Devin Çeviri Fransızca
570 parallel translation
Ve kırmızı devin karbonu eritecek kadar kütlesi yoksa karbonun etkisiz kütlesi ve oksijen ortada yoğun beyaz ışıklı cüce yıldıza dönüşür.
Et si la géante rouge n'est pas assez grosse pour le carbone Le carbone et l'oxygène s'accumulent au centre. la transformant en une naine blanche dense.
Bilge Kahin, onun yalnız beni sevdiğini söyleyebilir misin?
"Devin éclairé, la jeune fille n'aime-t-elle que moi?"
Bir dahi olmanın yanı sıra bir de zihin okuyucusun. - Bay Matuschek...
Vous etes devin!
Senin sinsi ve uğursuz beynini bir devin vücuduna yerleştireceğimi mi düşünüyorsun?
Crois-tu que je mettrais ton sinistre cerveau dans le corps d'un géant?
Ben polis memuruyum, doktor değil.
Je suis policier, non devin.
Nasıl sokaktan böyle bir çocuk alıp gelir.
Quelle idée il a eue de ramener ça, le devin-à-la-loupe!
Bugün falcılığın üstünde.
Tu es bien devin aujourd'hui.
Her hafta gelip iyi şans ve zenginlik hakkında... hikâyeler anlatan falcıyı da biliyordum.
Je connaissais le devin et ses contes... parlant de bonheur et de fortune.
Bir kahin martın on beşinden sakın, diyor.
Un devin te dit de te méfier des Ides de Mars.
Medyumum daha da sadık.
Et mon devin est encore plus fidèle.
Ne olmalıyım, zihin okuyucusu, sanırım bunu bulamıycam, eee sonra?
Je suis pas devin. Et si je l'avais pas trouvé?
- Jack devin kendi parasını çaldığını düşünüyor.
- C'est ce que Jack pensait.
Ben bilim adamıyım. Geleceği gören bir falcı değil.
Je suis un scientifique, pas un devin qui prédit l'avenir.
Bakın Bayım, Kimsenin kafasının içindekileri okuyamam.
Ecoutez, je ne suis pas devin.
Senden akıl sormadım, Domuz surat.
Je ne te demande pas si tu es devin, face de porc.
- Mario.
Tu es devin?
- Ben devin sözüne inanıyorum.
- Je crois le géant.
Devin sorunlarımızı çözeceğini söylemiştin.
Tu avais promis que le géant arrangerait tout.
Bu muazzam devin gücü ortada..
Cette oeuvre colossale vient braver leur puissance.
Chares devin sirlarini bilir.
Charès connaît les secrets du Colosse.
Umudumuz devin mahkumlarinda.
Notre espoir, c'est les prisonniers du Colosse.
Bir falcı, bir kâhin.
Je suis un enchanteur et un devin.
İtiraf ediyorum Billy, bazen medyum güçlerin varmış gibi geliyor.
Tu sais Billy, parfois, j'ai l'impression que tu es devin.
Sandro, ben sihirbaz değilim.
Je ne suis pas devin.
En güvenilir kâhini kullandığımı söyleyebilirim.
Il se trouve que j'emploie un devin très fiable.
Akıl okuma gösterisi iptal olursa çok sıkışacağım.
Ça m'ennuierait que ton numéro de devin soit annulé.
- Birden aklıma geliverdi.
- Je dois être devin.
- Kendini çok mu zeki sanıyorsun?
- T'es devin ou quoi?
Yere dokunmadığında bütün kuvvetini kaybeden devin öyküsünü bilirsiniz...
Vous vous souvenez peut-être du géant qui perdait sa force... lorsqu'il ne touchait pas le sol.
Adı Brian Piccolo. Onda bir devin kalbi var.
Son nom est- - est Brian piccolo, et... il a Ie coeur d'un géant.
Medyum olmalıyım.
Je suis devin.
Medyum olduğuna göre ne diyeceğimi biliyorsundur.
Étant devin, vous savez ce que je vais répondre.
Bir cadı olmalısın, Francesca.
Tu dois être devin Francesca.
Ben kahin miyim?
Je ne suis pas devin.
Ben bir doktorum, falcı değil.
Je suis médecin, pas devin.
Belki kahindir.
Il doit être devin.
Galaksinin tarihini incelediğimizde yüz milyonlarca kırmızı devin, süpernova patlamasını gerçekleştirdiğini görürüz.
Dans la galaxie... des millions de géantes rouges sont devenues des supernovae.
Benim mi? Bir devin mi?
Pour moi un ogre?
Kruvazörlerimiz bu devin saldırısına karşı koyamaz.
On ne peut pas repousser une telle puissance de feu.
Burada gerçekten olağanüstü bir şeyler oluyor ve ben bütün bunları o kara devin yönlendirdiğine inanıyorum.
Il se passe des choses étonnantes... et je pense que ce géant noir en est le maître.
Falcı kadın büyük bir devlet adamı olacağımı söylemişti.
Un devin lui avait prédit que je serais un grand mandarin.
Üstçavuş Highway, Binbaşı Devin acilen seni istiyor.
Chez le Cdt Devin, au trot!
Durugörü gücü yok bende ama bazen içe doğmalar yaşarım.
Non, je ne suis pas un devin, absolument pas! Mais il m'arrive d'avoir des pressentiments.
İki küçük cüce ile kızıl saçlı bir devin ceplerimi boşalttığını gördüm.
J'ai cru que deux lutins et un géant roux me fouillaient les poches.
O Leo'ya göre fazla zeki. " Müneccim gibiyim.
"Le petit est trop malin pour Leo." Moi, je suis devin.
Müneccim gibiyim.
Je suis devin, hein?
Bay Gittes, ben noterim, düşünce okuyamam.
Je suis notaire, pas devin.
Harry, haklısın.
Harry, vous êtes devin.
Bu harfler ve devin ipuçları bir şekilde bu uzun saçlı adamla bağlantılı.
R, B, T. Harry, je crois que ces lettres et les indices du géant sont liés à l'homme aux cheveux longs.
Peki, bunu bilmek için falcı olmamıza gerek yok.
Il ne faut pas être devin pour voir ça.
Nasıl tahmin edeyim?
- Je ne suis pas devin.