Coney island Çeviri Fransızca
263 parallel translation
Yattığım en iyi hapishane Coney adasındaydı.
Lameilleure prison que j'ai vue etait celle de Coney Island.
Onu tramvaya bindirirken yüzündeki ifadeye bakacak olursanız büyük ihtimalle Coney Island'a kadar farkına bile varmadan giderdi.
Elle va en oublier de descendre à sa station.
- Bütün insanlar beni gördü. - Ve Coney Island Kafe'deki şu genç bayan.
Et on m'a reconnu.
Bayan Nelson, ifadenizde cinayet akşamı Coney Island Kafe'nin... -... penceresinde durduğunuzu belirtiyorsunuz. - Evet.
Miss Nelson, vous avez déclaré que le soir du meurtre vous étiez derrière la vitrine du Coney Island Café.
Sayın Yargıç, bu davadaki kanıtları incelemem esnasında Coney Island Kafesini de ziyaret ettim.
Je me suis rendu au Coney Island Café.
Alın. Yarın çocuklarımı Coney Adası'na götüreceğime söz vermiştim.
J'ai promis aux gosses d'aller à Coney Island!
Coney lsland'daki işinde olacaksın.
Vous irez travailler à Coney Island.
Gece 12'de Coney lsland'da olacağım.
Je serai à Coney Island à minuit.
Büyük sosyete partisi.Parti Coney lsland'da, zenginlerin oyun yerinde.
Grande réception! A Coney Island, chez les riches!
- Ta Coney lsland'a kadar.
- A Coney Island.
Sana Coney Adası'ndaki ayı hatırlatmıştı.
Elle vous rappelait Coney Island, disiez-vous.
Senin gibi zengin bir adam neden Coney Adasına gider?
Un jeune homme riche en vacances à Coney Island?
Susie!
- Le Mardi gras de Coney Island 1947
Çocuklar da keçi sütü içecek.
Les enfants boivent du lait de chévre. A Coney Island?
- Coney Island.
- A Coney Island.
Coney Island'da ne işiniz var sizin?
Que faites-vous ici à Coney Island?
Coney Adası'na geçen yıl işyerimizi satana dek hiç gitmedik. Gördünüz mü?
Je n'ai vu Coney Island que le jour où on a vendu notre quincaillerie!
Çocukken tramvayla Coney Adası'na gidişimi hatırlıyorum.
Je me souviens, quand j'étais gamin je suis allé en tram à Coney Island.
Coney Island'daki son gecemizden bir gece önceye kadar.
L'autre soir... on était à la plage.
Coney Adası'nda.
A Coney Island.
hep ayaklar altında geçtiğini söylediğimde... Psikiyatristim hep abarttığımı söylerdi.
Mais j'ai grandi sous un grand huit, à Coney Island, dans Brooklyn.
Biliyorsunuz ki, bu adam 4500 km uzakta.
Et en un instant, il est à 5000 km d'ici sur Coney Island.
Bence adam Coney Island'da.
Il est peut-être bien à Coney Island.
Coney Island'da değilmiş.
Il n'est pas à Coney Island.
Kahrolası Coney Adası 50 - 100 mil uzakta.
Coney Island est à l'autre bout du monde!
Gramercy Riffs'in ricasını iletmem istendi. Savaşçılar için özel. Yani Coney'deki gerçek çete.
Voici, à la demande expresse des Riffs et à l'intention des Warriors, le groupe dynamique de Coney Island, et je dis bien les Warriors, un petit air de circonstance.
Bir saat içinde, Coney Adası'ndayız. Büyük Coney.
Dans une heure, on reverra Coney Island!
- Coney Island'ı buldum!
- J'ai trouvé Coney Island!
Coney Island'daki atlıkarınca gibi.
C'est comme la grande roue à la foire.
Coney Island'da eğlence için binilen bir araç.
- Une attraction foraine.
Büyük bir ihtimalle Coney Island'a gideceğim.
- Moi? J'irai sans doute à Coney Island.
Coney Island'da erkekler buna çıldırıyor.
Ça les rend fous, à Coney Island.
- Ondan sonra da...
Et après... Coney Island.
- Coney Adası. - Coney Adası mı?
Coney Island!
Coney Adası'daydık.
À Coney Island.
Johnny'yi düzenli olarak gören tek kişi Coney lsland'daki Madam Zora isimli falcıymış.
La seule autre personne que Johnny voyait régulièrement était une chiromancienne de Coney Island, Mme Zora.
Özür dilerim. Coney lsland'da bir adamdan aldım.
Désolé, on m'a donné ça à Coney Island.
Adam teyzemi o akşam Coney Island'a paten kaymaya götürmüştü.
Ils étaient allés à Coney Island, pour faire du patinage.
Bir keresinde Coney Adasına gitmiştik, ve burnum akıyordu, ve çarpışan arabada birisi bana çok sert vurdu ben de bütün sümüğü yutmuştum.
Une fois, à Coney Island, j'avais le nez qui coulait. Une voiture tamponneuse m'est rentrée dedans et j'en ai avalé toute ma morve.
Musluğu sakın açmayın. Yüzmek istiyorsanız Coney Island'a gidin.
Si vous voulez nager, allez à Coney Island!
Coney Adasına patlamış mısıra geliyorlar. Kitap değil.
On vient à Coney Island pour le pop-corn, pas pour les livres.
Coney adasının kodu daha farklı.
Esplanade-2, c'est près de Coney Island.
Bay Broder'la Coney Adasında tanıştım.
J'ai rencontré M. Broder à Coney Island.
Coney Adasında mı?
Aussi à Coney Island?
Coney adası niye bu kadar önemli?
Pourquoi parle-t-on tant de Coney Island?
Dur, Coney Adasındayım.
Attends. Je suis à Coney Island.
Coney Island'da mı? Siz keçi sütünüzü oradan mı alıyorsunuz?
C'est là qu'on trouve du lait de chévre?
Coney.
De Coney Island.
Temiz hava almak istedik, biz de Coney İsland'a gittik.
Pour nous purifier les poumons.
Şehrin her ilçesinde, Bronx'tan Brooklyn'e, Queens'ten Coney Adasına, zombiler heryeri ele geçirmiş durumda.
Dans chaque quartier de la ville, dans le Bronx, Brooklyn, le Queens et Cosney Island, on signale la présence de ces créatures qui, malgré les barrages, se dirigent inexorablement vers le centre.
Coney Adası mı?
Coney Island?