English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dersen

Dersen Çeviri Fransızca

1,851 parallel translation
Ne dersen de ona yardım ettiğini düşünmek hoşuma gidiyor.
Tu peux dire ce que tu veux, mais j'aime à penser que c'est toi qui l'a sauvée.
Eğer iç çamaşırı dersen, adem elmanı yumruklarım.
Si tu parles de culottes, je t'explose la pomme d'Adam.
Tuhaf bir şey dersen duymamış gibi yapacağım.
Si tu dis des trucs bizarres, je ferai celui qui n'a pas entendu.
Ne dersen de ama- - denenmiş ve doğru, tatsız ve ilgisiz...
Appelle ça comme tu veux. Méthode éprouvée, ennuyeuse.
Bana bir daha kardeşim dersen ağzını burnunu dağıtırım.
Si tu m'appelles encore frère, je te fais bouffer tes dents.
Mahkeme emrini vermeye kışkırtıcı dersen.
Tu l'as provoqué? Si tu considères que présenter un mandat soit de la provocation.
Aslında, sana sormak istediğim bir şey var ve hayır dersen anlayışla karşılarım.
En fait, je voulais te demander...
- Ne dersen de.
- N'importe quoi.
Ama seri katil dersen, müthiş bir panik başlar.
- Tu cries "tueur en série," et c'est la panique.
Eğer bu da karışık dersen, seni şuracıkta boğarım.
Si tu dis que c'est compliqué, je te tue sur le champ.
Ne dersen de o beni kurtardı.
Quoi que tu en dises, elle m'a sauvé.
- Ona, bunu dersen hayatta şansın olmaz.
- Pas une chance que tu l'approches.
Hayır, ama evet dersen seni bırakırım.
Non, mais tu seras recalé si tu dis oui.
Ne dersen de.
Appelez ça comme vous voulez.
Ne dersen de, onunla iyi bir ekip oldunuz.
Vous vous débrouillez bien avec lui.
Yani öyle ya da böyle alacağız numuneyi, ama şimdi hayır dersen mahkemede aleyhine kullanılabilir.
Quoiqu'il arrive, ça se fera. Si tu refuses maintenant, ça peut te desservir, devant la Cour.
Sen ne dersen de, Çıplak Adam dürüsttür.
Dis ce que tu veux, au moins L'Homme Tout Nu est honnête.
Ve eğer kızıllardan hoşlanan adam ve koli bandı dersen...
Et si vous dites un homme qui aime les cheveux roux et le ruban argenté, je vais hurler.
Çağrı, yetenek, ne dersen.
Un don. Vous l'avez.
Her akşam başka bir kızla çıkmasına "Çıkma" dersen öyle.
Si tu appelles "rancard" une fille différente chaque soir.
Ne dersen de.
Appelle ça comme tu veux.
David Blaine bile olsa umrumda değil. Müzik dersen?
Je m'en fiche.
- Eğer evet dersen...
- Si tu dis oui...
Eğer Lois'in kadeh kaldırması dersen, evlilik anlaşması isterim.
Si tu dis que c'est le toast de Lois, je fais un contrat de mariage.
Ayakkabı dersen kulağa daha az ürkütücü geliyor.
C'est moins flippant, dit comme ça.
Sen nasıl dersen, büyük basketçi.
Comme tu voudras.
Ne dersen yapacağım.
Tout ce que tu veux.
Ne dersen de başarısız olmayacağım.
- Je réussirai, quoi que vous pensiez.
- Duckens Labranche. Aynıca bana bir daha sürtük dersen satıcın, kendisinden habersiz işler de çevirdiğini öğreniverir.
C'est Duckens Labranche, et tu m'appelles encore une fois salope, je m'assurerai que ton mac sache que tu fais des passes dans son dos.
Bana bir kez daha Sinbad dersen...
Tu m'appelles Sinbad encore une fois.
Bana bir kez daha Sinbad dersen...
Tu m'appelles encore une fois Sinbad...
Ben, buraya sen ne dersen de, arkadaş olduğumuzu göstermek için geldim.
Je suis venue parce qu'on est amies, peu importe ce que tu dis.
Nasıl dersen..
- Si vous voulez.
Tanrı, doğa, ne dersen de.
Divin, nature, appelle ça comme tu veux.
- Nasıl dersen.
- Peu importe.
Nasıl dersen.
Peu importe.
Bir de "Su geçirmez" dersen saatten bahsettiğini sanacağım.
Ajoutez "résistant" et vous avez une nouvelle montre.
- Sen ne dersen sevgilim.
- C'est ça, chérie.
Seks dersen, istatistikler alt üst oluyor.
Et au lit, c'est d'enfer.
Ve bana bir daha Clay dersen, gününü görürsün.
Appelez-moi encore Clay, pour voir.
Bence sen olmam gereken yerin ya Darwin ya bir kilise şöleni ya da bayanlara ait... Ne dersen de artık.
Vous me verriez mieux à Darwin, à la kermesse de l'église, ou dans le salon de... comme vous dites.
- Ne dersen de!
- Si tu le dis...
"Hayır" dersen, film Jack gibi öldü demektir.
Alors, le film est aussi mort que Jack.
O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir, Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu, Dersen yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir.
si l'on demande alors où gisent tant de charmes où sont tous les trésors de ces jours de vigueur dire : "En ces yeux, creusés de veilles et de larmes"
Bencil utancıyla israfa övgüdür bu. Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara, "Benim güzel çocuğum beni kurtarır" dersen, "Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra"
serait mortelle honte, éloge sans valeur on vanterait bien plus de ta beauté l'usage si tu disais alors : " Ce bel enfant de moi est solde de mon compte
Bana ne dersen de
Yo! Appelez-moi comme vous voudrez
Şimdi hayır dersen, belki sonra kabul edersin.
Ça te servira peut-être plus tard.
- Ne dersen yaparım. - Sus! - Beni hatırlıyor musun?
- Je ferai tout ce que vous voulez!
Ne dersen onu yapacağım.
Je ferai ce que vous me direz.
Ne dersen de, ben bunu kaldırabilirim.
Je prends sur moi, je peux le supporter.
- Sen ne dersen...
Toi, alors!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]