Crème Çeviri Fransızca
4,736 parallel translation
- Puding yapayım, Boby de yardım eder
Je pourrais faire une crème renversée. Bobby pourrait m'aider, oui?
Pamela geldi. Puding yapıyor.
Pamela est ici, elle fait une crème renversée, si tu crois ça.
Dondurma Tarihi dersinde bir kişi daha kalp krizi geçirdi.
Il y encore eu une crise cardiaque en Histoire de la crème glacée.
Mükemmel arabayı yaratmaya çalıştıklarını yalnızca Chevrolet üst yönetimi biliyor.
Mais c'est restreint à la crème de chez Chevrolet essayant de créer la voiture parfaite.
Şuradaki şey kremalı pasta.
Ça, c'est un chou à la crème.
- Güneş kremin?
- De la crème solaire?
Toptan krem peynir mi?
Crème de fromage en vrac?
Yalan söylemek düşündüğümden daha kolaymış. Hem de bana dondurma kazandırdı.
Mentir c'est plus facile que je croyais, et j'ai eu une crème glacée.
Umarım orada güneş kremi kullanıyordur.
Je-J'espère qu'il met de la crème solaire.
Merhaba. Meyve suyu, kahve, tıraş köpüğü.
Jus de fruit, café, crème à raser.
"Kahve için iki tatlandırıcı vardır : krema ve şeker."
Crème et sucre. "
Ordövrler yenirken çırparım.
Je battrai la crème au premier plat.
Bu gördügünüz vanilla aromali vajina daraltici.
Voici la crème compacte stimulatrice parfum vanille.
Hindistan cevizli vanilyalı krema da var. Çok lezzetli.
J'y ajoute de la crème à la noix de coco et à la vanille.
Güneş kremi aldın mı?
Tu as de la crème solaire?
Tıpkı yara bantları, antibiyotik krem gibi.
De même que le bandage, la crème antibiotique, déductible.
Bekleme salonunda yağsız krema var.
On a de la crème sans graisse dans la salle de repos.
Bronson Springs'in en iyilerine bakıyorsun.
Vous avez en face de vous la crème de Bronson Spring.
Ve sonra da onun gözü önünde iç çamaşırlarınla dondurma sandviçi yedin.
Ouais. Et tu as mangé un gâteau à la crème glacé en sous-vêtements.
Evet, o zaman, senden herşey için çok özür dilerim özellikle dondurma olayı için.
( rit doucement ) Ouais, bon, excuse moi et, heu, spécialement pour la scène avec la crème glacé.
Dondurma, içki, iç çamaşırları?
Crème glacé, boisson alcoolisée... sous-vêtements?
Ben kristal alabilir miyim Burada vazo krem gül ile, ve hepimiz değiştirmeniz gerekiyor hem de bu mum.
Puis-je avoir les vases de cristal ici avec les roses couleur crème, et nous devons remplacer tous ces chandeliers.
Biraz krema ister misin?
Tu voudrais de la crème?
Tedaviden sonra kızarma veya tahriş olursa kullanabileceğin bir krem yazacağım.
Je vais vous prescrire une crème au cas où vous auriez des rougeurs ou des irritations dues au traitement.
Eggcream seversin diye düşündüm.
J'avais pensé à une crème aux oeufs.
Bu da kremam.
Et voici la crème.
Nemlendiriciler, losyonlar filan.
De la crème hydratante, du lait.
Üzerine krem sürmeyi çok isterim.
Je serais heureux d'étaler de la crème sur vous.
Oradan 39 numara mokasenlerle çıktım ve sanki kremşanti üzerinde yürüyormuş gibiydim.
Je suis sortie de là dans des mocassins en 40, et j'avais l'impression de marcher sur... de la crème fouettée.
Onu Chez Nous'ya götürüp, yüzüğü kremalı pastanın içine koyduracaktım.
J'allais l'emmener Chez Nous, le chef devait la cacher dans le chou à la crème.
Gidip kantinden ikimize de birer tane dondurma alayım mı?
Hé. Et... si j'allais chercher un peu de crème glacée à la cafétéria?
- Bill için karıştırılmamış frappuccino. - Teşekkür ederim.
- Un double frappé sans crème pour Bill.
Ballı kaymaktır...
C'était la crème de la crème.
Eminim senin krema-şeker dengeni bilen bir ordu dolusu gizli servis ajanın vardır, - sadece düşündüm ki buradayken... - Teşekkürler.
Je suis sûre que tu as une armée d'agents secret qui connaissent le bon ratio crème / sucre, mais je pensais juste que, tant que j'étais là-bas...
- Güneş kremini sür.
- Mets de la crème solaire!
Ağzım dondurmayla dolu.
J'ai la bouche pleine de crème glacée pralinée
Tamam da güneş kremi denen bir şey var sonuçta.
Oui, mais la crème solaire existe, tu sais.
Her halükârda, New York'un en iyileri biziz.
Quoi qu'il en soit, nous sommes la crème de New-York.
Kendimi süt ürünü içermeyen toprak kaymasıyla saracağım.
J'aimerais me transformer en "mudslide" sans crème.
Tuvaletin yanındaki yerde pahalı bir nemlendirici bulursan senindir.
Donc si tu trouve une crème très chère sur le sol des toilettes... C'est à toi.
Seninle gurur duyuyorum, minnoşum.
Je suis fière de toi, mon petit Schrute à la crème.
Mantar önleyici krem.
Une crème anti-fongique.
Soğanlı açma, yanında krem peynirli.
Bagel d'oignon, fromage à la crème sur le côté.
O kadının krem peynir koymadığı bir şey yok mu?
Y a-t-il un plat dans lequel elle ne mette pas de crème au fromage?
Ayağına krem sürecek başka birini bul. Hiç doğru yapamadım zaten.
Et trouve quelqu'un d'autre pour te mettre de la crème sur tes pieds, puisque je ne l'ai jamais bien fait de toute façon.
Yaşlı beyaz kadınlar dondurmayı seviyorlar.
Les vieilles femmes blanches aiment la crème glacée.
Sütlü ve kremalı.
Lait et crème.
Kremayı ayrı, sütü ayrı alırım.
Séparez la crème et le lait.
Bu krem AVM büfelerindekilerden Daha iyidir tatlım.
Aucune crème n'est meilleure que celle d'un kiosque de centre commercial.
Bu çok güçlü bir östrojen kremi.
C'est une crème très forte en œstrogène.
Evet, salatalık ve krem peynir.
Oui, concombre et crème de fromage.