Edmonton Çeviri Fransızca
47 parallel translation
"aranan kişi" Lieutenant Hirth "e benzeyen birisi, dün... Edmonton ve Calgary'da Trip 22 uçağına binerken görüldü"
Un individu ressemblant au Lieutenant Hirth a pris le vol 22 à Edmonton, Calgary.
- Edmonton`da hava nasıl? - Biraz kapalı.
- Quel temps fait-il à Edmonton?
Boşanma işlemleri tamamlanır tamamlanmaz Edmonton'a taşınmış.
Il a récemment emménagé à Edmonton, depuis qu'il a obtenu son divorce.
Edmonton'dan Rose.
Rose d'Edmonton.
Onu Edmonton'tan hatırlarsın.
Tu te souviens d'elle.
- Edmonton'dan Rose.
Rose d'Edmonton.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum? Edmonton'a Cats'de oynamak için teklifte bulunacağım.
Je ne sais pas comment te dire ca. On m'a propose dejouer dans Cats a Edmonton.
Üniversitedeki ilk yılımda İsveç Elite liginde oynayan Edmonton'lu bir oda arkadaşım vardı.
Voilà celui qui a causé le dommage. J'avais un coloc en 1re année de fac à Edmonton qui est parti jouer pour la Swedish Elite League.
"Heavy metal", Kanadalı Dennis Edmonton ve Mars Bonfire'ın yazdığı "Born to be Wild" ın sözlerinde geçer.
On trouve le heavy metal dans Born to Be Wild, écrite par le Canadien Dennis Edmonton / Mars Bonfire.
Ama O, Vancouver değil, Calgary, Deadmonton, Taranna, Montreal. Evet, sen bilirsin, Ron, Şu lokavt olayı olduğundan beri...
[grésillement]... ll y a une équipe canadienne, ça peut être Vancouver, ça peut être Calgary, ça peut être Edmonton, Toronto ou Montréal qui peut déménager, ça, je vous le donne.
- Batı Edmonton alışveriş merkezini hatırla, hani babamın seni bulması için polis çağırdığı...
Tu te souviens du magasin, quand papa a dû appeler la police pour te trouver?
Ellerinde hiç Stormtrooper yokmuş.
- Les Leafs ont battu Edmonton.
Efendim, enkazdan büyük bir parça belki de uçağın gövdesi, Kanada Edmonton'un dışındaki ağaçlık alana düşmüş.
Monsieur, un grand débris, une pièce d'un fuselage d'avion peut-être s'est écrasé dans une zone boisée en dehors d'Edmonton au Canada.
Edmonton'a gitmek üzere çıkacağız.
Je pars avec l'agent Larson pour Edmonton dans 15 minutes.
Neden Edmonton'a gidiyoruz?
Pourquoi partons-nous à Edmonton?
Bildiğiniz üzre yaklaşık 2 gece önce Kanada'da Edmonton yakınlarına bir uydu düşmüş bulunuyor
Comme vous le savez, un satellite s'est écrasé près d'Edmonton au Canada.
12'sinde Philly ve 27'sinde Edmonton var.
Philly le 12 ou Edmonton le 27?
Size soruyorum, bayım, neden Edmonton'dan daha az aktif olan Calgary enkazı toplatıldı. hasarlı "uydu" nerede?
Expliquez-moi, monsieur, pourquoi la base inactive de Calgary stocke les débris et non celle d'Edmonton, active, où le satellite s'est écrasé.
Eli silah tutan her Kanadalı'nın, Edmonton'ın oradaki ağaca gelmesi gerekiyor.
Que tous ceux aptes au combat se retrouvent à l'arbre à Edmonton.
Ne kadar uzakta olursam olayım, Edmonton'daki buluşma noktasına gitmeliydim.
je dois aller au rassemblement.
Edmontosaurus. Edmonton Kertenkelesi.
Edmontosaurus, c'est-à-dire lézard d'Edmonton.
- Edmonton'dan buraya üç saat.
Trois heures depuis Edmonton.
Rezil bir yer. Kültürel ve sanatsal değeri alınmış Edmonton gibi.
C'est comme Edmonton, moins les arts et la culture.
Kültürel ve sanatsal değeri alınmış Edmonton gibi.
On dirait Edmonton, sans les arts et la culture.
West Edmonton Mall'da evleniyoruz.
" Nous allons nous marier au West Edmonton Mall.
West Edmonton Mall'da evleniyoruz.
On va se marier à West Edmonton Mall.
West Edmonton Mall'da.
Sur la West Edmonton Mall.
Yani Edmonton Oilers'dan nefret ediyorsundur. Bu yüzden de Wayne Gretzky'nin fotografini mahvettin!
Ce qui veut dire que tu déteste les Oilers d'Edmonton, et c'est pour ça que tu as détruit la photo portrait de Wayne Gretzky!
Memleketimde Edmonton'da bir avuç toprağım var.
J'ai un jardin à la maison. À Edmonton.
Edmonton'a gidiyoruz. Serpintiden kaçmaya çalışıyoruz.
On était sur la route pour Edmonton pour dépasser les retombées.
- Edmonton'da ne var?
Qu'y a-t-il à Edmonton? La paix.
Benim işim herkesi Edmonton'a ulaştırmak.
Mon boulot est d'amener tout le monde à Edmonton.
Edmonton.
Edmonton.
Edmonton bizi bekler.
Edmonton nous attend!
Edmonton'da her şey daha iyi olacak.
Tout ira mieux à Edmonton, n'est ce pas?
Edmonton'a bir mil daha yaklaştık.
1.5 km plus près d'Edmonton!
Edmonton'u göremeyecek.
Elle n'ira pas à Edmonton.
Edmonton'a ulaşmamız gerek.
On doit arriver à Edmonton.
Nükleer saldırıdan kurtulan 20 kişi Edmonton'a gidiyor.
20 survivants d'une attaque nucléaire en route pour Edmonton.
Bekle bizi Edmonton.
Edmonton, on arrive.
Edmonton'a ulaşmam gerek.
Je dois aller jusqu'à Edmonton.
- Edmonton'da görüşürüz.
On se voit à Edmonton.
20 kişilik bir konvoy Seattle'ın patlama bölgesinden Edmonton'a gidiyordu.
Une caravane de 20 réfugiés quitte la zone radiée de Seattle pour Edmonton.
- Edmonton maçındaydım.
J'étais au match d'Edmonton.
Edmonton maçından sonra, muhabir sana golünün aptalca bir şans olup olmadığını sordu.
Après Edmonton, un journaliste demanda si le but était un coup de chance.
Ben Toronto'da oturuyordum, o Edmonton'da oturuyordu.
Je vivais à Toronto, et il était d'Edmonton.
Edmonton Seahawks.
Les Seahawks d'Edmonton.