English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Crassus

Crassus Çeviri Fransızca

371 parallel translation
Size ne demiştim? Ben size ne söylemiştim? Kendisi Crassus kadar zengindir.
Qu'est-ce que je disais?
Biri, Marcus Licinius Crassus.
L'un d'eux est Marcus Licinius Crassus.
Crassus burada mı?
Crassus ici?
Crassus'un ondan ne kadar nefret ettiğini bilirsin.
Tu sais comme Crassus le hait.
Crassus'un pahalı zevkleri vardır.
Crassus a des goûts de luxe.
Marcus Licinius Crassus... en soylu mutluluk kaynağı... Cumhuriyet'in baş generali... Roma'nın babası ve koruyucusu... evime şeref verdiniz.
Marcus Licinius Crassus... très noble seigneur... premier général de la république... père et défenseur de Rome... honorez ma demeure.
Crassus.
Crassus.
Crassus, bırak şu Gracchus'u.
Crassus, ne parle pas de Gracchus.
Crassus, bunlar çok sıkıcı.
Crassus, c'est mortel.
Beni kışkırtıyorsun, Crassus.
Tu me provoques, Crassus.
Kudretli Crassus nerede?
Où est le puissant Crassus?
Hiç değilse bu bana... Glabrus'u Crassus'dan ayırma olanağı sağlıyor.
Au moins, cela me permet... de séparer Glabrus de Crassus pour un moment.
Ama Crassus, nazikçe söylemek gerekirse hatunla evlenmeyi hayal ediyor.
Mais Crassus rêve d'épouser la vieille, pour le dire poliment.
Sevgili Crassus, beni tebrik etmelisin.
Mon cher Crassus, félicite-moi.
- Crassus.
- Crassus.
Sırf Crassus, yanında iki şımarık, boya küpü tazeyle... Capua'da mola vermeye karar verdiği için!
Tout cela parce que Crassus a décidé de faire escale à Capoue... avec deux nymphes capricieuses et trop maquillées!
Crassus'a bir kadın sattım, adı Varinia.
J'ai vendu à Crassus cette femme, Varinia.
Ya Crassus- - paradan hiç söz yok, değil mi!
Et Crassus... pas question d'argent, non!
Ödeme yapmadığına göre, yakalanıp açık artırmaya konduğunda... Crassus'dan önce sırada ben varım.
Puisqu'il n'a pas payé, cela me donne préséance sur Crassus... le jour où elle sera capturée.
Crassus'u kızdırmak için, tabii ki, ve sana yardım etmek için.
Pour ennuyer Crassus, bien sûr, et pour t'aider.
Basit kölelerle savaştıklarını düşünmek istemiyorlar... özellikle Crassus gibi bir adam.
L'idée de combattre de simples esclaves leur répugne... surtout à un homme comme Crassus.
Bu genç adam Crassus'un himayesindeydi.
Crassus a parrainé ce jeune homme.
Hoşça kal, Crassus.
Au revoir, Crassus.
- Crassus onurunu savundu!
- Crassus a agi en homme d'honneur!
Crassus, Roma'da cumhuriyetin yolsuzluklarına bulaşmamış... ve asla bulaşmayacak olan tek kişidir!
Crassus est le seul homme à Rome... qui n'ait pas cédé ni ne cédera jamais à la corruption républicaine!
Biraz cumhuriyet özgürlüğüyle birlikte biraz da cumhuriyet yolsuzluğunu... kabul edebilirim, ama Crassus'un diktatörlüğünü ve... ve hiç özgürlük olmamasını kabul edemem!
Je prendrai un peu de corruption avec la liberté républicaine... mais je ne prendrai pas... la dictature de Crassus et aucune liberté du tout!
Değerli Crassus, böyle bir seçimle karşı karşıya değilim.
Mon cher Crassus, je ne fais pas face à un tel choix.
İyi günler, Crassus.
Bon après-midi, Crassus.
Ve Crassus da gelip diktatörlüğünü ilan ederek... Roma'yı köle ordusundan kurtaracak.
Et Crassus interviendra pour sauver Rome des esclaves... en instituant la dictature.
Eğer başarırsa, kriz sona erer... ve Crassus'un emekliliği de süresiz olarak devam eder.
S'il réussit, la crise est réglée... et Crassus peut rester à la retraite indéfiniment.
Crassus bize karşı bizzat savaşmayı reddediyor.
Crassus ne nous combattra pas.
Crassus bizi Roma'nın üzerine yürümeye davet ediyor... o zaman bize karşı ordunun başına geçecek.
Crassus nous invite à marcher sur Rome... pour pouvoir nous affronter sur le terrain.
Yani Crassus Roma'ya saldırmamızı mı istiyor?
Tu crois que Crassus veut que nous marchions sur Rome?
" Senatonun emriyle biline ki... bugün Marcus Licinius Crassus'u
" Par ordre du sénat... qu'il soit connu que nous avons élu aujourd'hui...
Cumhuriyetin birinci konsülü... ve Roma ordularının baş komutanı... olarak seçtik. "
Marcus Licinius Crassus... premier consul de la République... et commandant en chef des armées de Rome. "
Yaşasın Crassus!
Vive Crassus!
Selam, Crassus!
Vive Crassus!
Seni selamlıyoruz, Crassus.
Salut à toi, Crassus.
Selam, Crassus.
Vive Crassus.
Değerli, daima muzaffer Marcus Licinius Crassus... ya savaş alanını geçip sizi aramaya gelen... Spartacus olursa?
Mon cher grand conquérant Marcus Licinius Crassus... si c'était Spartacus qui traversait le champ de bataille... en vous cherchant?
Marcus Licinius Crassus'dan... bir mesaj getirdim.
Marcus Licinius Crassus... commandant de l'Italie.
Ama umarım bu seni Crassus'dan intikam alma... yolundan saptırmaz.
J'espère qu'elle ne te détournera pas... de l'idée d'exercer ta revanche contre Crassus.
Crassus'un kendine duyduğu aşkı unutmasını... ancak muazzam bir kadın sağlayabilir.
Il faudrait une grande femme... pour amener Crassus à cesser d'être amoureux de lui-même.
Crassus'u severim.
J'aime Crassus.
Artık senatoda Crassus'a zarar veremem... ama onu en çok acı duyacağı yerinden vurabilirim :
Je ne puis plus faire de mal à Crassus au sénat... mais je peux le blesser où il en souffrira le plus :
Crassus korkusunun azaldığını hissediyorum, ama- -
Crassus semble avoir l'esprit diminué, mais...
Crassus'un tarafına geçtin?
Tu t'es rallié à Crassus?
Hadi gidip Crassus'dan biraz daha Roma lafı dinleyelim!
Allons entendre parler de Rome par Crassus!
Gladyatör, Ben Marcus Licinius Crassus'um.
Gladiateur, je suis Marcus Licinius Crassus.
Ondan korkuyor muydun, Crassus?
Avais-tu peur de lui, Crassus?
Şehir Crassus'un lejyonlarıyla dolu.
La cité est pleine des légions de Crassus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]