Confetti Çeviri Fransızca
54 parallel translation
Müşterilerimin tamamı konfeti parçasına yazılabilir.
- Je pourrais l'inscrire sur un confetti.
- Rosina, benim şekerlemeleri ister misin?
Rosina, voulez-vous des confetti? Merci, signora.
İmparatorluğun bir parçasına.
Me poser quelque part sur un confetti de l'Empire.
Sam? Sam parça parça oldu.
Sam est en confetti.
Ayakkabının altında ufak bir kağıt parçası daha vardı.
Ce petit confetti qui est venu se mettre en travers de mon chemin,
Kendall'ın bandajın yapışkanlı kısmında bulduğu ufak kağıt parçası.
Le confetti que Kendall a récupéré de la colle sur le pansement.
Bu parçanın Long Island tren bileti olduğunu saptadık.
C'est un confetti, un morceau de ticket du train de Long Island.
Konfeti.
C'est un confetti.
Kumarhanenizde kullanılan konfetinin aynı.
C'est le même confetti utilisé à votre casino.
Bu konfetide, bu saç spreyi bulundu.
Ce spray pour cheveu a été trouvé sur ce confetti.
- Kâğıttan sarkan kırpıntılar mı?
- Le confetti reste accroché.
Pusulayı bükmek, kırpıntının ters şekilde düşmesine neden olabilir.
Plier un bulletin peut provoquer la chute non voulue d'un confetti.
Ben Confetti kardeşliğinden, Smiley.
Je suis Smiley de Confetti.
Confetti'nin patronu kim şu anda?
Qui est le chef du gang, à présent?
Akrabalara gül yaprakları verildi, üzerlerine gül ve konfeti yağdıracaklar demi?
Les proches ont donné des pétales de rose et plein de confetti, non?
Öğütücüdeki Adam'ın kafasından geçen kurşunun parçaları çok köşeli yiv izlerine sahip ve Glock ile uyumlu.
- C'est vieux. - Les fragments de la balle dans M. Confetti ont des rayures polygonales typiques d'un Glock.
Belki öğütücüdeki adamımızın artık bir yüzü vardır.
M. Confetti a enfin un visage.
Larry LaMotte'a dokunamayız ama kutulara dokunan adamın peşinden gidebiliriz. Julius Kaplan!
Ça correspond à M. Confetti On a rien contre Larry LaMotte, mais contre le gars des poubelles, oui.
Ayrıca bu Glock'u buldum, Öğütücüdeki Adam'ımızı vuran silahla aynı.
J'ai aussi trouvé ce Glock, qui correspond à l'arme qui a tué M. Confetti.
Balistik sonuçlarına göre konservelerin üstünde bulduğum Glock Öğütücüdeki Adamı öldüren silahla aynı.
La balistique confirme que le Glock avec la boîte de palourdes a tué M. Confetti.
Öğütücüdeki Adam'ın vücudunda bulduğumuz kurşun parçacıkları 6 yıl önce vurulan kimliği meçhul adamın olayındaki parçalarla tamamen uyuşuyor, öyle mi?
Un fragment de balle retrouvé à l'intérieur de M. Confetti correspond à une balle retrouvée dans un inconnu, il y a six ans?
Öğütücüdeki Adam ile kimliği meçhul olan adam aynı kişi...
M. Confetti et l'inconnu sont la même personne.
Altı yıl önce, Öğütücüdeki Adam bir ara sokakta vurulur soyulur ve ölüme terk edilir.
Il y a six ans, M. Confetti se fait tirer dessus dans une ruelle, dépouiller et laissé pour mort.
Altı yıl sonra Öğütücüdeki Adam Larry LaMotte'un çalıntı kimliğiyle Vegas'a geri döner.
On avance de six ans. M. Confetti revient à Vegas avec l'identité volée de Larry LaMotte.
Sonra başka biri de Julius Kaplan'ı öldürür hem de altı yıl önce Öğütücüdeki Adam'ın bir ara sokakta vurulduğu Colt ile.
Puis quelqu'un tue Julius Kaplan, avec le même Colt utilisé sur M. Confetti il y a six ans dans la ruelle.
Öğütücüdeki Adam'ın New Mexico'daki adresine gönderilmiş Larry LaMotte adına bir kredi kartı var.
M. Confetti avait une carte de crédit au nom de Larry LaMotte, envoyée chez lui au Nouveau Mexique.
Görüntü taraması, Öğütücüdeki Adam ile ilgili bir kayıt buldu.
La reconnaissance faciale a donné un résultat pour M. Confetti.
