English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dedikodu

Dedikodu Çeviri Fransızca

2,088 parallel translation
- En fazla dedikodu yaparlar.
Donne-leur de quoi couiner.
Aslında aklımda dedikodu yoktu.
Je ne recherchais pas un "buzz".
Elbette adını duydum. Fakat dedikodu sütunlarının büyük bir fanatiği olduğum sözlenemez.
Je vous connais de nom, bien sûr, mais je suis pas fan des rubriques people.
Bölüm "Dedikodu"
Jarick do _ Ob Sk0r yomoy The Ni.Knight
Bilecek bir şey yok ki. Sadece dedikodu.
Y a rien à savoir, on ragote.
Bugün herkes hakkında çılgın bir dedikodu duydu mu?
Comment pourrais-je être vierge? Tout le monde a entendu une rumeur sur lui aujourd'hui?
Bu nasıl bir kötü dedikodu ki? Çünkü bir çok insan modellerin çok çekici olmalarına rağmen sıkıcı olduklarını düşünür.
Les gens pensent que les mannequins, même s'ils sont très séduisants, sont un peu futiles.
Peki hangisi doğru dedikodu?
Alors, laquelle est la vraie?
Doğru olan dedikodu ki bu o insanın hayatını mahvedecek.
La rumeur avérée... et ça va ruiner sa vie, c'est...
Gerçek dedikodu Stanley'nin ilişkisiydi
La vérité est que Stanley a eu une liaison.
Tek yaptıkları dedikodu ve söylentileri yaymaktır.
Elles ne font que papoter et médire.
Şu anda yalnızca düşük düzeyli bir dedikodu.
Ce n'est qu'une rumeur dans un magazine à scandales douteux.
Gerçekten, Nate, milyonlarca defa ben de magazin sayfalarındaydım, ve asla dedikodu ve yalanı geçmedi.
Sérieusement, Nate, j'ai été dans ces journaux des milliers de fois, et ça a toujours été des rumeurs et des mensonges.
- Asla. Dedikodu, hepsi bu.
Ce n'est qu'une rumeur.
Hepinizin birçok dedikodu duyduğunu biliyorum. Bunun için sizden özür dilerim.
Je sais que vous avez entendu beaucoup de rumeurs, et j'en suis désolé.
Fazla dedikodu yapmadan.
Continuez, messieurs.
Meleğim, dedikodu olmadığından emin misin?
Mon ange, c'est sûrement une rumeur.
Bu dedikodu siteleri gerçekleri pek araştırmadan yazarlar.
Ces sites ne vérifient pas les faits.
Üçüncü sınıftayken, senin "dedikodu" olan halini hatırlıyorum.
Je me souviens de toi quand tu n'étais qu'une rumeur.
Sadece bir dedikodu, ama evet, sanırım.
- Simple rumeur, mais oui, je pense.
- Evet. Biraz şarap içip, dedikodu yapıyorduk.
On s'enfilait un peu de vino, on faisait les commères.
- Dedikodu mu yayacağım?
- Faire circuler une rumeur?
Bilmiyorum. Hepsi dedikodu.
C'est des bruits qui courent.
Gerçekleri konuşurken dedikodu yapıyor olmayız. Benim ufaklığın faresinin göğüs uçları bile daha büyük.
Je médis pas, c'est un fait!
Biliyorum bunu yapmamalıyım... Fakat son küçük bir dedikodu.
Je devrais pas, mais dernier commérage.
"Hükümet Tazbekistan üzerindeki Avrupa Birliği silah ambargosunun kaldırılması yönünde görüşüldüğü haberlerini kötü niyetli bir dedikodu olarak tanımladı."
Le gouvernement juge calomnieuses les rumeurs voulant qu'il appelle à la levée de l'embargo sur le Tazbékistan.
- Dedikodu şimdiden Tazbeklere ulaştı bile.
On l'a déjà suggéré aux Tazbeks.
Vanessa'nın üst katta telefonda dedikodu yapmak yerine ona göz kulak olması gerekiyordu.
