English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dörtnala

Dörtnala Çeviri Fransızca

132 parallel translation
- Yol boyunca dörtnala gider misiniz?
- Oui, ne perdez pas une seconde.
Yeni arkadaşlığımızı kutlamak için fundalıkta dörtnala gidelim mi?
Célébrons notre amitié en allant galoper sur la lande.
Dörtnala uzaklaştı.
Il est déjà loin.
Dörtnala.
Déjà loin.
Koca koca hayvanları eyersiz olarak sırf ayaklarımla tutunarak... dörtnala koşturabilirim.
Je fais galoper le grand hongre, sans selle, en serrant les cuisses.
Binbaşının salimen gelişini. Bir dakika önce dörtnala geldi, yorgun ama memnun görünüyordu.
L'arrivée saine et sauve du Major, il devrait arriver en galopant dans une minute, fatigué, mais content.
Dörtnala at koştuduktan sonra bacakları ağrımaz mı? - Doğru. - Neden inmediler?
il  ne s'est pas  dégourdi les jambes?
Siz neden bahsediyorsunuz? Eğer binici iyiyse en kötü at dörtnala gitse ne olur...
Y a pas meilleur cavalier que moi!
Hadi, dörtnala gidelim.
- Piquons un galop!
Dörtnala Hayalet. 1'e 15 ve bu yarış tam ona göre.
Esprit au galop. Il est à 15 / 1 et c'est son type de piste.
Sanki dörtnala giderken üstümü değiştiriyor gibiyim.
Je me suis habillé en chevauchant.
Bir ata binmek dörtnala?
Miss Kelly?
Güzel bir duş alayım, sonra Roma'ya doğru dörtnala koşacağız.
Et maintenant, une belle douche! On fonce et ce soir, on est à Rome
Hedefine doğru dörtnala gidiyor, güzel, tatlı bir hedefe. Ona ulaşmasına bu dünyada hiçbir şey engel olamaz.
Il galope vers son objectif, son charmant objectif... et rien au monde ne pourra le retenir.
Komşu tepelerde birkaç gün dörtnala gezin, bir şeyiniz kalmaz.
Quelques galops et vous serez remise en selle.
Dörtnala gidelim oğlum.
Á plein galop.
Stepan dörtnala nereye gitti?
Où est passé Stépane?
Hayır, ama yarım günlüğüne dörtnala giden birini kiralarım.
Mais une demi-journée de galop, c'est de vrais ébats.
O gece baban Malenya'yı, dörtnala kaçırdı ve şehirde evlendiler.
La même nuit, votre père a enlevé mélanie et galopé jusqu'à Ia ville où iI l'a épousée.
Hadi, Petya, dene onu. Dörtnala, dörtnala! Ne düşünüyorsun?
allez, Pétia, court au galop, mais gaIope donc!
Dereyi dörtnala geçip yukarı çıkalım atların ne kadar susuz olduğunu, takdir edersiniz.
On va galoper jusqu'à la source. Les bêtes ont soif.
Yolun kısalması için adamları dörtnala koşturup, Mesquite Springs'te... -... önü kesin.
Va barrer la route des Lingots avec tes hommes.
Dörtnala gidiyor çayırlarda
Il galope jusqu'à la corde
Yürü! Dörtnala!
Venez, monsieur.
Amca, zaten kafamın içinde atlar dörtnala, bu kekelemenle daha da berbat ediyorsun!
J'ai un martèlement dans le crâne et ton bégaiement l'amplifie!
Atlar dörtnala koşuyor içinde. Toynakları tepişiyor.
Ce martèlement, comme des chevaux au galop...
Sonra, babam Germanicus'a ait olan bir bıçağı aldım İmparator'un odasına girdim, suçluluk kabusu içinde inliyor huzursuzca sağa sola kıpırdıyordu. Kafamın içinde atlar dörtnala koşuyor ve toynakları tepişiyordu...
J'empoignai donc un couteau ayant appartenu à mon père, entrai dans la chambre de l'empereur, où il dormait d'un sommeil agité, hanté par la culpabilité, ma tête résonnait de ce martèlement...
Şu dörtnala koşan atları özlemeyeceksin bile.
Le bruit de sabots des chevaux que tu aimes.
Ölene dek dörtnala gidecekler, ta ki biz... onlara "dur" diyene dek.
Ils galopent jusqu'à épuisement, si on ne leur dit pas "stop".
" Ben en azından dörtnala gittim.
" Moi, au moins, j'ai galopé.
Pekala, sen hiç dörtnala gitmedin.
Tu n'as jamais galopé.
Eğer ben o çocuğun dörtnala gitmesiyle senin tüm eğitimin arasında bir seçim yapacak olsam... Her defasında eğitimi seçerdim.
Si je devais choisir entre un galop avec lui et une thérapie avec toi, je te choisirais à tous les coups.
Senin o çocuğu, kendi kendine, dörtnala gittiği o kabustan kurtarma gücün var.
Ton aide, pour le sortir du cauchemar dans lequel il s'est engouffré au galop.
Bir daha dörtnala gitmeyeceksin, AIan.
Tu ne galoperas plus, Alan.
Dörtnala geçerken bana baktı.
Je me suis figée, il m'a jeté un regard bref pendant qu'il était au galop.
Tek bir bakışla mı? Hem de dörtnala?
Un regard au galop?
Bu günü çok uzun zamandır hayal ediyordum ama bu kadar cesur, yiğit ve akıllısını beklemiyordum. Benim için yedi denizi aşıp gelen. Yanımda olabilmek için çölleri ve kanyonları dörtnala geçen.
Je rêve de ce jour depuis longtemps... mais je ne m'attendais pas à ce qu'un brave... et vaillant chevalier qui a traversé les sept mers pour moi... et galopé à travers les déserts et les canyons obscurs... vienne me rejoindre.
Ve ilk doğan oğul, kalenin etrafında dörtnala giderek borusunu öttürecek.
Et autour du fort, le fils aîné, galope en faisant sonner sa corne.
Ama dörtnala değil, değil mi?
Mais pas au galop!
Ben her zaman dörtnala giderim.
Je descends toujours au galop.
- Dörtnala geleceklerini söylemiştim.
- Ce sont des dures à cuire.
Dede, dörtnala
Et pépé galope
Önümüzde dörtnala koşan?
follement s'envola?
Dörtnala koşan Binbaşı Barnes.
Ah! C'est notre impétueux major Barnes!
Asıl konudan sapıyor gibiyiz. Burada Akademiye dörtnala koşan genç bir subaydan mı bahsediyoruz? Yoksa gençlikten ergenliğe geçerken yol gösterdiğimiz genç bir adamdan mı?
Est-on en train de parler d'un jeune officier qui monte les échelons de l'Académie, ou d'un jeune homme, un adolescent qu'on aide à passer à l'âge adulte?
Dörtnala koş, ey tüy ayaklı savaş atı.
"Retournez au galop, coursiers aux pieds de flamme."
İspanyam... Yaratmak için bir eser Dörtnala koşar rüzgar gibi Cesur Önder'ine doğru!
Mon Espagne, qui vole comme le vent pour faire un monument à son Caudillo.
İspanyam Yaratmak için bir eser Dörtnala koşar rüzgar gibi Cesur Önder'ine doğru!
Mon Espagne, qui vole comme le vent pour faire un monument à son Caudillo.
Daha seni dörtnala koşturacağım.
Au galop!
Dörtnala!
Au trot!
- Şimdi! - Dörtnala!
- Maintenant!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]