Öğütücüdeki Adam, Larry LaMotte mu?
M. Confetti... - est Larry LaMotte?
Diğerini de buldum sandım ama konfeti çıktı.
J'ai cru avoir l'autre moitié, mais il s'avère que c'est... Un confetti.
Metalize PVC ama evet, konfeti.
En plastique métallisé, mais oui un confetti.
Kristen'ın ciğerlerindeki konfeti, geceyarısı şampanya ona içirildiğinde, kulüpte olduğunu kesin olarak kanıtlıyor. Pekâlâ.
Le confetti dans le poumon de Kristen la place dans le club exactement à minuit quand on l'a forcée à boire le champagne.
Kristen, geceyarısı şampanyayla birlikte konfeti parçasını yutar. Boğulduğundan habersiz bir şekilde, Brady ile özel olarak vakit geçirmek için- - -... sabah ölü bulunduğu kabine gider.
Kristen a avalé du champagne avec un confetti à minuit ignorant qu'elle se noyait, en se rendant s'isoler à la cabane avec Brady.
Bundan 10 dakika ya da 10 sene sonra da olsa kendini güvende hissettiğin an seni yakalayıp konfeti gibi un ufak edeceğime yemin ediyorum.
Ça prendra peut-être 10 min à partir de maintenant ou 10 ans. A l'instant où tu penseras être en sécurité, je te promet que je te pourchasserai, et que je te transformerai en confetti.
Az önce konfetiye dönen talihsiz arkadaş gibi o da tarihe karışır.
La même chose qu'au pauvre agent qui a fini en confetti.
Pardon. Biraz konfeti kalmış.
Désolé, vous avez un confetti.
Melrose podyum yürüyüşünün sonunda Delüks Konfeti Yağmuru olmadan nasıl kazanacak?
Comment Melrose va t-elle remporter ce concours sans l'Avalanche de Confetti Deluxe à la fin de son defile?
Bazı üniversitelerde, ışıl ışıl, yanıp sönen ışıklar olan, tavandan konfeti atıIan gösteriler ayarlayabilirim. Ve çocukların çoğu farkı anlamazlar bile, gerçekten.
Dans certaines de ces facs, je pourrais mettre une guirlande qui clignote ou des confetti qui tombent du plafond, et la plupart de ces gamins ne verraient pas la différence.
Danny'i gözlerimin önünde partiküllerine ayırdı.
Je l'ai vu reduire Danny en confetti juste devant moi.
Saçında... konfeti kalmış.
Tu as... un confetti dans les cheveux.
Kısacası her ufak parçayı tanımlamakla kalmayıp ayrıca bir şekilde bir kod yazıp sırayı da belirlemem gerekiyor.
Donc, non seulement je vais devoir trouver comment scanner chaque petite pièce, mais ensuite je devrais écrire un code qui reconnaisse les motifs dans chaque petit confetti.
Büyük bir konfeti patlaması.
Confetti.
Vay konfetisini!
Sacré confetti.
Sinagog'un dışında bunları konfeti gibi fırlatan bir çocuk vardı. Kilisenin dışında da broşür dağıtan bir çocuk vardı.
Un garçon était... distribuait cela... devant la synagogue comme des confetti.
Kendi suratımı soyup, tekrar tekrar parçalara ayırdıktan sonra Sheldon suratlı konfetim olsun istiyorum.
J'ai comme envie de m'arracher la tête et de la déchirer en deux et ainsi de suite jusqu'à ce que j'ai la main pleine de confetti de ma tête.
Şok aleti kalıntıları. Burada bir tanesi kullanılmış.
Ce confetti me dit qu'on a utilisé un Taser dans cette pièce.
Konfeti Kardeşlerden Prady'nin nerede duyuru yapacağını öğrendik.
Nous avons appris par les Frères Confetti où Prady va annoncer sa candidature.
Konfeti Kardeşler bütün politik fonksiyonları kontrol eden Wisconsin dışından bir çift.
Les Frères Confetti sont du Wisconsin et contrôlent le marché des confettis pour les évènement politiques.
Konfeti mi?
Confetti?
Şimdiye kadar öğütücü adamımızın kimliğini saptayacak bir şeyimiz yoktu.
On n'a toujours rien pour identifier M. Confetti.
Öğütücü Adam'ın son yemeğini yediği yeri bulduk. Belki kendisine servis yapanı da.
M. Confetti a pris son dernier repas ici.
- Konfeti topu olduklarını sanmıyorum.
Pas à des canons à confetti, en tout cas.