English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dına

Dına Çeviri Fransızca

69,492 parallel translation
Ve aşığım. Şimdiye kadar tanıdığım en mükemmel kadına aşığım.
Et je suis amoureuse de l'homme le plus merveilleux qui soit.
Babuş bu kadına iyi bak.
Frérot... occupe-toi bien d'elle.
Baban benden adamlarının arasına katılmamı istedi, yaptılarını izleyip raporlamak adına.
Ton père m'a demandé d'infiltrer tes hommes, pour surveiller tes progrès.
İnşallah, bize verilen bu hediye ile, Şeyh Bin-Khalid'i öldürdüm diyerek övünen o kadına ulaşmak için elimizde bir fırsat olacak.
S'il plaît à Dieu, avec ce présent que vous nous avez donné, nous aurons l'occasion d'avoir un prix encore plus grand... La femme qui se vante au monde entier d'avoir tué Cheikh Bin-Khalid.
Jean-Baptiste, lütfen bu çılgın Meksikalı kadına iki dakika izin ver.
Écoute, Jean-Baptiste, je te demande d'écouter une Mexicaine un peu folle.
Austin Uluslararası Havaalanı'na hoş geldiniz.
Bienvenue à l'aéroport d'Austin.
İfade verirken çaprazına oturdum, ve çocuğunu kaybetmiş bir anne gördüm.
Assise en face d'elle, j'ai vu une femme qui avait perdu son enfant.
10.000 dolardan fazlasıyla ülke dışına çıkması yasaktır.
On peut pas sortir du pays avec plus de 10 000.
Dedi, kanun adamına saldıran adam.
Dit celui qui vient d'agresser un policier.
Ondan korkmuştu yanına yatmaktan ağladığında avutulması ne kadar küçük olduğunu göstermesi onu tanıyıp yanağına dokunmasını ve kulağına sözler fısıldaması için.
"Il avait peur d'elle. " D'être à ses côtés. " D'être réconforté par elle quand il pleurait.
Oraya vardığımda caddenin yanındaki bir ağacın arkasına saklandım biraz bekledim, çünkü kapıyı çalmaya korkuyordum.
Une fois là-bas, j'ai attendu cachée derrière un arbre. J'avais trop peur d'aller frapper.
Kilitsiz kapıları açmak, dışarı çıkmak, tek başına duş yapmak ve yatağımın yanında klozet olmaması.
Ouvrir des portes non verrouillées, sortir, me doucher seule, ne pas avoir des toilettes à côté de mon lit.
Biri amacına ulaştı. Gage kampanyasının önümüzdeki hafta yapacağı saldırı reklamı için bir ipucu yakaladım.
L'un d'entre eux m'a dit qu'une campagne publicitaire de Gage vous attaquant sortira la semaine prochaine.
Saha operasyonunun başına geçmişti.
Il vient d'être nommé à la tête des opérations de terrain.
Onları hemen sorgu odasına götürün.
Mettez-les en salle d'interrogatoire.
Dışarıda misafirlerin var. Onların yanına dönmelisin.
Tes invités t'attendent dehors, tu devrais les rejoindre.
Olmaz. Royo'nun arayıp, İsaac'ın icabına baktığını öğrenmeden olmaz.
Pas tant que Royo n'a pas appelé pour dire qu'il s'est occupé d'Isaac.
Garın dışına yerleşmeliyiz.
On doit se déployer à l'extérieur de la gare
Buradaki giriş noktalarına.
Points d'entrée ici et ici.
Eric, arkadaşın milyon dolarlara satılabilecek yüksek gizlilikli silah şemalarına ulaşmak istiyor.
Votre ami nous demande des plans d'une arme hautement classifiée qu'il pourrait vendre des millions de dollars.
Gabriel ile ilgili istihbaratı iki kere kontrol edeceğim ve hakkında açılan silah kaçakçılığı davalarına bakacağım. - Hayır!
Je vais revérifier l'information sur Gabriel, analyser les données informatiques sur les transactions d'armes...
Gather takımına söyle, orada bir kordon oluştursun.
Rassemblez une équipe d'assaut, établissez un périmètre à cet endroit.
Kızı patlayıcı madde dolu bir kamyoneti George Washington Köprüsü'nün altına doğru sürüyormuş
Sa fille conduit un camion rempli d'explosifs sous le pont George Washington.
John, gerçekten bu sorgulamanın haksız yere yapıldığına mı inanıyorsun?
John, est-ce que tu crois vraiment que cet interrogatoire n'a pas lieu d'être?
Daha fazla saldırı olursa, dürüst bir şekilde karşılarına geçip kurbanların ailelerine yapmam gerekeni yapamadım diyebilecek misin?
S'il y a d'autres attentats, pourrais-tu te tenir devant les familles des victimes et leur dire que c'était une limite - que tu n'étais pas prêt à franchir?
Taktik ekipler kapatılan alan içerisinde araştırmalarına başladı.
Les équipes d'intervention vérifient chaque recoin - du périmètre de sécurité.
Tamam, King's Bölgesi şerif noktasına bir mil uzaklıktalar.
Ils sont à moins d'un kilomètre du poste du Sherif du comté de King.
