English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Depot

Depot Çeviri Fransızca

2,026 parallel translation
Hırdavatçıya gidip 100 dolara bunu mal ettim.
Je suis allé chez Home Depot, histoire de m'en fabriquer un pour 100 $.
Burada söylüyorsun çünkü olay çıkarmayacağımı biliyorsun.
Tu me dis ça au Home Depot parce que tu sais que je hais
Bu para buradaki mevduat hesaplarında duruyor. Ama bunlar sadece elektronik hesaplar. Para aslında Jersey'ye gelmiyor bile.
Ils sont sur des comptes de dépôt qui sont des comptes électroniques car l'argent ne s'arrête jamais à Jersey.
Bulundukları hırsızlık şikâyetine göre, dün akşam saat beşe doğru bir High Eye Güvenlik elemanı gelip nakledilmesi gereken 250 bin doları teslim alıp gitmiş.
D'après la plainte pour vol, un agent de sécurité a signé le registre en arrivant ici un peu après 17h00 hier, est sorti avec un transfert de dépôt de 250,000 dollars, mais...
Zanlı, aracın uğrayacağı bir sonraki bankanın parasını alabilmek için mikrodalga enerjisinden yararlandı.
Notre gars a utilisé une sorte d'intense micro-onde pour faire caler le camion et ramasser le dépôt suivant.
Bu işlemin sonucunda bu banknotlar resmi olarak yasal alışveriş aracı olan para haline gelir. A.B.D. para arzına 10 milyar dolar eklenmiştir.
Et, avec ce dépôt, les billets deviennent officiellement de l'argent légal, ajoutant dix milliards au stock d'argent étasunien.
Çünkü kısmi ihtiyat uygulamasına göre bankaya yatan o 10 milyar dolar anında bankanın rezervinin bir parçası haline geliyor.
Car, fondé sur la pratique des réserves fractionnaires, ce dépôt de dix milliards de dollars fait instantanément partie des réserves de la banque,
Bunun anlamı, hesaba yatan 10 milyar doların, % 10'u, yani 1 milyar dolar rezerv bulundurma zorunluluğu vardır.
Ce qui signifie que pour un dépôt de dix milliards de dollars, dix pour cent, ou un milliard, est retenu en temps que réserve obligatoire.
Şimdi, mantıksal olarak bu 9 milyar doların hesaba ilk yatan 10 milyar dolardan geldiği düşünülebilir.
Logiquement ces neuf milliards sont générés à partir du dépôt de dix milliards existant.
Gerçekte bu 9 milyar dolar, 10 milyar doların üzerine ilave havadan yaratılmıştır.
Ce qui se passe réellement, c'est que ces neuf milliards sont tout simplement créés de toutes pièces en plus du dépôt de dix milliards existants.
Tabi ki onlar, yani bankalar, mevduatlarına aldıkları paralar ile kredi vermezler.
" Bien sûr elles ( les banques ) ne paient pas réellement les emprunts avec l'argent qu'elles reçoivent en dépôt.
Sırf böyle bir krediye talep olduğu için, ve rezerv şartlarını yerine getirmeye yetecek 10 milyar dolar bulunduğu için.
Tout simplement parce qu'il y a une demande pour un tél emprunt et qu'il y a un dépôt de dix milliards pour satisfaire l'obligation de réserve.
Hesaba yatan bu para bankanın rezervi haline geldiğinden
Car ce dépôt fait alors partie des réserves bancaires.
Teknik olarak bu borç vererek para yaratma döngüsü sonsuza kadar sürebilir.
Ce cycle de dépôt-prêt d'argent peut techniquement continuer à l'infini.
Diğer bir deyişle, Bankacılık sistemine yatırılan her tutar için, o tutarın 9 katı daha para havadan yaratılabilir.
En d'autres termes, pour chaque dépôt fait dans le système bancaire, environ neuf fois le montant peut être créé de toute pièce.
Ve kısmi ihtiyata dayalı rezerv sistemi ile... yatırılan her tutar, orijinal değerinin 9 katı para yaratabilir.
Et par ce système de réserves fractionnaires, chaque dépôt peut créer neuf fois sa valeur d'origine.
Bu eski benzin ve kibrit fabrikası!
C'est le vieux dépôt de carburant et d'allumettes!
Seni kaçırdıkları yere birkaç kilometre mesafede bir silah deposu havaya uçtu.
En parlant d'ironie, un dépôt d'armes a explosé tout près de là où tu étais détenu.
Shannon Nehrinin 30 metre yakınındaki bir toprak setinin içinde bulundu.
Elle a été retrouvée dans un dépôt de lœss sur une terrasse, à une trentaine de mètres du fleuve Shannon.
Hücreye hemen bir doktor gönderin. Kapıyı açın.
Envoyez le toubib au dépôt!
Telefon şirketine gittin, hat başına 110 dolar artı depozito, artı beş hafta sürecek demiştin.
Ils ont dit que ce serait 110 dollars par ligne, plus un dépôt de garantie et cinq semaines de délai.
Bu arada siz o tekilada hiç tortu fark ettiniz mi?
