Clive Çeviri Fransızca
923 parallel translation
Clive, yataklı vagonla kömür vagonunu birbirine bağlamışsın!
Ça va bien. Tu mélanges les wagons à bestiaux et ceux des voyageurs!
Clive dayınla ben az önce trenlerinle oynuyorduk. Nerede olduğunu sor.
Ton oncle et moi jouons avec ton train.
Baksana Clive, soru sorulursa hemen tüyeriz.
- Parfait! Nous devons préparer des questions.
Clive, pencereden çık.
CONCERT INTERNATIONAL AU ROYAL A. HALL 22 MARS. Passe par la fenêtre!
Merhaba. Clive'i görmeye geldim.
Salut, je suis ici pour voir Clive.
Pekala, Clyde, Clyde Barnes gerçekten haklıydı.
Clive Barnes avait raison. Quelle expérience!
Belki biraz daha Clive Jenkins tarzı bir şey. Mesela :
Ou alors peut-être quelque chose plus dans le style de notre député?
Yeşil kendi Clive Langham tarzında yakışıklı biriydim.
Mais tu as ton charme, Clive.
Ateş et Clive Langham! Yık yere!
Note ça, Clive Langham!
10 üzerinden 10, Clive Langham.
Dix sur dix, Clive Langham!
Keşke kendini iyi hissetmediğinde bize haber versen Clive.
Vous devriez nous prévenir...
Merhaba Maggie, ben Clive.
Bonjour Maggie, je m'appelle Clive.
- Merhaba Jack. - Barbara. - Clive, seni görmek ne güzel.
- Clive, heureux de vous voir.
Clive bizim savaşı kaybedip barışı kazanmamızı asla bağışlamadı.
Clive ne nous a jamais pardonné d'avoir perdu la guerre et gagné la paix.
Tek istisna Clive.
Tous, sauf Clive.
Clive herşeyi aynı sığ mizah ile ele almayı sever.
Clive aime passer son humeur noire à toutes les sauces.
- Buraya bak Clive.
- Clive, ici.
Ya Clive'a ne demeli?
Et Clive?
Clive. Bir müzisyene bazı haplar vermiş ve adam sahnede boğularak ölmüş.
Clive... a donné des pilules à un de ses musiciens et il s'est étouffé sur scène.
Ama Karl'ı, Clive ve Maria'yı nasıl öldürdü?
Alors, comment ferait-il pour tuer Karl, Clive et Maria?
Karl'ı gören son kişi bendim - ve Maria'yı son gören de ve Clive'ı son gören de. - Tatlım, hadi ama.
J'étais la dernière personne à voir Karl... et la dernière à voir Maria et la dernière à voir Clive.
Merhaba, Peter Clive.
Allô, Peter Clive.
Ben Peter Clive, iki yardımcı bina sorumlusundan biriyim.
Je suis Peter Clive, un des deux intendants.
- Pete Clive işte. Zorla yaptırır.
- Tu le signeras avec Pete Clive.
Clive ve ben Sevgililer Günü olduğu için düşündük ki...
Nous nous étions dit, pour la St. Valentin...
Kelly, duyuyor musun?
Clive, tu me reçois?
Bence isyandan bir asır önce Clive'ın dönemindeki olaylar daha ilginç.
D'autres événements, avant cette mutinerie aux temps lointains de Clive, sont plus intéressants.
- Günaydın, Clive.
- Bonjour, Clive.
Clive'a katılıyorum.
Je suis d'accord.
Adım Emerson, Clive Emerson.
Je m'appelle Emerson, Clyde Emerson.
Ne olacaksın peki Clive, Dazlak mı?
Alors quoi? Un skinhead?
Serseriler için öyle, Clive. Biz son kumarda şansımızı denedik.
On ne s'est pas défiles pendant la dernière.
Zavallı Clive.
Pauvre Clive!
- Merhaba, Clive.
- Bonjour, Clive.
Galiba ben Clive'a yaptım.
Je suppose que c'est ce que j'ai fait à Clive.
Siz hiç ayrılmadınız, sen ve Clive.
Vous étiez toujours ensemble, Toi et Clive.
Clive'ın bir işi vardı.
Clive avait un travail.
O aptal Clive ile evlendin. İşte onu yaptın.
Tu as épousé cet imbécile de Clive, voilà!
Clive. Tali yol üzerinde ufak bir kulübe buldum.
" Clive, J'ai trouvé un petit bungalow à louer... en bas du chemin de halage.
Sopana değmedi bile, Clive.
Tu ne l'as pas vu venir, Clive.
- Çabuk ol, Clive! - Ne oluyor?
Qu'est-ce qu'il se passe?
- Clive, doktoru getir. - Hasta mısın?
Vas chercher le docteur.
Clive, çok zor bir adamsın.
Clive, que vous êtes dur!
Haydi Clive, hangi yöne gittiler? - Betty nerede?
Ils sont partis par où?
Clive şuna baksana.
Regarde!
Ben de tabii ki Clive.
Je suis Clive, évidemment.
Şu Clive Langham'a bir bakın.
Maintenant, regarde ça Clive Langham.
İyi ki doğdun Clive.
Joyeux anniversaire, Clive.
- Bunları otuzbirci Clive düşürdü.
- Comment tu les as eues?
- Nereye?
- Ce branleur de Clive les a perdues.
- Sence de Clive yakışıklı değil mi?
Clive n'est-il pas beau?