Conclusion Çeviri Fransızca
1,877 parallel translation
- Lütfen yanlış anlamayın.
- Ne tirez pas de conclusion hâtive.
- Ne düşündüğümü düşünüyorsunuz?
- Quelle conclusion?
Şu sonuca vardık :
"... sommes arrivés à la conclusion,
Sonuç olarak, beyler, bu sözleşme benim pozisyonumu karın % 40 ortağı olarak belirtiyor.
En conclusion, messieurs, ce contrat garantit ma position d'actionnaire principal au sein du groupe, avec une part de 40 % sur les profits.
Kawabara Yuka, 21 yaşında balkondan atlayarak intihar etmiştir.
Yuka Kawabara, âgée de 21 ans, se jette du balcon. Conclusion de l'enquête : suicide.
Sonuçlar çıkarmaya kalkma, Lloyd.
Pas de conclusion hâtive, Lloyd.
Ama Helvetica'da, ona "nihai font" görüntüsünü veren bir şeyler var.
Mais il y a quelque chose qui donne le sentiment d'une certaine finalité en elle, comme la conclusion d'un raisonnement.
Sanırım benim tipim biri olduğun sonucuna vardım.
Je suis parvenu à la conclusion que vous êtes mon genre.
Sonuç olarak, Brezilya yasalarının baskıcı devlet kurumlarını düzenleyen bir ağ durumunda olduğunu görüyoruz.
Nous en arrivons donc à la conclusion qu'au Brésil, la législation pénale est un réseau de diverses institutions répressives.
Peki nasıl bir sonuç çıkardınız?
Qu'est-ce qui vous a mené à cette conclusion?
Karar kolay değildi ama sonuç kaçınılmazdı.
La décision n'était pas facile à prendre, mais la conclusion était inévitable.
Matsushiro'daki MAGI – 2 de aynı sonuca ulaştı.
Le Magi 2 à Matsuhiro en est arrivé à la même conclusion.
- Ben de bu sonuca vardım.
C'était aussi ma conclusion.
Ve tek bir sonuca vardım...
Et j'en suis arrivé à une conclusion.
Sanki bir yere varamayacakmışım gibi gözüktüğünü biliyorum, ama söylemek istediğim şu :
Je sais que je vous donne l'impression de me perdre en conjectures, sans avoir de conclusion, mais en fait, la voilà :
- Sadede gelecektin.
- Vous disiez, la conclusion?
Yani?
Conclusion?
Hemen bir yargıya varmayın.
Ne tirez pas de conclusion hâtive.
... ve ben de soğuk, taş gibi bir aşkı unutmuş bir kraliçe oldum mu sebebi tesadüfen doğum günüm olan bu sabaha gelecek basit bir insani iyilik yerine yasalara uyduğun için.
quand il sera piégé dans un mariage sans amour, et quand je serais devenue une reine, froide comme la glace, pour qui l'amour ne sera qu'un lointain souvenir on en arrivera à la conclusion que ce matin, qui, par hasard, se trouve être mon anniversaire, vous avez préféré la loi à la simple charité humaine.
Shawn, kafamı karıştırdın. Sen ki hemen sonuca varan birisin. Bu kez atlamayacak mısın?
Tu sautes toujours à la conclusion et pas là?
Hayır, hayır, aykırı bir yorum değil.
- Non, c'est une bonne conclusion.
Sonuç olarak, yüzeye doğru sadece orta parmağını kullanarak... çıkmaya çalışıyordu.
Notre conclusion est qu'il essayait de nager vers la surface en utilisant que son majeur. La dernière fois que j'ai vu Billy Ray McKenna
Bence Sanders hatalı bir cihaz aldı.
Ma conclusion est que Sanders a récupéré un badge défectueux
Birbirimizi ikna edebilecek miyiz ya da arkadaşlarımız da aynı cevabı mı bulacaklar göreceğiz.
On verra si on est d'accord. Et, euh, si mes amis arrivent à la même conclusion.
Bu koşullar altında bu olanda mantıksız bir sonuç değil.
Ce n'est pas une conclusion déraisonnable, dans ces circonstances.
Bütün dünya devletleri insan evrimini tartıştılar ve hepsi aynı sonuca vardılar.
Toutes les théories de l'évolution, sans exception, arrivent à la même conclusion.
Bu yüzden bu sonucun, insanlık için gerçek ve adil bir gelecek olduğunu söyleyebiliriz.
Et cette conclusion pessimiste est sur le point de devenir une réalité.
Şey, durum hakkında çalışırken rahatsız edici bir sonuca vardım, kesin değil ama büyünün oluşumu ve gelişmesine bakarak, büyük ihtimalle büyüyü içeriden biri yapmış.
