English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Cıvıl

Cıvıl Çeviri Fransızca

735 parallel translation
Sonra, cıvıl cıvıl öten tüylü dostlarımızın yanına yeşil vadiye * gidiyor.
Puis il s'éloigne, au son du doux gazouillis... de nos amis à plumes dans le vallon arborescent.
Böyle hoş, cıvıl cıvıl bir ateşin boşa gittiğini görmek üzücüydü.
C'était dommage de voir gaspiller un si beau feu.
Hadi mayıstaki bir kuş gibi cıvıldayalım.
L'oiseau fait des nids Le pic-vert est en vert
Onlar cıvıltılı-kafalılar.
Ils ont le mal du printemps.
Cıvıltılı-kafa mı?
Le mal du printemps?
Evet. Hemen herkes baharda cıvıltılı-kafa olur.
Oui, tout le monde ici perd la boule au printemps.
Cıvıltılı-kafa!
Il a perdu la boule.
Cıvıl cıvıl öterek, önüme doğru sıçradı.
Il a sautillé jusqu'à moi sans arrêter de pépier.
Düşman hattını sonunda yardığımızda kızlar mutlu ve gülüyordu. Körpecik, cıvıl cıvıl.
Quand on est enfin arrivés, les filles étaient heureuses, souriantes, fraîches, toutes colorées,
Ben şehrin daha cıvıl cıvıl bir yeridir diye düşünüyordum.
Je pensais que ce serait dans un quartier plus central de la ville.
- Peki, ben bir bilim adamıyım, ama bu kesinlikle cıvıl cıvıl değil.
- Je ne suis pas un savant, mais ce n'est pas un grillon.
Onu çok özleriz sonra. Evde cıvıltılı konuşmaları duymak isterim.
Puis j'ai deux autres petites filles, sans compter notre petit dernier.
Yalnız cıvıl cıvıl ve güzel değil, birşeyiyle de eşsiz :
Non seulement beau et gai, mais unique.
Seni hep cıvıl cıvıl, şamatalı partilerde düşünüyorum etrafında da önemli, neşeli, eğlenceli insanlar.
Moi qui vous croyais toujours gaie. Pleine d'entrain!
Cıvıl cıvıl hayat dolu oluyor burası bazen.
C'est parfois mouvementé ici.
Önünüzdeki 20 sene cıvıl cıvıl geçecek.
Vous avez 20 ans de plaisir devant vous.
Daha cıvıl cıvıl olabilir. Bir avantajı daha var :
C'est sale, il faut les nourrir, ça peut s'envoler.
Bayan Scott, güzel bir kadınsınız, cıvıl cıvılsınız.
Mlle Scott, vous êtes une femme très belle et pleine de vie.
Şuna bakın, cıvıl, cıvıl kuşlar.
Regardez ça!
" Kasabanın barı her zaman cıvıl cıvıl olurmuş
" Le saloon était plein de vie
Cıvıl cıvıl sikişiyorlar.
Bien animée d'intentions mortelles.
Sevgisi, bir kuşun cıvıldaması... ya da bir gülün topraktan bitmesi gibidir.
Il aime comme l'oiseau chante... comme la rose s'épanouit... par nature.
Kuzeninizin cıvıl cıvıl bir bayan olduğu söylenemez. Ama o geldi geleli, bu ev hayat buldu.
Votre cousine n'est pas une jeune femme très gaie... mais la maison est bien plus animée depuis qu'elle est là.
Eğer açık açık evden ayrılmış olsaydı bunu anlardım ama bu şekilde sıvışması böyle boş bir eve gelmeme göz göre göre izin vermesi çok merhametsizceydi!
"Si elle m'avait averti de son départ, J'aurais compris," "mais filer à l'agnlaise, comme ça, et me laisser rentrer à la maison pour la trouver abandonnée," "c'est vraiment ne pas avoir de cœur!"
Bu akşamki yeminimiz... her saat, her gün... yanlızca halkın Almanyasını ve Reich'i düşünmektir... ve Alman ulusumuzu!
Ainsi c'est notre vœu ce soir... que chaque heure, de chaque jour... nous pensions seulement à l'Allemagne, au Peuple et au Reich... et à notre Nation Allemande!
Bu haline bayılıyorum, gözlerinden kıvılcımlar çıkmasını.
