Efforts Çeviri Fransızca
3,853 parallel translation
Ranjaar'dan Rajadileri silmek çok emek gerektirdi.
Il a fallu beaucoup d'efforts pour éliminer la Rajadis de Ranjaar.
Başka bir yerde yaptıklarımız için kazıkta yakılırdık.
Partout ailleurs, nous aimerions bien être brûlé sur le bûcher pour nos efforts.
Çabalarımızı baltalıyorsun.
Vous sabotez nos efforts.
Söylememe gerek yok, teşkilat tüm çabalarınıza minnettar.
Pas besoin de parler, la police apprécie complètement vos efforts.
APG'nin araştırmaları ve askeri mühimmat geliştirmesi ülkemizin terörizmle mücadelesinde ana unsurlardan biridir.
La recherche de l'APG et le développement de l'équipement militaire sont essentiels pour soutenir les efforts de notre nation contre le terrorisme.
Bu kenttekiler başkalarına iyilik yapmak için kendilerinden taviz vermiyorlar.
les gens dans cette ville ne font pas d'efforts par gentillesse pour les autres.
Philadelphia'da oy kazanmasında bunun büyük bir rolü var.
Ça représente une grande partie de ses efforts.
Onca emek boşa gitti.
Après tous ces efforts.
Senin onayın dışında hareket ettiğini görürlerse halkın arasında statünü yükseltmek için yaptığın her şey tehlikeye düşer.
S'ils le voient agir sans votre consentement, ça pourrait mettre en péril tous vos efforts pour vous élever socialement au sein de cette communauté.
Son zamanlardaki gayretimin takdir edildiğini duymaktan memnunum.
Je suis heureux d'entendre que mes récents efforts sont appréciés.
Bunca uğraştan, aldığımız onca riskten sonra Daryl, Merle ile gitti.
Après tous ces efforts, tous les risques que nous avons pris, Daryl vient de partir avec Merle?
Endişelerinizi anlıyorum,... fakat iki ölüm her şeyi tersine çevirmek için yeterli değil.
J'apprécie vos efforts, mais deux morts ne suffisent pas à justifier une annulation.
O kadar çabadan sonra beni öldürecek misin?
Quoi, tout ces efforts et tu me tue juste?
Rafe McCawley'in çabalarına rağmen onun alkışı seninkini zar zor geçti.
Malgré les efforts de Rafe McCawley, le nombre d'applaudissement ne dépassait que de très peu les tiens.
Yeter ki, bahsi geçen taşınma Kaliforniya Eyalet kanunlarına uysun.
Marlowe, je remuerais ciel et terre pour être avec toi, tant que ces efforts seront en accord avec les lois de l'Etat de Californie.
Hayat kalitesi yükseliyor çünkü Santa Barbara Polis Müdürlüğünün yorulmak bilmez çalışmaları sayesinde şehrimizde suç en düşük seviyeye indi.
La qualité de vie est en hausse car le crime à Santa Barbara est au plus bas de tous les temps grâce aux efforts incessants du département de police de Santa Barbara.
Kongre yeniden toplanmadan önce, güneyi yeniden canlandırmak güneydeki eyalet hükümetlerinde düzeni sağlamak ve birliği yeniden kurmak için tüm çabamızı göstermeliyiz.
Nous devons faire tous les efforts possibles pour réanimer le Sud, pour mettre les gouvernements de ses États en ordre et pour rétablir l'Union avant que les séances du Congrès reprennent.
Bu kadar çaba harcadığın için minnettarım. Çünkü bildiğin gibi alıcılarım belli bir eşik değeri bekliyor. Süreklilik.
Je vous remercie de faire tous les efforts possibles, parce que, comme vous le savez, mes acheteurs attendent un certain seuil, une continuité.
Polis, arama çalışmalarını hızlandırdı. Herhangi bir fidye talebinin olmadığı doğrulandı.
La police redouble d'efforts dans ses recherches et confirme qu'aucune demande de rançon n'a été faite.
Ancak tüm çabamıza rağmen doktor kendini yalnız hissetmeye başladı.
Mais malgré nos efforts, le docteur commençait à se sentir seul.
Şu anda zorla kazanılmış ayıklığımdan fedakarlık yapmaya hazır olduğumdan emin değilim ama, bunu bir bardak şarap eşliğinde konuşmalıyız.
J'ignore si je suis prêt à sacrifier tous mes efforts pour retrouver une vie normale, mais il faut qu'on en parle. Devant un verre de vin.
Birlikte hareket etmeliyiz.
- Nous devons tous unir nos efforts.
Bugün hep beraber çalışmalıyız.
On doit unir nos efforts aujourd'hui.
Mutlu yıllar.
Pour tes efforts avec eux. Bon anniversaire.
- Bu, laboratuvarımızdaki... gevezelerden biri tarafından daha kavramsal çabalarımızı tanımlamak için uydurduğu bir söz.
- C'est une expression qu'un des chercheurs du laboratoire a inventé pour décrire nos efforts... plus conceptuels.
Evan Cross'un çabalarını desteklemek için yetkilendirildin Magnet Projesini onun hizmetine sunmak içi değil.