J'ai suivi la situation de près, et je suis parvenu à une conclusion très troublante. Je ne connais pas la nature exacte du sort d'enfermement, - mais je peux t'affirmer...
Başlangıçta eski alkolik E. M.'nin yazdığına göre kalp krizi.
Conclusion initiale... Crise cardiaque, selon le légiste imbibé de l'époque.
Derken bir sabah, birdenbire farkına vardım ki hiçbir şeyin tadı kalmamıştı, bu da bardağı taşıran son damla oldu, ve işi bıraktım.
Et un beau matin, j'en suis arrivé à la terrible conclusion que j'avais perdu tout ce qui était important pour moi. J'avais atteint mes limites, et je quittai mon emploi.
Bu da sizin işlemi elinize yüzünüze bulaştırdığınızı gösteriyor.
Ce qui nous amène à la conclusion que vous avez merdé dans la procédure.
Rahiplere göstermesi için elimizdekileri Booth'a gönderin.
Présentez vos conclusion à Booth pour qu'il puisse les montrer aux prêtres.
Toparlamak gerekirse, farklı huzurevlerinde kalıyorsunuz ve ortak hiçbir noktanız yok.
Donc, en conclusion, vous vivez dans deux foyers différents, et vous n'avez rien en commun.
Polis bir sonuca varır ve sonra buna uyacak deliller bulur.
Un flic qui part de la conclusion puis trouve les preuves qui vont avec.
Biz.. Majesteleri'nin danışmanlarının bu konuya yaklaşımlarının akıllıca olmadığı sonucuna vardık.
Nous sommes arrivés à la conclusion que les conseillers de Votre Majesté ne pourraient, peut-être pas, aborder la question de la façon la plus commode pour la résoudre.
Daha sonuca varılmadı ama endişelenmenize gerek yok.
Votre Majesté ne devrait pas s'inquiéter, mais... Nous étions incapables de parvenir à une conclusion.
Ve "Bokun İntikamı" Komple Anal Final Bölümü.
Et La Revanche des selles, la conclusion 100 % sodomie.
Sör Thomas, vardığımız sonuca göre ; Majesteleri'ne sadık bir hizmetkar olmaktan ziyade Majesteleri'ne şimdiye kadar hizmet eden sizin gibi alçak ve hain birisi olmamıştı.
Sir Thomas, cela nous conduit à la conclusion que loin d'être un serviteur loyal de Sa Majesté, au contraire, jamais un sujet ne s'est montré aussi vil, aussi fourbe envers son prince que vous.
Yani bu şey saldırdığı her canlıyı öldürüyor.
Conclusion : elle t'attaque et tu meurs.
Son vermeye.
Une conclusion.
Sonuç olarak, bayanlar baylar bu çocukların yollarda bugüne kadar hiç yaşamadıkları bir deneyim yaşayacağına size söz veriyorum!
Et en conclusion, Mesdames et Messieurs Je vous promets que, sur la route, ces enfants auront une expérience ils ont toute la différence jamais connu!
Ben buna sonuca ulaşabilmek için uğruna feda edilebilecek bir süreç diyorum.
J'appelle ça conclusion inévitable d'un raisonnement impeccable.
Bu fiyasko, bütün fiyaskoların babası oldu.
Une opération catastrophique, dont la conclusion est catastrophique.
Bunu nasıl farkettiniz?
Comment en êtes-vous arrivée à cette conclusion?
Anladığım kadarıyla, bu çiftin niyeti bebeklerine ortak ebeveyn olmakmış.
J'en suis arrivée à la conclusion que l'intention de ce couple était d'être co-parents.
Bir akademisyen olup bu gerçeği kitaplardan anlayabilirsin veya bu yeni iğrenç bilgiyi kendi kusarak uyanırken de öğrenebilirsin.
Vous pouvez arriver à cette conclusion en lisant des livres ou le découvrir en vous réveillant dans votre vomi.
Her halükarda, yenilmezsin.
D'une façon ou d'une autre vous arriverez à la même conclusion.
Sonuç olarak, hakkında o kadar kitap yazıp paraları cebe indirdim ama anormalikle ilgili hiçbir şey anlamadım.
En conclusion, je ne comprends rien à l'anomalie, même après l'énorme chèque que j'ai reçu pour avoir écrit un livre à ce sujet.
Konu yok.
Il n'y a pas de conclusion.
Bende sizin gibi konuşmanın bir an önce tamamlanmasını bekliyorum.
Tout comme moi, jusqu'à sa conclusion.
Senden boşanmıyorum, Andrew.
C'est ta conclusion sur la communauté des biens?