Coca cola Çeviri Fransızca
392 parallel translation
- Coca Cola bile.
- Même le Coca-Cola.
Yoldaş Mishkin'in anlattığı kadarıyla Rusya'ya Coca Cola sokmayı çok istiyormuşsunuz.
Le Camarade Mishkin m'a dit... que vous teniez à avoir... nos distributrices Coca-Cola en Russie.
Eğer Coca Cola istersek, kendimiz icat ederiz.
Si nous voulons du Coca-Cola, nous l'inventerons.
Polis onları çevirdi. Onlar da bir Coca Cola fabrikasını yaktı.
La police a tenté de les disperser... et ils ont brûlé l'usine Coca-Cola.
Napoleon başaramadı, Hitler başaramadı, ama Coca Cola bunu başaracak.
Napoléon a échoué, Hitler a échoué... mais Coca-Cola va réussir.
Ama bir Coca Cola ofisinde, hayır!
Tu rigoles!
Ona Coca Cola koloniciliğinden söz et.
Parle-lui du colonialisme de Coca-Cola.
Coca Cola'yı temsil ediyorum.
Je représente Coca-Cola.
Coca Cola mı?
Coca-Cola?
Coca Cola mı?
Du Coca-Cola?
Ocak ayında 18 yaşıma girdiğimde babam bana 10 bin Coca Cola hissesi verecek.
En janvier, quand j'aurai 18 ans... papa me donnera 10.000 actions de Coca-Cola.
Coca Cola'nın formülünü çalarsın ve Moskova'yla ödeşirsin.
Tu peux voler la formule Coca-Cola... et concilier avec Moscou.
Bir sürü Coca Cola hissen var.
Tu es blindé. Toutes ces actions de Cola Cola.
Tahran'ı hatırla. Cindy doğarken hastaneye kadar 12 mil Coca Cola kamyonuyla gitmiştik.
Tu te souviens du Téhéran quand Cindy est née... et qu'on a conduit 18km dans un camion de Coca-Cola?
Coca Cola'dan Bayan Hazeltine'ın Doğu Berlin'den biriyle evlendiğini öğrendik. Kocası Komünist parti üyesiymiş.
Nous avons appris que Melle Hazeltine... a épousé quelqu'un de Berlin-Est... un membre du parti communiste.
Şarapsa, büyük boy Coca Cola ve herkese buz servisi.
Comme vin : Des grandes bouteilles de Coca-Cola.
Diğeri de Coca Cola.
Coca-cola en est une autre.
Ama eğer Başkanla telefonda görüşemezsen Coca Cola şirketine açıklamayı sen yaparsın.
Mais si tu ne parles pas au président tu te débrouilleras avec la compagnie Coca-Cola.
Bir kola lütfen.
- Coca cola, s'il vous plaît.
Bir Coca Cola'ya yetecek kadar param var ve... beni içeri buyur edecek gibi de gözükmüyorsun...
J'ai assez pour un Coca-Cola et comme vous ne me demandez pas d'entrer...
- İki Coca Cola.
- Oui. Deux Coca-Cola.
İki buzlu Coca Cola.
Deux Coca avec des glaçons.
- Hayır! - Evet! Bilgisayar ve Cola'yla aya gitmeyi biliyorlar ama eti reçelle yiyorlar!
Ça va dans la Lune avec des ordinateurs et du Coca Cola, mais ça bouffe du gigot à la confiture
Sosisli ve salamlı sandviç ve hamburger var. Kök birası ve kola da var.
Hamburgers, hot-dog, salami, soda aux plantes et coca-cola.
Kök birası ve koladan başka bir şey getirmedin mi?
Soda et coca-cola, rien d'autre?
Kola 5 sent.
Cinq cents pour le coca-cola.
- Size zahmet olmayacaksa iki kadeh martini isterim. - Martini mi dedin?
Puis-je avoir deux coca-cola?
Karo mutfağında, Coca-Cola dolu bir buzdolabın var.
Dans ta cuisine carrelée, tu aurais un réfrigérateur rempli de Coca-Cola.
- Bana bir iyilik yap ve markete gidip, bol buzlu bir limonlu soda al.
- Pourrais-tu aller me chercher un coca-cola bien glacé?
- Hayır, teşekkürler. Sadece Cola.
- Non merci, un coca pour moi.
- Sade Cola mı yoksa içinde bir şey var mı?
- C'est un coca corsé? - Non, nature.
Ben bir kola içeceğim.
Je m'en tiendrai au Coca-Cola.
Rüzgâr. Açık kalan pencere yüzünden devrilen bir kola şişesi.
Vent, store tirant sur bouteille de Coca-Cola vide.
Yo yo! Coca
Montrez-nous votre adresse pour le Coca-cola.
Reichstag'a kola makinesi koymamıza izin vermeyecekler.
Ils ne veulent pas... d'une distributrice Coca-Cola dans le Reichstag.
Belki aya ilk önce siz insan göndereceksiniz ama yolda kola isterse, bize geleceksiniz.
Vous risquez d'être les premiers à exécuter un homme sur la lune, mais s'il a envie d'un Coca-Cola en chemin... vous vous adresserez à nous.
Van Cliburn, Tchaikovsky çalarsa şapkamı çıkartırım.
Si Van Cliburn joue Tchaikovsky... j'enlève mon chapeau... mais dans le bureau de Coca-Cola!
Soda mı, portakallı gazoz mu yoksa kola mı?
Eau minérale, jus d'orange, coca-cola? De l'eau plate.
- Doc, servis yap. Herkese kola.
- Doc, coca-cola pour tout le monde.
- Evde kola var mı?
As-tu du Coca-Cola? Des œufs?
Albay, şu Coca-Cola makinesi.
Colonel, ce distributeur de Coca.
2 Coca-Cola.
Deux coca-cola.
Bugün kolaya talim ediyorum.
Je reste au Coca-Cola.
Antoine, İspanyolca "Coca-Cola" desene.
Antoine, comment on dit Coca-Cola en espagnol?
Coca-Cola.
Coca-Cola.
Çünkü İspanyolca'sı "Coca-Cola."
Parce que ça fait "Côca-Côla".
Bir Coca-Cola istiyorum " diye nasıl söylüyorsun?
Et comment on dit : "Je veux un Coca-Cola"?
Garson İspanyol, ondan İspanyolca Coca-Cola iste.
Alors, le monsieur, il est espagnol. Il ne comprend pas. Demande-lui en espagnol le Coca-Cola.
Hadi sor.
Tu veux des tomates? Demande-lui si tu veux du Coca-Cola.
Kola... Kola.
De l'eau minérale, du Coca-Cola...
Bana Lyonel de. Coca-Cola lütfen.
Appelez-moi Lionel.