Oh, je vous aime comme ça, avec des éclairs dans les yeux.
Müzikal Gecesi'ni onurlandırmanızı rica ederler 12 Kasım. Saat 21.00 L.C.V. Dalroy Evi
Soirée musicale le 12 Novembre à 21 h. Manoir Dalroy.
Sen onun isteğini yerine getirdin. Önemli olan o.
Son vœu est exaucé, c'est l'essentiel.
Eğer bir kız kendisine cıvıyan her adamı öldürüyorsa erkeklerin kaçı ortada bir ayrılık olduğunu düşünür ki?
Si chaque fille tuait son flirt, il n'y aurait plus d'hommes!
Sevindim, şu cılız sözlerim Brutus'ta bir kıvılcım olsun tutuşturdu demek.
Je me réjouis que mes faibles paroles aient fait naître quelque flamme en Brutus.
Vicki Lester. V-i-c-k-i L-e-s-t-e-r.
Vicki L-e-s-t-e-r.
Müdür yardımcısı, bildiğiniz tiplerden.
T-R-A-V-A-I-L-L-E-R. C'est très bien.
Vücudun görünürde ölü olduğu, ama kalbin canlı kaldığı süreyi... bir miktar uzatsak veya geciktirsek... hafif bir yaşam kıvılcımına sahip bir vücudumuz olur.
En prolongeant cette période où Ie corps semble mort mais où Ie cœur bat, l'être continuerait à vivre au ralenti.
Bu sizin tek... Tek ne?
II aime bien l'idée du Jour V, mais il dit que c'est votre seule idée.
Bu günahkâr dileği haklı çıkarmak için kız kardeşime karşı işlenmiş suçu hayal ettim.
Pour justifier ce vœu coupable, je l'accusai d'avoir désiré ma sœur
İsterseniz bu, burada kalabilir. M-e-r-d-i-v-e-n.
Autant que vous laissiez l'E-C-H-E-L-L-E.
Yangın söndürme sıvısı yüzünden oldu.
C'est la mousse de l'extincteur.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
A, B, C, D, E, F, G, H... Venez m'aider à mettre la table.
Sıvı hava olduğunu sanmama yol açtılar.
Je pensais que c'était de l'air liquide.
Buz gibi soğuk. Sıvı oksijen.
C'est de l'oxygène liquide.
- Daha kötüsü oldu! Deneb V'de dolandırıcılığın cezasını biliyor musun?
Savez-vous de quoi est passible le délit de fraude sur Deneb V?
200 yıl önce, Levinius V toplu delilik tarafından silindi.
Il y a 200 ans, c'est Levinius V qui a succombé à la folie collective.
Olumsuz bakıyorsunuz ve sanırım ihtiyacınız olan şey birazcık kıvılcım. Sanırım seni birileri dışarı çıkartıp biraz neşelendirmeli. ... ve insanların bunu nasıl elde edileceğini göstermeli.
Il a besoin d'une étincelle et je pense que quelqu'un doit lui montrer comment il faut faire.
- "Silab" yazıyor. - Size doğrultulan bir "Silah", yazıyor. B yazıyor burada.
C'est "r-e-v-o-l-v-e-r", revolver.
Usta mı? Usta... Baston kılıcını vışş diye çekmenin sırrını öğretir misin...?
Apprends-moi ta technique de sabre.
- Çavdar olacak. Ç-A-V-D-A-R.
Un gruyère-pain de seigle, S-E-l-G-L-E.
Yayılım hızları, bulaşıcılık oranları, ve sıvısal etkileşimler.
" Lutte contre les agents toxiques transportés en milieu liquide...
Çapraz kılıç ile dünyanın en büyük kılıç ustası... Bunun için yaşıyorum
Croiser le fer avec le plus fort du monde, c'est mon vœu le plus cher.
Bu hikaye, kendilerine üç dilek hakkı sağlayan bir maymun pençesi... verilen yaşlı çift hakkında.
C'est l'histoire d'un vieux couple qui a reçu une patte de singe qui lui donne droit à trois vœux.
- Öteki tarafı istiyorum.
- Mon vœu, c'est l'au-delà.
A C İ L H A V A K İ L İ D İ İ Ç K A P I
SAS DE SÉCURITÉ PORTE INTÉRIEURE

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]