Coins Çeviri Fransızca
1,226 parallel translation
Fazladan bir dirsek çıkmış!
Ton bras, il a des coins en plus.
O gün Arnold'un bir fotoğrafını çekti, ve haber odaklarına yolladı. Ve ülkedeki gazetelerin yeni baskılarına.
Il prit une photo d'Arnold ce jour-là, et il la diffusa... elle fut publiée dans les journaux aux quatre coins du pays.
Aslında orası da çok güzel bir yerdir ve sadece 16 blok ötede.
C'est un très bon hôtel à 16 coins de rue d'ici.
Devamlı peçetelere, gazete köşelerine çizim yapardın. - Şimdi önemli bir tasarımcısın.
Et toi qui dessinais sur des coins de journaux, tu es une grande styliste.
Köşelere dikkatlice bakın.
Regarde les coins.
Köşelerde alçak ve yüksek.
On fait attention aux coins.
Köşeler anlamlı!
Les coins sont durs!
Ya bu tehditlere yanıt vereceğiz.. ... hem de bir an önce ya da gelecek hafta bütün dünyada 100 olay daha olacak.
Nous devons réagir de façon rapide et convaincante, sinon la semaine prochaine ils ferontpareilaux quatre coins du monde.
Her yeri sil.
On balaie jusque dans les coins!
Ve göz ucunun
On peut voir aux coins de ses yeux
Ucunun
Aux coins de ses yeux
Gezegenimizin her yerinde avlandılar.
Ils ont été pourchassés dans tous les coins de la planète
Parçalar ayrı yerlere gönderildi ve dünyanın farklı köşelerine gömüldü.
On enterra les morceaux aux quatre coins de la terre.
Her yer kadın dolu.
Il y en a dans tous les coins!
Köşelerinize gidip işinizin başına dönün.
Bon, retournez dans vos coins. - Et au travail.
Sokak köşelerinde... Partilerde...
A des coins de rues... dans des soirées.
O zaman küçük taşlar bul ve kenarlarına koy.
Trouve de petites pierres et pose-les aux quatre coins.
Bununla, yüzlerce şirketten küçük miktarlardaki parayı ICB Bilgisayarından Güney doğu Asya üzerinden kendi hesabıma transfer edeceğim.
Il indique à l'ordinateur de la BIL de transférer des sommes d'argent relativement petites de centaines d'entreprises des quatre coins du Sud-Est asiatique sur mon compte.
Hayatın gece başladığı bir yere gidiyoruz.
Dans certains coins, la soirée vient de commencer.
İblis, boydan boya bir kıtanın yarısını orakla biçti.
Ce monstre a laissé sa marque aux 4 coins du continent.
Ve turistik olmayan birkaç yer daha.
Et des coins moins accueillants.
Sayfaları katlanmış, ve hepsi de yeni.
Les coins sont cornés et ce sont tous de nouveaux sortilèges.
Ve karanlıktan ve korkunç yerderden bir süre uzak dur, olur mu?
Et évite les coins sombres et effrayants.
Sonra köşelerini yukarı kıvır ve düzelt.
Puis vous retournez les coins et vous le pliez à plat.
Tenens. Minnesota, Dakota gibi yerlerdeki... ... kırsal hastanelerde tatile çıkan cerrahların yerine çalışıyorsun.
À remplacer les chirurgiens qui sont indisponibles dans des coins reculés comme le Minnesota pendant vos congés.
Tuvalete gitmeliyim.
Les petits coins.
Buraya gelip köşelere çişini mi yapacak?
Si je comprends bien, il va se pointer ici et faire pipi dans les coins?
Bir orman kedisinin çevikliği ile kahraman geyiğimiz e-mail zarfını yakalayıp hayatının yolculuğuna başladı.
Avec l'agilité d'un chat sauvage, notre élan héroïque se cramponna aux coins de l'enveloppe e-mail et s'accrocha.
Çevrede 4 tane dinleme karakolu var.
Quatre postes aux coins du périmètre.
Karanlık köşelerde fısıldaşıyor... gece yarıları dışarı çıkıyor... ve komplo planlıyorlardı.
Ils murmuraient dans des coins obscures, sortaient tard dans la nuit et conspiraient, et conspiraient.
Cüzdanını kenarlarından tutarak çıkar.
Prends-le par les coins.
Size balık yuvalarını gösterebilirim.
Je peux vous montrer les meilleurs coins.
Ülkenin her bir köşesinden liseliler bu olağüstü yarışmada yer alır. Hepsi, yeni zirvelere tırmanmak için kendilerini zorlayacaklar.
Les lycéens des quatre coins du pays... rivalisent au cours de cet événement extraordinaire... essayant d'atteindre de nouveaux sommets.
Gizli evet. Ama sırlar en iyi böyle yerlerde saklanır.
Les entretients secrets se déroulent mieux dans des coins retirés!
Okulun her köşesini adımladım
Je me suis baladée dans tous les coins de l'école.
Sonra birdenbire odanın duvarlarına çarpmaya başladı.
Aux quatre coins de la pièce.
Özellikle, romantik restoranlar dans kulüpleri, gizli kaçışlar hakkında.
Restaurants romantiques, boîtes à la mode, petits coins secrets.
- Buralarda güzel yerler var.
- ll y a des coins sympas par ici.
- Buralarda harika yerler var.
- Des coins super.
Şimdi, ben garip davranıyordum. Hala da öyle. Scorpius'un Hawaii 5-0'da yıldızlaştığını görüyordum.
Alors je sais que moi aussi j'ai le cerveau vrillé, je vois des Scorpius à tous les coins de rues, je leur fait même la conversation, intéressant avouez,
Bazı yerlere, bazı buharlaştırma işlemleri uyguluyoruz.
On a vaporisé quelques coins.
Ve bu iki köşede 400 ton ağırlığında zamazingo Pismo....
Et dans les deux autres coins... affichant 400 tonnes... l'exterminateur de Pismo...
Ama kardeşlerim, köşelere sığınmışlar hamamböceği gibi
Mais mes frères, ils sont sur le dos, dans les coins comme des cafards
Onu tüm dünyadaki egzotik yerlere götürecek.. Gizemleri ve kayıp medeniyetleri ortaya çıkaracak bir iş.
Liz, ce métier le conduira aux quatre coins du monde... pour découvrir des civilisations disparues.
Her yerimi dürtüyorlar.
Ils sondent tous les coins et recoins.
Her yerimi değil.
En tout cas, les moindres coins.
Bu şeylerin hepsi bütün Amerika'da oluyor. Bu senin de evinde olabilir. Senin de.
Voilà ce qui se passe aux quatres coins du pays, et cela peut arriver chez vous, chez vous, ou chez vous!
Dört kurbanın da beyni ezilmiş cesetleri boş arazilere bırakılmıştı.
Tous avec le crâne en bouillie, dans des coins perdus. Des affaires non résolues.
Sonuç olarak, öleceğim zaman bende Çavdar Ekmeği gibi ölmek istiyorum. Sessiz, acısız ağzımın kenarında çikolata parçalarıyla.
J'en suis arrivé à la conclusion que je voudrais mourir comme P'tit pain d'épice, calmement, sans souffrir, avec plein de chocolat fondu aux coins de mes lèvres.
Takıldığım yerler var.
J'ai mes coins
Kimsenin gece park etmemi umursamadığı yerlerde.
Des coins où on peut rester garé toute la nuit