Y avait-il un dépôt au fond de la tequila?
Bu kardeşlerin bir kısmı için sahte hesap aç ve Sadiki'nin sahte hesabından onlara para aktar.
Crée des comptes bidons pour quelques frères, fais-y des virements du faux compte de dépôt de Sadiki.
Demiryolundaki ikmal deposuna ne dersin?
Que penses tu du dépôt du chemin de fer?
Lagezande'deki cephaneliği basacağız.
Ce soir on attaque Lagezande, le dépôt de munitions.
Silahını teslim edecek ve yeni bir emre kadar geri alamayacaksın.
Nous gardons votre arme au dépôt. Elle vous sera restituée après acceptation de la hiérarchie.
Böyle düzensiz banka hesapları göze batmaz.
Tout dépôt irrégulier se remarquerait.
Para yatırıyoruz Don.
- Relaxe. J'effectue un dépôt ;
15.88 Staples'da?
15,88 dollars à Office Dépôt?
Merhaba, Tasfiye Nedeniyle İndirim, yardım edebilir miyim?
Dépôt de bilan, j'écoute.
Dün Tasfiye Nedeniyle İndirim'in müdürüyle tekrar konuştum.
J'ai parlé au gérant de Dépôt de bilan.
Kemik deposundan falan.
Un dépôt d'os.
Bir daire kiralamak için... Kiraya 30,000 desek 2 aylık da depozito vermemiz gerekecek.
Pour louer un appart, avec un loyer de 30 000 yen, et deux mois de dépôt de garantie,
Depozite tarihi.
La date de dépôt.
Ve bu da aynı yıl 23 Ocak'ta sizin kişisel hesabınıza 11 bin dolar yatırıldığının belgesi.
Et un bordereau de dépôt daté du 23 janvier de la même année sur votre compte personnel d'un montant de 11000 $.
- Tamamen aynı. Bazen küçük meblağlarda ama her zaman aynı gün kullanılan hesaptan.
- Souvent le montant exact, parfois des montants un peu moindres, mais toujours à moins d'un jour du dépôt.
Fakat bu tahtada Bay Bond'un sergiledikleri şeyler... Batı Yakası Basketçilerine 11 bin yatırılmış ertesi gün 11 bin çekilmiş daha sonra da kişisel hesabınıza 11 bin dolar yatırılmış.
Mais tout ce que M. Bond montre au tableau, 11000 $ pour West Side Hoops, puis un retrait de 11000 $ le lendemain et un dépôt de 11000 $ à votre compte personnel.
Boşaltmışlardır, şimdi hepsi depoda olmalı.
Ils ont dû tout décharger dans le dépôt.
Keamy seni silah deposuna çağırıyor.
- Keamy te demande au dépôt d'armes.
Göreviniz, kalıntıları cenaze yöneticilerine ulaştırmadan tamamlanmayacaktır.
Votre mission ne sera achevée que lorsque vous aurez livré les restes au responsable du dépôt mortuaire.
Ben Gary. - Rafferty'nin cenaze evinden.
Je m'appelle Gary, du dépôt mortuaire Rafferty.
Kalsiyum çökertisi.
C'est du dépôt calcaire.
Depoya rp-7 pompalıyorlar.
{ \ pos ( 192,230 ) } Il livre du RP-7 dans un dépôt souterrain.
Sence yeraltındaki depoya... girebilir misin?
{ \ pos ( 192,220 ) } Tu penses pouvoir accéder au dépôt souterrain?
Sayın Başkan, Tony Almeida bir yeraltı deposuna RP-7 roket yakıtı doldurduklarına şahit olmuş. Sığınağın sağ tarafına konumlandırılmış. Biyosilahların depolandıkları yerin hemen yanı.
Tony Almeida a vu un camion-citerne livrer du combustible dans un dépôt souterrain juste à côté du bunker où l'arme est entreposée.
Yakıt deposuna girebileceine ve patlayıcıları yerleştirip füzeleri havaya uçurabileceğine inanıyor.
Il pense pouvoir accéder au dépôt de combustible et y poser des explosifs pour détruire les missiles.
- Pekala Senden bir bina bulmanı istiyorum, bir mağaza, depo, yeterince büyük bir şey. Onların girip araştırma yapmak zorunda olacakları yerde.
Je veux que tu trouves une structure, un hangar, un dépôt, quelque chose d'assez gros où ils devront entrer et chercher.
Eşya odasından hangi uyuşturucu alınmış olursa olsun elinde makbuzu hazır olacak, anladın mı?
Quelle que soit la drogue qui a été prise du dépôt des preuves... il faut un récépissé, tu comprends?
Çoğunlukla Eşya Odasındayım.
La plupart du temps, je suis au dépôt des preuves.
Eşya odası mı?
Au dépôt des preuves?
Eşya Odasına bir bak bakalım hiç aşırabileceğin Oxycontin veya morfin falan bulabilecek misin.
À ton dépôt des preuves, il y a sûrement de l'Ocytocine, de la Buprénorphine, ou du Dilaudid, que tu peux piquer en douce.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]