English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Düşman

Düşman Çeviri Fransızca

14,258 parallel translation
bıçağının tek bir darbesiyle düşmanın sakat kalıcak.
l'ennemi qui meurt sous la lame.
Bakın, onlar düşmanımız değil.
Ecoutez, ce ne sont pas nos ennemis.
Düşman hattını geçmek üzereydi.
Il était sur le point de passer la frontière.
Bana bir halk düşmanı getirmeni söyledim ve tek aldığım bu faşist domuz.
Je te demande de m'amener un ennemi du peuple, et je n'ai droit qu'à ce porc fasciste.
Bana bir devrim düşmanı ya da büyük bir av getir, sonra bu çok aydınlatıcı konuşmaya devam edelim.
Amenez-moi un ennemi de la révolution, et une bonne récompense, et nous pourrons continuer cette conversation si enrichissante.
Size bir halk düşmanını teslim ettim.
Je vous ai offert un ennemi du peuple.
Can düşmanın olduğu için.
Parce qu'elle est ton ennemie.
Ve en kadim düşmanımı.
Et mes plus chers ennemis.
Ne de düşmanımızdır anne.
Ni notre ennemi, Mère.
- Kime karşı düşman?
Ennemi de qui? Du monde entier.
- Bir düşman. - Hayır.
Non.
Petrolcü herif ise düşman, sakın hata yapma. Henüz bizimkilere sahip değil.
Le pétrolier est un ennemi, ne t'y trompe pas.
Bak, Zelotlar ortak düşmanımız.
Les zélotes sont notre ennemi.
Bunlardan, herbirinin içine koyarız böylece düşman teknolojimizi çalamaz.
Ça protège notre technologie de l'ennemi.
Bir o kadar da düşman edindik.
Encore plus d'ennemis.
Düşman kalesine girebilmek için parçalanabiliyor.
Il se désassemble pour infiltrer les châteaux forts des ennemis.
Düşman göründü! Düşman göründü!
Nous sommes attaqués!
Düşman savaş gemisi!
Un vaisseau ennemi!
Düşman gemisi yaklaşıyor, efendim.
Vaisseau hostile en vue.
Yüzbaşı Qwark artık düşman için çalıştığından komandoların sana daha çok ihtiyacı var.
Comme le capitaine Qwark pactise avec l'ennemi, les patrouilleurs ont absolument besoin de vous.
Onda tüm insan ırkını yok edecek güç var ve düşmanımız olduğuna % 1 bile ihtimal veriyorsak buna kesin gözüyle bakmalıyız.
Il a le pouvoir d'éradiquer la race humaine. S'il y a 1 % de chance qu'il soit notre ennemi, il faut le considérer comme tel.
Fakat o düşmanımız değil.
Il n'est pas notre ennemi!
Termal kamera üçüncü katta iki düzine kadar düşman gösteriyor.
L'imagerie thermique me montre deux douzaines d'ennemis au troisième.
Bak, bu yaştakiler ya dünyaya kızıyorlar ya da düpedüz düşman oluyorlar.
Écoute. À cet âge-là... ils en veulent à la terre entière ou ils jouent les durs.
Sonra en büyük düşmanı oldum.
Je suis son ennemie depuis.
İntikamı o kadar çok istiyor ki hapisten kaçtı.. burada bizimle olmak ve korkunç düşmanıyla yüzleşmek için ölümüne bir dövüşte!
Il veut sa revanche, c'est pourquoi il s'est échappé de prison juste pour pouvoir être ici ce soir et défier son terrible ennemi dans un combat mortel!
Burada düşman yok.
Il n'y a pas d'ennemi.
Düşmanı buldum.
J'ai trouvé l'ennemi.
Burada düşman yok.
Il n'y a pas d'ennemi, ici.
Nerede çocuklar bir karışım ile beslenen amfetaminler ve halüsinojenler komutanlarından ikna oldular. Düşmanın kalbini yeğlerim onları savaşta görünmez yapın.
où des enfants gavés d'un mélange d'amphétamines et d'hallucinogènes étaient persuadés par leurs chefs que manger le cœur de l'ennemi les rendrait invisibles au combat.
Doğuda birden çok düşman var.
Attention, nombreux ennemis à l'est.
Ben düşmanın değilim, Conor.
Je ne suis pas contre toi.
Eğlence düşmanı!
Rabatteur en chef!
Bir baba olarak, küçük yavruma parlak bir gelecek sağlamak için en kötü düşmanımla çalışmaya hazırım.
En tant que père, je collaborerais avec mon pire ennemi pour assurer l'avenir de mes petits.
7 düşman saydım.
J'en ai compté 7.
Vision, 6 yönünde düşman var.
Vision, j'ai un bandit à mes 6h.
Sadece 2001'de düşman topraklarında habercilik eğitimi almıştım.
Pas vraiment. On a tous eu une formation en 2001.
Sanırım Afganistan İslam Cumhuriyeti Başsavcısı, İslam düşmanı bir batılıyla alkol satan bir partide gönlünce dans ediyor.
On dirait que c'est le procureur de la République islamique d'Afghanistan qui danse dans la rue avec une Américaine, ennemie de l'islam, lors d'une fête où de l'alcool a été servi.
Pazartesi öğle vakti, casuslarımız düşmanın hafta sonu iletişiminin şifresini çözmüş olacak.
Lundi à 12h, nos agents auront décodé les messages ennemis du week-end.
Düşman hattının ardına ilk gidişim efendim.
Ma première mission derrière les lignes ennemies.
Yarbay Vatan, düşman casusunu kendi elleriyle öldürdü.
Le lieutenant-colonel Vatan a exécuté l'agent ennemie de ses mains.
Bi tane de pen-1 dövmeli beyaz vardı. "Toplumun bir numaralı düşmanı" ( Public Enemy Number 1 )
Et le blanc avec le "En-P-1" c'est "ennemi public N ° 1".
O kadar çok düşman, o kadar çok kan davası var ki.
Tellement d'ennemis tellement de vendettas.
- İstemediğin bir düşmanın oldu.
Vous vous êtes fait un ennemi indésirable.
Düşman öldürmek mi istiyordun?
Tu voulais tuer ton ami?
Kendisinden alıntı yapacak olursam, "Walt Disney... " Yahudilerden tiksinen o bedeninin hiçbir yerinde benim pipimin ucundaki kadar bile hayal gücü olmayan bücür bir Yahudi düşmanı. "
Il l'a traité, je cite, "d'antisémite nain avec moins d'imagination dans tout son corps que moi dans le bout de mon zizi."
- Bir düşman!
- Un ennemi!
Efendim düşman gemileri geldi.
Monsieur, des combattants ennemis entrent.
Bizi buraya zamanında getirmeseydin düşman kışlamızı ele geçirirdi.
Si vous n'étiez pas arrivé à temps... l'ennemi aurait pris notre poste.
Sonsuca dek düşman demektir.
Ça veut dire ennemi pour la vie.
Anlaşma yapan düşman kazanır.
- Vous vous en sortez bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]