kapının dışından bağırıyordum!
Je hurlais derrière la porte quand Cléo s'est fait agresser.
Ne olursa olsun Cleo ölmedi ve bize hikayesini anlatabilir.
Cléo n'est pas morte, elle nous donnera sa version.
Evet, ama Lara Florakis'in ölümü bu dolarlarla bağlantılıysa şimdi Cleo Dupont'u neden öldürmeye kalkıştılar anlamıyorum.
Mais si la mort de Lara Florakis est liée au million de dollars, je ne comprends pas l'agression de Cléo Dupont.
Cleo!
Cléo!
Cleo'yu işiniz icabı mı izliyorsunuz yoksa benim gibi aşık mısınız?
Vous veillez sur Cléo par devoir ou vous êtes amoureux?
Şu Kleopatra karısı... Benim Hans'ım...
Cette Cléo... et mon Hans...
Hele bir benimkine gülümsesin kendine takma diş yaptırması gerekir.
Si elle sourit à certaines personnes, Cléo pourra s'acheter un dentier!
Kleopatra bizden biri değil.
Cléo n'est pas une des nôtres.
Evet, Cleo beni aradı.
Cleo m'a appelée.
İyi geceler, Susan. İyi geceler, Cleo.
- Bonne nuit, Susan.
- Demek Cleo'yu arayan sizdiniz.
C'est vous qui avez téléphoné à Cléo.