English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Danser

Danser Çeviri Fransızca

10,079 parallel translation
Aramızda iki ucube var, biri dans edemiyor bile.
Le truc, c'est que... on a encore deux boulets. Un qui ne peut pas danser...
Dostum, senin gibi dansçı değilim.
Je sais pas danser comme toi.
Dansçı olmakla ilgisi yok, Richie.
Il ne s'agit pas de savoir danser.
Hadi dans edelim.
Viens danser.
Dans etmeyi severim.
J'aime danser.
"Bundan bir tane alıp dansa git" dediler.
On m'a dit de prendre ça et d'aller danser.
Dans etmek ister misin?
Voudrais-tu danser?
- Acaba sonra dans edebilir miyiz?
Peut-être qu'on peut danser plus tard. Pardon?
- Anlayamadım. - Sonra dans edelim.
- Plus tard, danser.
- Dans etmek ister misin?
Bien sûr. Tu veux danser?
O adamla birlikte mi geldin? Şu sana dans etmeyi öğreten adam. - Hayır.
Est-ce que tu es venue avec ce gars, celui qui t'apprenait à danser?
- Öyleyse benimle dans eder misin?
- Non. - Tu veux bien danser avec moi alors?
- Ben de seninle dans eden tek kişiydim.
Et j'étais la seule qui a bien voulu danser avec toi?
Bizim işimiz karanlıkta dans etmektir.
Et notre travail, c'est de danser dans l'ombre.
Dans etmeyi seviyor.
Elle aime danser.
Hep Pigpen'le dans etmek istemişimdir.
J'ai toujours voulu danser avec Pigpen.
Bu beyazlar dans etmeyi hiç bilmiyor.
Les Blancs ne savent pas danser.
Ee, Sunaina ile ne zaman dans edeceksiniz?
Quand allez-vous danser?
Kutlamak için anneni dansa kaldırmayı düşünüyorum.
Je compte inviter votre mère à danser.
Bu akşam dans edeceğini duydum.
Il paraît que vous allez danser.
Ama seni çağırdığında pistte ona katılıp döktürmeye başla.
Quand il te le demandera, tu iras danser avec lui.
Dans etmek zorunda değiliz.
On n'est pas obligés de danser.
Ben de dans etmek zorunda kalmazdım, sen de Kushti'ciğinle pistte kalırdın. Ne de olsa her şeyde olduğu gibi, dans konusunda da benden iyi.
Comme ça, je pourrai pas danser et tu seras avec ton Kushti qui danse, comme il fait tout le reste.
- Haydi dansa.
- Viens danser.
Usta Ip, burada ne arıyorsun?
Vous voulez apprendre à danser?
Ne zamandan beri kendi sokağımda çıplak dans etmek suç?
J'ai même pas le droit de danser nu - dans MA rue? - Ferme-la!
Sahnede dans etmek kendini nasıl hissettiriyor?
Ca fait quoi de danser sur une scène?
Hepimiz gevşemiştik, annen de öyle herkesin içinde dans etmişti.
On se sentait bien, tous... ta mère aussi elle a commencé à danser au milieu de ses élèves...
Bu hafta sonu Stonewall'a gidip dans edeceğim dans ederken de aynen böyle görünmek istiyorum.
Ce week-end, je vais danser au Stonewall et je veux être belle.
Utandın mı yoksa?
T'as honte de danser avec moi?
Canım istemiyor, o kadar.
J'ai pas envie de danser, c'est tout. D'accord?
Seni dansa kaldırmak istesem boktan bir yerde olmamıza rağmen, ne derdin?
Si je t'invitais à danser, même si on est dans ce trou à rats, tu dirais quoi?
Siz paparonlar dans etmek isterse, alın işte buradayım.
Pour les costauds d'entre vous qui veulent danser, je suis là!
Nihayet birlikte dans edeceğiz demek?
Alors, on va danser après tout.
Dans etmeliyiz.
Allons danser.
Maçın başında kontrolü ele aldı. Şimdide ring boyunca kendine has ayak hareketleriyle dolaşıyor.
Il continue de danser autour du ring...
Dans etme sırası Ann Coulter'da!
Ann Coulter va danser!
Afganistan'ın Yıldızı'nda şarkı söyleyecek ve dans edecek cesareti bulmuş Setara Hüseyinzade anısına.
À LA MÉMOIRE DE SETARA HUSSAINZADA qui a eu le courage de chanter et de danser à Vedette afghane
Harika. Kim bir dans öğrenmek ister?
Alors qui a envie de danser?
- Peki.
Danser, c'est vraiment son métier?
Çok güzel. Çünkü herkes dans edebilen insanları sever.
On va danser, parce que quand on sait danser, on a plein d'amis.
Ve bu dansı her yerde uygulayabilirsiniz.
Alors cette danse peut se danser n'importe où.
Evli misiniz siz? Bu oğlum ve sizinle dans etmekten çok keyif aldı.
C'est mon fils et il a adoré danser avec vous.
Dans etme.
Arrête de danser.
Haydi, Minnie! Seninle de dans etmek istiyorum.
Minnie, je veux danser avec toi.
Dans etmekten hâlâ zevk alıyor musun?
Aimez-vous toujours danser?
Gelin ve benimle dans edin Bay Burke.
Venez danser avec moi, Mr. Burke.
Seninle dans etmeye daima hazır olduğumu biliyorsun.
Tu sais que je suis toujours prêt à danser avec toi.
- Ben dans etmeyi biliyorum.
- Je sais danser.
Dans etmek mi istiyorsun?
Vous voulez danser?
- Dans.
- Quel genre? - Pour danser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]