English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Election

Election Çeviri Fransızca

1,947 parallel translation
Seçimi kazandım.
J'ai gagné l'éléction.
Seçimlere radikal bir şeyler yapmak için giriyor.
Il va être radical pendant cette élection.
Nebraska halkına ve meme güzeli yarışmasının jüri üyelerine saygısızlık yapmış olurum.
Ça serait manquer de respect aux habitants du Nebraska et au jury de l'élection des Miss tétons.
Sadece bir kez meme güzeli geçidine katıldım.
J'ai fait cette élection une fois.
Yerel seçimlerde büyük ihtimal bir getirisi olmaz.
Ça ne devrait pas concerner une élection locale.
Hayatım boyunca hep bunu hayâl etmişimdir.
Toute ma vie, j'ai rêvé d'une élection de ce genre.
Ya adaylığını koymazsın... Ki böyle bir şey imkansız.
- Soit tu oublies l'élection...
Devlerin omuzlarındayım özellikle de kaybımız, değerli dost Cole Farragaut'un.
Félicitation pour votre éléction. Eh bien, sur les épaules des géants, pas le moindre de ce qui a été notre défunt grand ami Cole Farragaut.
Sizin de bir Afrikalı-Amerikan, Baptist ırksal ve etnik bölünmeler karşısındaki derin boşluklar desteğinde kendi oylamanız toplum eylem çabalarınız tarafından yukarı çıkan biri olduğunuz gibi.
autant que vous qui êtes un Afro-américain, Baptisé, par la communauté d'activistes à laquelle vous appartenez et dont l'éléction met en avant de profonds problèmes de soutient au travers de la race et des divisions ethniques.
Francis, kendi oylamanda çekimser kalamazsın.
Francis, tu ne peux pas t'abstenir dans ta propre élection.
Bu seçim az bir farkla tamamlanacak ve bugün, fark yaratılabilecek en önemli gün.
Cette élection sera serrée et aujourd'hui fera la différence.
Dürüstçe, içtenlikle, kim bu seçim için gerçek birşeye sahip?
Sincèrement, vraiment, qui s'intéresse à cette élection?
- Bugün bunu duyurmak seçimi yakmaz mı?
En l'annonçant aujourd'hui, on sera pas noyés par l'élection?
Kane'in gölgesi bu seçimin üstünde zaten
L'ombre de Kane écrase toute l'élection.
İki durumda da sana çıkmayı öneriyorum. Şu kıçına. Böylece bir seçim gününde atmosferin ve ortamın nasıl olduğu konusunda bir başmakale yazabilirsin.
Donc, je te suggère de lever ton cul de là pour sortir un vrai éditorial dans l'édition matinale sur la réalité du terrain un jour d'élection.
Seçim yılı saçmalığındayız ve seni uyarmak istedim.
L'élection approche, et je tenais à t'avertir.
Carole'dan seçim kurallarına bakmasını istedim.
Carole a lu les règles de l'élection.
Bir devlet dairesine adaylığını koydun, seçim yasalarına göre yeni rakibine de eşit zaman vermemiz gerekiyor.
Tu es candidate à une élection. Selon la loi, on doit donner le même temps de parole à ton nouvel adversaire.
Lambert'la Allen * çekişmesinden beri oy toplamak için bu kadar endişelenmemiştim.
Je n'ai pas été aussi inquiète à propos d'une élection depuis Lambert VS Allen.
Kurt'un NYDSA'ya girmek için bu oylara çok ihtiyacı var.
Kurt a besoin de cette élection pour entrer à la NYADA.
Seçimlerin sonuçları vardır. Brittany'nin kazanmasının sonucu New York'a en sevdiğim eşcinselim yanımda olmadan taşınmam olacak.
Chaque élection entraîne des conséquences, et si jamais Britanny gagne cette élection, je devrai partir à New-York sans mon gay préféré.
- Eğer herhangi bir şeyde yardıma ihtiyacın olursa, bize haber ver.
J'ai travaillé dur comme conseillère pour l'élection desétudiants, et mes nuits ont été beaucoup plus, bien, occupées ces derniers temps. Si t'as besoin d'aide pour quelque chose, fais-le nous savoir.
Her şey sona erdiğinde Sue hem seçimi hem de adamı kaybedecek.
Et quand tout ça sera terminé, Sue va perdre l'élection et le mec.
Seçimleri kaybettim, itibarımı kaybettim şaibeli bir Vegas bahisçisine, son dakikada kendime oynayarak, muazzam para kaybettim.
J'ai perdu l'élection, perdu ma réputation, J'ai perdu un énorme pari de dernière minute que j'ai lancé sur moi-même avec un bookmaker très bizarre de Las Vegas.
