Cooper Çeviri Fransızca
5,009 parallel translation
Bradley Cooper'ı reddettim ben!
J'ai dit non à Bradley Cooper!
Eric Cooper!
Eric Cooper!
İç savaşta isyancı güçlerin başını çekenlerden. Savaş suçları, soykırım... ve daha birçok suçtan aranıyor.
Un rebelle majeur, figure de la guerre civile... recherché pour crimes de guerre, génocide... et toutes ces autres foutaises à la Anderson Cooper.
- Anderson Cooper çakması mı?
- Cet Anderson Cooper du pauvre?
Sen de Cooper.
Et toi aussi, Cooper.
Sakın bana o tek heceli Gary Cooper havası atma.
Et réponds-moi par des phrases entières pas comme Gary Cooper.
Alice Cooper gibi gözükmek mi istiyorsunuz?
Vous voulez ressembler à Alice Cooper?
Cooper'a söyledin mi?
L'avez-vous dit à Cooper?
- Cooper senin belki bize yar...
Cooper pensait que vous seriez peut-être capable de...
FBI ajanı Harold Cooper'ın yardımcı dava vekili Thomas Connolly'nin emri altında beni dövdüğünü söylüyorum.
Je dis que l'agent du FBI Harold Cooper, m'a battu sous les ordres de l'assistant du Procureur Thomas Connolly.
Anlaşıldı, ama eğer idam planlandığı gibi gerçekleşmezse, adamlarının Cooper ve Cannolly'yi yakalaması gerekiyor.
Compris, mais j'ai besoin de savoir que toi et tes hommes serez prêts à attraper Connolly et Cooper si l'exécution se passe comme prévu.
Rifkin yakalandıktan sonra, Cooper onu Bagram'dan Andrews Hava Güçleri üssüne, Virginia'ya getirmiş.
Après que Rifkin fut attrapé, Cooper et lui ont pris l'avion depuis Bagram vers la base militaire d'Andrews en Virginie.
Siz ve Cooper, Rifkin indiğinde Andrews'deydiniz.
Vous et Cooper, vous étiez chez Andrew quand Rifkin a atterri.
Ama sadece Cooper ve ben yoktuk.
Mais Cooper et moi, nous n'étions pas les seuls.
Cooper'a, adamı alıp bir hangara götürdükten sonra itiraf edene kadar çıkarmamasını söyledi.
Il a dit à Cooper de passer le prendre, de l'amener dans un des ces hangars, et de ne pas le laisser sortir jusqu'à ce qu'il avoue.
Bay Munson, Ajan Cooper Rifkin'i fiziksel olarak zorladı mı?
M. Munson, est-ce que l'agent Cooper a contraint Rifkin physiquement?
Cooper kaçırılmış.
Cooper a été enlevé.
Yargıç neden Cooper'ı idamdan sorumlu tutuyor?
Pourquoi Le Juge tiendrait responsable Cooper pour son exécution?
- Cooper da itiraf etti.
Cooper me l'a dit.
Eğer Cooper'ı tekrar görmek istiyorsanız Hastings ile konuşmanız gerekiyor.
Si tu veux revoir Cooper, tu dois faire parler Hastings.
Cooper da idam edilecek.
Cooper va mourir.
Cooper ve Connolly'ye arka çıkan polis şefine de bu kuruluş tarafından ulaşılmıştı.
Le marshal qui a couvert Cooper et Connolly... c'est l'organisation qu'il a atteint.
Eğer Ajan Cooper'u savunmak için geldiysen...
Si vous êtes venu plaider au nom de l'agent Cooper...
Ajan Cooper'ı bugün, bu yüzden idam etmeyeceksin.
C'est pourquoi vous n'aurez pas l'agent Cooper aujourd'hui.
- Yardımcı Müdür, Harold Cooper.
Directeur Assistant Harold Cooper.
Her şey Tom'a normalmiş gibi görünmeli. Cooper ve diğerlerine de.
Les choses devront apparaître normales à Tom, à Cooper et aux autres.
Cooper veya Büro'nun bu duruma nasıl tepki vereceğinin garantisini veremem ama Tom konusunda doğru olan şeyi yapıyorsun Liz.
Je ne peux pas dire comment Cooper ou le Bureau réagiraient, mais ça, Tom... Tu as bien réagi, Liz.
Cooper bu geceyi atlatabilir mi bilmiyorlar.
Ils ne savent pas si Cooper passera la nuit.
Cooper'dan bir gelişme var mı?
Du nouveau sur Cooper?
Kendi işine bak, Anderson Cooper.
Ça ne te concerne pas, Anderson Cooper.
Denetmeniniz Cooper O'Connell miydi? - Evet.
Votre inspecteur était-il Cooper O'Connell?
Bu da 1890 yapımı bir Joseph Cooper.
Voilà un Joseph Cooper de 1890. C'est Thea.
Andrew Cooper.
Andrew Cooper.
Onlar da bize : "Dizlerine işte böyle olur ve daha da kötü olacak." veya "Hiçbirimiz şarkı söyleyemiyor ki." derler.
Ils nous disent "voilà ce qui est arrivé à tes genoux, et ça s'empirera," où "aucun Cooper ne peut chanter"
- Hadi ama. Şerif yardımcısının her zaman buraya geldiğini görüyorum.
Je vois le suppléant Cooper chevaucher par ici, tout le temps.
- Gary Cooper.
- Gary Cooper.
- Cooper'a, bağımlı olduğumu mu söyleyeceksin?
- Dire à Cooper que je suis un toxico?
Ben de sana diyorum ki, bunu ben hallederim eğer edemezsem, Cooper'ın ofisine kendim giderim.
Et je te dis que je peux gérer ça tout seul. et si je ne peux pas, j'irai moi-même voir Cooper.
Neredeyse Cooper'ı da öldürüyordu.
Il a failli réussir avec Cooper.
- Müdür Yardımcısı Cooper.
- Assistant Directeur Cooper.
Cooper, Profesör Collins'i korumaya gitti.
Cooper s'occupe de sécuriser le Professeur Collins.
Liz'in, Cooper'ın telefonuna yaptığı çağrıyı takip ettim.
J'ai tracé l'appel que Liz a passé à Cooper.
- Cooper, diğer görevlerden 6 ekip çekti.
Cooper a placé six équipes sur d'autres missions.
Müdür Cooper?
Directeur Cooper?
Cooper, kadının hala binada olduğunu düşünüyor.
Cooper pense qu'elle est toujours sur le site.
Beni tutuklayan adam, Dedektif Bob Cooper haplarımı buldu ve bana iyi malları, damar içi mallarını gösterdi.
L'homme qui m'a arrêté, le détective Ben Cooper, Il a trouvé mes médocs et il m'a présente pour les bonnes choses, les choses IV.
Dedektif Cooper, Sam Russell davasıyla ilgili size birkaç soru soracağız.
Inspecteur Cooper, nous voulons vous poser quelques questions sur l'affaire Sam Russell.
Siz burayı terk ettiğinizde oradaki ahbabıma telefon edeceğim ve o da Dedektif Bob Cooper'ın tüm hayatını adalete adadığını yazan bir bülten çıkaracak.
Quand vous allez partir, Je vais appeler ce bon vieux copain, et il va publier un communiqué qui dit que le détective Bob Cooper a dévoué toute sa carrière à la justice.
Cooper'la konuştun mu?
Tu as parlé avec Cooper?
- Cooper, ne oldu?
- Cooper?
- Şerif yardımcısı.
- Suppléant Cooper.