Vous avez été autorisé à supporter les efforts d'Evan Cross, mais pas à laisser le Projet Magnet en ses mains.
Dr. Fridkin'e araştırma başlatıp Toby'ye yardım etmesini söyledim.
J'ai dit au Dr Fridkin de suspendre les recherches et de concentrer les efforts à aider Toby.
Bütün çabaları boşa gitti.
Tous ses efforts gâchés...
Kaynaklarımızı birleştirip Proctor'a karşı olan kanıta ne olduğunu öğrenebiliriz diyordum. Nasıl kilitli odadan kayıp olduğunu falan.
On pourrait unir nos efforts pour découvrir comment les preuves contre Proctor ont disparu.
Leif'in nasıl cesurca savaştığını bilen kişileri tanıyorum.
Je sais qu'au moins certains d'entre vous étaient au courant des efforts courageux que Leif a fourni pour combattre son addiction.
Ne kadar uğraşırsan uğraş beni asla kaybetmeyeceksin, Hank Galliston.
Tu ne me perderas jamais, Hank Galliston, malgré tous les efforts que tu pourrais y mettre.
Karım da ben de çalışıyoruz, ne kadar uğraşsam da sonunda kendimi...
Ma femme et moi travaillons, et, malgré tous mes efforts pour l'éviter,
Gareth Jacob Hobbs'ı tanımaya çok uğraştım.
J'ai fait d'énormes efforts pour connaître Gareth Jacob Hobbs.
Çabalarınız için, çok teşekkür ederim.
Bien, merci pour vos... efforts.
Bitmek bilmeyen çabalarıma rağmen amım hiçbir tepki göstermiyordu.
Malgré mes efforts ma chatte ne réagissait pas.
Böylesine bir yardım önemli ölçüde para ve çaba gerektirecektir.
Cela coutera pas mal d'efforts et d'argent de lever un tel bataillon.
Bölge yarışması hazırlıklarında 3 hafta kaybettik ve Indianapolis'teki yarışmaya bizi götürecek otobüs için...
Tout d'abord, un grand bravo à Sam et Blaine pour leurs efforts pour y arriver.
- Emeklerin için teşekkürler.
- Vos efforts seront mentionnés.
Sahte peygamber halen yeryüzünde hüküm sürüyor, ve O, çabalarımıza rağmen, yeraltında saklanıyor.
Le faux prophète règne toujours sur terre et Elle, malgré tous nos efforts, demeure cachée sous terre.
Genetik bir bozukluğu korumak için neden bu kadar çaba sarf etsin ki?
Pourquoi tant d'efforts pour sauver une erreur génétique?
Size kuyruk olacağımı düşünüyorsunuz.
Vous pensez que j'essaie de profiter de vos efforts.
Sindirmeye çalışırsan seni yarı yolda karşılarlar.
Si vous faites des efforts, la plupart en feront aussi.
Bu arada hayatta kalan ve iyileşen son kurban çabaları için bu ofisteki herkese teşekkür ediyor.
D'ailleurs, cette victime est vivante et récupère de ses blessures grace aux efforts des membres de ce bureau.
Ama Bizim John'un ve güzel yeni eşi Esme'nin çabaları sağ olsun, Leeler artık akrabamız.
Mais grâce aux efforts de notre John, et de son adorable nouvelle épouse Esme, les Lee sont maintenant de la famille.
Bu sabah o çabaları böldüm ve sizleri temin ederim, John, barış uğruna büyük fedakarlıklarda bulunuyor.
J'ai interrompu ces efforts ce matin, et... je peux vous assurer à tous, que John fait de grands sacrifices au nom de la paix. C'est vrai.
Suçla savaşırken ortalığı bu kadar dağıtmaman gerektiğini çok iyi biliyorsun.
Tu devrais faire des efforts et essayer de faire moins de dégâts lorsque tu combats le crime.
Tüm yapmamız gereken....... Bay Soo'yu çalıntı kredi kartıyla suçlamak işlem sürdüğünde beklerken üstünü çıkarıp arayacağız bu noktada Bay Chase'in kendini savunmak için çabalarken. tırnak izlerini görebilmemiz mümkün olabilir.
Tout ce qu'on a à faire, c'est inculper M. Soo pour cartes volées et attendre la fouille corporelle pour voir les marques des efforts de M. Chase pour se défendre.
- Güzel, o zaman oda arkadaşlarınla anlaşabilmek için daha çok çaba göstereceğin konusunda sana güvenebilirim.
Alors je peux compter sur vous pour faire des efforts avec votre colocataire.
Onların çalışmalarının sonucu olarak bugün dünyada daha az kötülük var.
Grâce à leurs efforts, il y a un peu moins de mal dans le monde aujourd'hui.
Sadece bir çanta çalmak için ne kadar çok zahmete katlanmış. Çantada 32 dolar, birkaç kredi kartı ve cep telefonu varmış.
Tant d'efforts pour voler un sac à main qui contenait 32 $, des cartes de crédit et un portable.
Bana sıkıntı yaşatmak için sarf ettiğiniz bu nafile çabadan?
hmm? Perdre votre temps avec ces efforts inutiles pour me persécuter?