Şerif departmanı Carter'ın aracına yakın olduklarını söylüyor.
Le bureau du sheriff dit qu'ils se rapprochent du véhicule d'Eric.
Tam yönetime ve gözetim ayrıcalıklarına ihtiyacım olacak CTU ağında.
J'ai besoin des droits complets d'administration et de surveillance sur le réseau de la CAT.
Don, halkına sakin olmasını söylemelisin.
Don, vous devez dire à votre équipe d'arrêter.
Adamlarına söyle geri çekilsinler.
Dites à vos hommes d'arrêter.
İç İşleri Bakanlığı'na danışmam gerekiyor...
Je vais consulter mon département d'état...
Tamam ama birisinin tüm hayatına... beş dakikada nasıl yoğunlaşabilirsin ki?
Et comment est-ce que tu résumes la vie d'un homme en 5 minutes chrono? - Oui. Hein?
Evinin dışına bir füze yollamışız?
- Le missile est tombé devant chez lui, c'est bien ça?
Şu tekne hususunda konuşmamıza devam etmeliyiz. Seni bir dakikalığına ofisime alabilir miyim?
- Dites, on devrait peut-être jeter un coup d'oeil à toute la paperasse relative au bateau.
İşin garip yanı Bay Wilson sadece kullanıcı olmasına rağmen son zamanlardaki savaşların sivil kayıplardan sorumlu tutulabilir..
Paradoxalement, en tant que contractuel, monsieur Wiston risque d'être tenu responsable de toutes victimes civiles faites au cours de ses opérations militaires autonomes.
Ulusal Güvenliğin Programlarına ciddi zararlar verildi.
C'est le danger des lanceurs d'alerte comme Neil Wiston. Un coup sévère a été porté au programme de sécurité national.
Deniz Savaşı'na geçiyoruz. Ve biz onu ve bizi buradan çıkaracağız.
On part à bord du Walrus le plus loin possible d'ici.
Ama çığ gibi büyüyen kanıtlara bakılırsa, başlarına gelenler bir kaza veya adaptasyon sorunu değildi.
Mais tout semble prouver que ce n'était pas un accident, ni un manque d'adaptation.
İşte oradaydım, mezuniyet günümde bedenimin dışına çıkmış, yukarıdan kendime bakıyor ve düşünüyordum...
À la remise de diplôme, je me suis senti flotter au-dessus de mon corps. Je me regardais et je me demandais...
Acil durumlarına karnım tok.
Finis, les cas d'urgence.
Bizden birinin onlardan birinin üstü olmasına imkân yok.
L'un de nous ne commandera jamais l'un d'eux.
/... tuvalet kağıdı / ayakkabına yapışır ya.
... du papier toilette collé aux chaussures.
Baban 90'lı yıllarda çay çiftçileri sendikasının kurulmasına yardımcı olmuş.
Votre père a aidé la création d'un syndicat de planteurs de thé?
Böylece Ruth bir günde doktordan savaşçıya dönüştü, ve tüm bunlar bir başkasının kardeşinin başına gelmesin diye mücadele etti.
Ruth a quitté la médecine pour partir en croisade. Elle a tout fait pour éviter que cela arrive à la sœur d'une autre.
Ve kâr marjımız, bütün ilaç şirketleri gibi standardın biraz altına düşen her ilacı israf etmememize bağlı.
La marge de profit des compagnies pharmaceutiques demande d'éviter de gaspiller ces produits un peu moins conformes.
Yoksa başkasına âşık olduğun için mi ona anlatmak istiyorsun?
Ou veux-tu tout lui dire parce que tu aimes quelqu'un d'autre?
Çünkü, benim için bir şeyi düzeltmek birini roket atarla vurmak anlamına gelmiyor ki ayrıca başının belada olmasının büyük oranda bu tarz şiddet yanlısı tercihlerde bulunmuş olmanla alakalı olduğunu da belirtmek isterim.
Pour moi, régler quelque chose, ce n'est pas tuer quelqu'un avec un bazooka. D'ailleurs, je te signale que tes ennuis actuels sont une conséquence directe de l'usage de la violence.
Bu şehirde bir adayın hayatta kalışı anketlere ve oy sayılarına bağlı değildir.
Les vraies chances d'un candidat dans cette ville ne se mesurent pas en sondages ou intentions de vote.
Mandiba'nın şehirdeki iktidarını ve Kibera'daki kontrolünü zayıflatacağına, geri çekilmekle onu yenilmez hâle getirirsin.
Au lieu d'affaiblir sa mainmise sur la ville et son contrôle de Kibera, ton retrait ne fera que le rendre invincible.
San Francisco'nun üst düzey vergi veren güzel insanları, bu adam, Ajan Jeffery Bendix, erkek egosunu tatmin etmekten başka bir sebebi olmaksızın bu kutsal törenin ortasına dalıp, bu önemli anı ihlal etti.
Chers citoyens de la tranche d'impôts supérieure de San Francisco, cet homme, l'agent Jeffery Bendix, a débarqué au milieu d'une cérémonie sacrée, violant ainsi ce moment solennel, dans le but unique de satisfaire son ego masculin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]