Geri kalanımız anlaşmalarımızı kaybetmekten yada daha kötüsü.
Nous, nous avons trop peur de perdre nos contrats, ou pire... notre prochaine élection.
Seçim komitesinde bir arkadaşım var.
J'ai un ami dans le comité d'élection.
Ben, Enoch, seni Margaret eşim olarak kabul ediyorum.
"les procès-verbaux d'élection..." Moi, Enoch, te prends, Margaret, pour épouse.
Farkın az olduğu bir seçimdi ve bu, bu şehirde daima azınlık bir aday olacaktır.
C'était une élection serrée, et ça le sera toujours avec un candidat minoritaire dans cette ville.
Tüm eyalette, şu ana dek seçim kampanyası yürütmüş herkesle konuştum.
J'ai parlé à tous ceux qui se sont lancés dans une élection.
Ne diyeceğimi bilemiyorum... derim ki...
Je ne sais pas quoi dire... Sauf... Allons gagner une élection!
Ondan sonra Sevgililer Günü'nde ve ardından bir de bakmışsın Başkanlık Günü gelmiş.
Ensuite, ce sera la St Valentin et après, whoa, l'élection présidentielle.
Hawaiian Tropic bikini mankeni seçmelerinde.
Pour l'élection de Miss Hawaiian Tropic.
şimdi benim oylarım tuvalette ve bu, seçimden çok kısa bir süre önce.
Maintenant ma popularité est bonne à mettre aux chiottes et ça, à quelques semaines de l'élection.
Uganda seçimlerinde hile yap. En yüksek fiyat verenler var.
Faire gagner une élection en Ouganda au plus offrant.
George Bush başkanlığına elveda.
Adieu à l'élection de George Bush.
Yurda gelince, hükümetin seçim anketlerinde açık ara önde olmasıyla birlikte yaklaşan genel seçimlerde tartışmaların odağı ekonomiden iç terör tehdidine kaydı.
Chez nous, avec le gouvernement loin devant dans les sondages, un débat aura lieu aujourd'hui sur la prochaine élection générale. Passons de l'économie à la menace terroriste nationale.
Hükümet, bugün genel seçim sürecinin planlandığı gibi devam edeceğini duyurdu.
Aujourd'hui, le gouvernement a annoncé qu'il procéderait comme prévu avec l'élection générale.
Kamu güvenliği açısından genel seçimin ertelenmesinin daha iyi olup olmayacağını sorduk?
Nous nous demandons s'il ne serait pas préférable de reporter l'élection dans l'intérêt de la sécurité publique.
Seçim yaklaşırken Barry'nin kafası çok meşguldür.
Barry a beaucoup de choses en tête avec l'élection qui s'en vient.
Seçim arifesindeyim ve siz beş yumrunun evimi batırıp kazandığım her senti çar çur etmeniz umurumda değil.
J'ai une élection à préparer. Je me fiche que vous m'enleviez ma maison ou que vous preniez tout mon argent.
Seçim ne olacak?
Et mon élection?
- Seçim ne olacak dedim.
Mon élection?
- Seçimi.
- Son élection.
Önümde bir seçim var ve buna ayıracak vaktim yok.
J'ai une élection qui approche, et j'ai pas le temps pour ça.
Gelecek seçimlerde her ne yapıyorsanız yapmayın.
Pour la prochaine élection, arrêtez de faire ce que vous voulez!
Bu sanki seyi çagristirmiyor mu... Yillar önce seçim arifesindeyken Irak'a dalinmasi..?
Est-ce que cela rappelle quelque chose... comme la ruée en Irak à la veille d'une élection il y a quelques années?
- Hayır, ben seçimi kazanmaya çalışıyorum.
- Non, j'essaie de gagner une élection. Salut, les gars.
Bu seçim en yüksek teklifi verence satın mı alınıyor?
L'élection est-elle vendue au plus offrant?
Piers, bu seçim özgürlüğü tercih etmekle alakalı, her şey bu kadar basit.
Cette élection soulève la question de la liberté de choix.
Ama bu seçim günü, tercihinizi benden yana kullanırsanız, şunu bilin : Ben asla bir kuruş bile almayacağım, milyarderler ya da şirketlerden.
Mais en ce jour d'élection, si vous votez pour moi, je n'accepterai plus un sou de milliardaires ou d'entreprises.
Böylelikle ben bu şeçimden çekildiğimi bildirmek isterim ve Kongre Üyesi Marty Huggins'i kutlarım.
J'annonce donc mon retrait de cette élection et je félicite le député Marty Huggins.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]