Engin Çeviri Fransızca
2,233 parallel translation
Ne makine ama!
Quel engin!
Bu şey kendi enerjisi ile ilerliyor. Şuna bir bakın.
- Il est auto-propulsé votre engin.
Clyde, sen bu lanet olası şeyi tamir edene kadar ben kasabaya ulaşmış olurum.
À pied, je serai rentrée avant que tu ne répares ton engin.
Pantolonunu indirip, aleti dışarı salıyor camı indiriyorlar, aletini içeri uzatıyor ve kız da mutlu sona ulaşmasını sağlıyor.
Il baisse son froc, sort son engin, l'introduit par la vitre baissée et la fille le finit.
Tüm insanlık tarihi için insanlık tarihinin engin çoğunluğu insanlar bugünkü güneşle yaşadılar.
Au cours de l'histoire humaine, la plus grande partie du moins, les humains ont vécu du soleil.
- Aleti görebiliyor musun?
- Tu vois l'engin?
Buraya geri gelip, işaretin yerini değiştiremezler mi?
Ont-ils pu revenir et réarmer l'engin?
Zaten bu işarete iki haftadır bakıyoruz.
L'engin est le même depuis deux semaines.
Aleti araştırmak istiyorlar, ortadan kaldırmak değil.
Ils veulent examiner l'engin, pas le faire sauter.
Sağlam kalanlar arasında ender bulunan bir parça.
C'est pas courant de trouver un engin au complet.
Aradaki alet tamamen yok oldu.
L'engin a explosé en plein au milieu.
Orayı ölçmeye beraber gidiyoruz, Aleti dikkatlice gözetlerim. Ve oraya gittikten sonra arkanı toplarım.
On va ensemble jusqu'au point d'évaluation, j'examine l'engin... et ensuite j'avance, avec un infirmier qui me suit.
Ya bomba infilak ederse?
Et si jamais l'engin explosait?
Geçen ay, aynı yerde, Amos'un oğlu, Ziv, bir füze... çarpması sonucu öldürüldü.
Le mois dernier, au même endroit, le fils d'Amos, Ziv, a été tué par un engin explosif sur la route de l'avant-poste.
" Engin edebi arzulara sahip bir öğrencinin zeki bir yazarı bağlantılarından faydalanmak amacıyla baştan çıkarması hikâyesi.
" Une étudiante aux aspirations littéraires exaltées séduit sournoisement un brillant écrivain pour profiter de sa notoriété.
Bu engin cömertliğinize hepimiz adına teşekkür etmeme izin verin!
- Au nom de tous, je vous remercie pour ce geste infiniment généreux. Nous donnerons votre nom à une rue.
Söylediklerin engin profesyonel spor geçmişinden mi kaynaklanıyor?
Et ça vient de ton long passé dans le sport professionnel?
Hayır, engin risk değerlendirme geçmişimden kaynaklanıyor.
Non. Mon long passé dans l'évaluation des risques, merci beaucoup.
Bu alet ayı vurmak için. Ofiste dikkatli olmak zorundasın.
Ça tire des vrais ours un engin pareil, alors regle numéro un quand on est dans une piece :
- Evet. Baban engin bir bilgi denizine sahiptir. Bunu biliyor muydun?
Ton père est un puits de science, figure-toi.
Baksana şuradaki aletin ne olduğunu sormamın sakıncası var mı?
Ecoutez, hum... Si ce n'est pas indiscret c'est quoi, cet engin?
Evlat, ben motoru çalıştıracağım, sen kapıyı kaldıracak ve yeterince aralanınca haber vereceksin
Petit, je vais démarrer l'engin, tu ouvres la porte, et tu cries dès que tu peux passer en dessous.
Kimse bize inanmıyor, deneyimin engin ufuklarını deşerek, tüm gerçeği kendimiz arayıp bulmak zorundayız.
Personne nous croît, on explore des profondeurs inconnues, chercher la vérité par nos propres moyens.
Tabi ki biraz yumuşamıştır. Seni korumaya çalışıyordu!
