Edıyor Çeviri Fransızca
144 parallel translation
Bay Henry, Ed Beaumont'u tanıyor musunuz? Evet, evet.
Connaissez-vous Ed Beaumont?
"Ed Hickey bu akşam biraz kafayı bulmuş. Yoksa yanılıyor muyum?"
"Ed Hickey était un peu rond, ce soir, ou je me trompe?"
Ed, çıkıyor musun?
Vous partez, Ed?
- Güle güle Ed. Alabalık mevsimi yarın başlıyor.
La pêche ouvre demain, Ed.
Ed gözlerini açtığında, hiçbirimizi tanımıyor olabilir.
A son réveil, il se peut qu'Ed ne reconnaisse aucun d'entre nous.
Sigaranın tadını çıkarıyor musun Ed?
Votre cigarette est-elle bonne, Ed?
Ed, bu boru muhtemelen kanalizasyon çıkışına bağlanıyor.
Cette canalisation mène sans doute à la conduite principale.
Ed Foley'i hatırlamıyor.
Il ne se souvient plus d'Ed Foley.
Ed Foley'nin hayatını nasıl kurtardığını hatırlamıyor.
Il ne se rappelle plus qu'Ed Foley lui a sauvé la vie.
Ed aşağıda Bobby ile biraz sorun yaşıyor.
Ed se démène avec Bobby.
Ed, benim alnımda enayi yazmıyor, tamam mı?
Ed, on ne m'embobine pas comme ça.
- Ed sürekli küçük meleğe bakıyor.
- Ed a tant à faire avec le bébé.
Ed güneşin parlamasını sağlıyor mu?
Ed fait-il briller le soleil?
Buğdayın büyümesini Ed mi sağlıyor?
- Ed fait-il pousser les blés?
- Ed, Morse Industries'i mi alıyor? Buraya güneşlenmeye gelmedi.
- Il n'est pas venu prendre le soleil...
Tabelada'Kapalı'yazıyor, Ed.
Le panneau dit "Fermé", Ed.
Bugünlük sabah kalktığında kendini iyi hissetmeyen Chris'in yerine buradayım. Aslında Will Cutter'dan rica etmişti yerine bakmasını ama Will de yüksek ateşle yatıyor.
C'est Ed à la place de Chris, qui s'est réveillé malade ce matin, il a donc demandé à Will Cutter de le remplacer mais Cutter a attrapé de la fièvre.
Ed casusluk yapıyor.
Ed a mené son enquête.
Ed... hani bana evde iki kadın olmasını... istediğini söylerdin, hatırlıyor musun?
Tu te rappelles, tu me disais toujours... que tu souhaiterais avoir deux femmes à la maison?
Biliyorum, bu dünya insanın umutlarını yıkıyor ve sanki bizim kavuşmamamız için yaratılmış. Ama birimizi seviyoruz, Ed.
Je sais que ce monde perd les pédales et j'ai l'impression qu'il est fait pour nous séparer, mais on s'aime, Ed.
Ed... Aşk insana neler yaptırıyor.
Oh Ed, l'amour fait faire des choses.
Benim hücremin bitişiğinde, iri bir İspanyol kalıyor. Edie Valdez. Biz ona Büyük Ed diyoruz.
Dans la cellule voisine, un Hispano, Valdez, un malabar... dit "la Bête".
Arkadaşın Dutch sarhoş, herkese senin Ed Ross'a nasıl meydan okuyacağını anlatıyor.
Dutch a bu. ll raconte que tu vas te battre avec Ed Ross.
İşte Ed Meecham bu muhteşem hayvanlara böyle davranıyor.
Voilà comment Ed Meecham traite les éléphants.
Jim Ed adam arıyor.
Ed recherche des bras.
Ed White Kıyafetimin basıncı 3,5 P.S.I ve dayanıyor.
Ma combinaison tient à 3,5 p.s.i.
- O Ed'i hiç sallamıyor.
- Elle s'en fiche complètement.
Fikrini değiştirirsen gece yarısına kadar "Ed's Beachcomber" barında çalışıyor olacağım.
si tu changes d'avis, je travaille chez ed. c'est le pub.
Erin ve Ed yedi davaya bakıyor. Bir tanesi PGE aleyhinde Kaliforniya Kettleman Hills fabrikasıyla ilgili.
Erin et Ed ont sept affaires en cours... dont une contre PGE... concernant une usine à Kettleman.
Çok tuhaf davranıyor. Zavallı Ed.
Il s'est mis à agir si bizarrement.
Oradaki kağıtta "Ed'in yeri. Her şey sizin için." mi yazıyor?
Ce rouleau de papier, là, fait l'addition pour vous?
Ed Montagne, Huston'ın numaralarına toleransı anlatıyor.
Ed Montagne se montre très tolérant envers les trucages de Huston.
Bazı durumlar dışında Ed anlıyor musun?
Sauf qu'ils ne le sont pas toujours
- Özel Ajan Ed hatırlıyor!
- Neuneu a retrouvé la mémoire.
Ed, okul saat 3'te dağılıyor. Saat 2 : 15!
Ed, les cours finissent à trois heures.
Ed benden kurtulmaya çalışıyor.
Ed essaie de se débarrasser de moi.
Ed Deline'yi tanıyor musun?
Tu connais Ed Deline?
Dinle. Ed yayına Corningstone'u çıkarıyor!
Corningstone va passer à l'antenne!
Ed müthiş bir orangutan taklidi yapıyor.
Ed imite l'orang-outan à la perfection.
Burası bana Ed'i hatırlatıyor.
Cet endroit me rappelle juste un peu trop Ed.
Ed Deline, eski güvenlik müdürü, Montecito organizasyon amiri... yerel bir bilim adamının... garip ve acımasız katili olarak suçlanıyor.
Ed Deline, ancien chef de la sécurité, et actuel Président des opérations au Montecito,... a été formellement accusé du... meurtre étrange et brutal d'un scientifique local.
Burada Ed'in telefonundan yapılan veya onu arayan numaraları görebiliyorum... Ama gelen numaralar çıkmıyor.
Et je peux voir tous les appels entrant et sortant du bureau d'Ed... mais il n'y a pas l'identité des appels entrants.
Koca Ed benim yerime uğraşıyor zararlılarla.
Tu n'es pas censé attraper les méchants? - Ed s'est occupé de cette vermine.
Bence Ed tüm şu "Operasyonlar Müdürü" meselesini... biraz fazla ciddiye alıyor.
Je crois qu'Ed prend cette histoire de "Président des opérations"... un peu trop au sérieux.
Ed Deline ile birlikte çalışıyor.
Pops. Elle travaille avec Ed Deline.
Ed, eğer adam buysa, Bu, son beş yıldır nerede olduğunu da açıklıyor.
Ed, si c'est le bon mec, ça expliquerait où il était pendant ces 5 dernières années.
Ed ne yapıyor?
- Que fait Ed?
Babanız da Ed Deline için çalışmıyor muydu?
Votre père a aussi travaillé pour Ed Deline, n'est-ce pas?
Dur şunu bir açıklığa kavuşturalım, Ed seni kumarhaneye koyuyor, ve liseden bir arkadaşın 7 haneli rakamlarla bizi avlıyor mu?
Alors, si je comprends bien, Ed te met à l'étage du casino, et un... ami à toi du temps du lycée nous bat avec un chiffre avec 7 zéros?
Bu arada Ed, bir çok erkek bunu yapıyor.
Et, Ed, pas mal de mecs le font.
Kimse ayrılamıyor, Ed.
Personne n'est tranquille, Ed.