Vanessa devait la surveiller au lieu d'être pendue au téléphone.
Belki de burada birileri çok dedikodu yapıyor.
Ou parce que quelqu'un a trop parlé.
- Dedikodu mu yani?
- Vous vous basez sur des rumeurs?
O yüzden unutmayın kalbinizde her ne kötülük varsa, onu gerçekleştirdiğinizde veya hile yaptığınızda veya hırsızlık yaptığınızda veya şehvete düştüğünüzde veya nefret ettiğinizde veya dedikodu yaptığınızda veya açgözlü olduğunuzda ya da yaptığınız her neyse ya da yaptığınız veya yapmayı planladığınız şey ne ise...
Alors, souvenez-vous-en quand vous faites quelque chose de mal. Quand vous trichez, volez, convoitez, haïssez, quelles que soient vos fautes présentes, passées ou futures.
Umutsuz bir şekilde erkek bulmaya çalışrlarken erkekler hakkında sürekli dedikodu yaparlar
Elles ont ce groupe où elles disent des saletés sur les mecs, alors qu'elles se tuent à en trouver un.
Burada, bir bombanın üzerinde oturduğuna dair bir dedikodu var da.
il y a une rumeur disant que vous êtes assis sur une bombe.
Bunlar dedikodu sayfası malzemesi.
Ça alimente juste les ragots.
Ben dedikodu köşelerindeki yerinizi aldım değil mi?
{ \ pos ( 192,240 ) } Je vous { \ pos ( 192,240 ) } ai chassé des colonnes de ragots, non?
Burada kalmaya ve erkekler hakkında dedikodu yapmaya ne dersin?
Restons plutôt ici à parler garçons.
Bak anesinin fotoğrafıymış lan, ne dedikodu yapıyosun?
Mauvaise langue, tu vois? C'était sa mere.
Führerim, bu sadece askerlerin uydurduğu bir dedikodu. Hiç kimse Yahudi Ayısının bir golem olduğuna inanmıyor.
Mon Führer, ce sont des plaisanteries de soldats... personne ne croit que l'Ours Juif est un golem.
Hayatlarına işleyen bütün bu dedikodu ve spekülasyonun içinde insanların hala gerçek haber ve saçmalık arasındaki farkı bildiklerini düşünüyorum.
Malgré tous les potins et les rumeurs qu'apprennent les gens, je pense qu'ils savent encore différencier les vraies nouvelles des foutaises.
Ama bir dedikodu hatırlıyorum. Şehvetli bir Kontes ona delicesine âşık olmuştu. Ve kendini ona çok kolay vermişti.
Je me rappelle une rumeur sur une illustre comtesse enamourée de lui et qui s'était donnée à lui sans retenue.
Eminim ki çoğunuz dedikodu yoluyla bişeyler duydunuz Bay Houseman burada yeni asistan koçunuz olacak
Vous devez déjà savoir que M. Houseman va être mon assistant.
Zaten bir sürü dedikodu çıktı.
Tant de ragots courent déjà sur votre compte.
Sürekli bir şeyler hakkında konuşurlar, dedikodu yaparlar ama yakalamaları gereken noktayı yakalayamazlar.
Elles parlent d'une chose, puis d'une autre et d'une autre, sans revenir au point de départ.
Dedikodu işte.
Juste des rumeurs.
- Dedikodu mu?
Des rumeurs?
Yeraltı hükümet komplosu dedikoduları falan var. - İnternetteki forumlarda bir sürü dedikodu duyuyorum. - Öyle mi?
Ils sont branchés complot gouvernemental, là-bas.
Dedikodu yapmış gibi olmayalım!
Je ne voudrais pas être indiscret!
Hem de birçok dedikodu var.
- Il y a beaucoup de rumeurs.
Dedikodu.
Des potins...
Jeff, dedikodu sorunum var. Ortalığı karıştırırım, Jeff.
J'ai un problème de commérage.
Yalnızca dedikodu.
Ce sont des on-dit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]