- Ton engin a fléchi pour te protéger.
Ama bu bir nükleer aygıt için.
Mais... c'est pour un engin nucléaire.
Jack, bir nükleer aygıtın, terörist olarak şüphelenilen bir bilimadamı tarafından çalındığını iddia ediyormuş.
Un engin nucléaire a été pris par un scientifique suspecté de terrorisme.
Sayın Başkan Yardımcısı, bu uyarı atışının sadece nükleer bir aygıtın infilakına karşılık olarak yapılacağını sanıyorduk.
Nous pensions que cette frappe n'aurait lieu qu'en réponse à l'explosion d'un engin nucléaire.
Bu uyarı atışının sadece nükleer bir aygıtın infilakına karşılık olarak yapılacağını sanıyorduk.
Nous pensions que cette frappe n'aurait lieu qu'en réponse à l'explosion d'un engin nucléaire.
Sözümü beğendin mi, Skill?
Tu aimes mon engin, Skill?
Patlayıcı bir düzenek bulunmuş..
- Il a un engin explosif sur lui.
Ve arkadaşının beynine bir delik açarım.
Et c'est moi qui tiens un engin collé sur le cerveau de votre ami.
Sen bu şey ile ne yapacaksın?
Que comptes-tu faire de cet... engin?
Sizce Bayan Clinton'ın şeyine nükleer bir aygıt...
Vous croyez qu'ils ont pu cacher un engin nucléaire dans son...
Edindiğimiz bilgilere göre, teröristler nükleer bir aygıt ele geçirmişler ve büyük ihtimalle Bayan Clinton'ın şeyine saklamışlar...
On a découvert que les terroristes ont bien obtenu un engin nucléaire et qu'ils l'ont apparemment caché dans...
Evet, görüyorum... Aygıtı görüyorum!
Oui, je vois... je vois l'engin!
Juninho, şuna bak.
Juninho, mate un peu l'engin.
Engin suların kenarında oturan büyük fahişe.
- La grande putain qui navigue - Colleen, chérie, tu as besoin - sur beaucoup d'eau - de te calmer, okay?
Hayatın "Doğu Denizi" gibi engin olsun.
Je vous souhaite du bonheur et de vivre éternellement.
Bu engin ve duygusuz mekandan.
Générique de début : "Kaidoku Funô" interprété par JINN
Dikkatli olun da size de koca bir delik açmasın.
Filons avant qu'il nous sorte son engin!
Bu kalçaların 6. vitesi var.
Il y a six vitesses sur mon engin.
More'un yıldızlar hakkında engin bilgileri vardı. Ve espri anlayışımızı nasıl etkilediği hakkında.
More connaissait bien les étoiles, et leur influence sur nos... humeurs.
Hadi biraz yavaşlayım.Bu şeyin uçup uçamayacağını bile bilmiyoruz...
Pas si vite. On ignore si cet engin peut voler, encore moins...
100 yıl sonra zenciler maddi zenginlik okyanusunun engin denizinin ortasındaki tek başına olan yoksulluk adasında yaşıyor.
Cent ans plus tard, le Noir vit sur un îlot de pauvreté au milieu d'un vaste océan de richesses matérielles.
Şüphelinin elinde tehlikeli bir nükleer aygıt bulunuyor. Aynı tür aygıt Eylül saldırılarında kullanılmıştı.
Le suspect est en possession d'un engin nucléaire à fort potentiel, du même type que ceux utilisés lors des attaques.
Bu şeyi hemen götürmek üzere bir mühendis takımı bekliyor.
Une équipe d'ingénieurs s'occupe d'embarquer cet engin.
Çok güzel bir aletmiş.
Drôle d'engin.
Her şeyi toplayın.
Il doit être nécessaire pour faire marcher l'engin.
Bu engin ve zamansız mekandan
Akira Yasuda Eiji Nakada - Junichi Akutsu ( Bee craft )
Çekiş gücü yaklaşık...
Cet engin peut tracter environ...
Bu şey uçabilir mi?
Cet engin est-il en mesure de voler?