Escalator Çeviri Fransızca
134 parallel translation
Bir mağazanın yürüyen merdivenine binmiştim.
J'étais sur l'escalator dans un grand magasin.
Merdivene binmemiş olsaydım karşılaşmayacaktık.
Il aurait suffi que je rate l'escalator, et je ne l'aurais pas vue.
- Neye bastı? - Yürüyen merdivenin tersi.
- Le contraire de l'escalator.
- Erno kuzey merdivenini kullamamızı söylemişti.
Erno a dit de prendre l'Escalator nord.
Hartman, güney yürüyen merdivenine ilerliyor.
Ici Hartman. Je me dirige vers l'escalator sud.
- Seni merdivenlerde gördük.
Je vous ai vue dans l'escalator.
Hey, Al. Bu, asansörde sıkışan, değil mi?
C'est elle qui s'est coincée dans l'escalator?
Sana birşey soracağım. Bu basamaklar yürüyen merdivene kadar gidiyor mu?
Cet escalier mène à l'escalator?
Flint'te yaşayanların çoğu artık Hyatt'ta oda tutamayacak kadar fakirleşmiş olsa da otel açılışını halkla birlikte yaptı ve şehrin ilk yürüyen merdivenine binmesine izin verdi.
Les gens de Flint ne pouvaient pas se payer le Hyatt, mais, pour l'inauguration, ils ont pu prendre le seul escalator de la ville.
- Yürüyen merdivenin hemen yanında.
Près de l'escalator.
Sanırım asansörü kullanmalıyız.
Prenons plutôt l'escalator.
... manyaklıkla yaptığı tek şey buydu tabi şekerden yapılmış gökdelen 15 metre çaplı büyüteç ve hiçbiryere çıkmayan yürüyen merdiven hariç.
Excepté le gratte-ciel en bâtonnets d'esquimaux. Et la loupe géante de 15 m de haut. Et l'escalator qui ne mène nulle part.
Çantayı merdivenin yanına bırakacak.
Elle laissera la mallette près de l'escalator.
Her yıl yaramaz çocuğun tekinin karıştığı... bir yürüyen merdiven kazası okuyorum. Annesi veya babası, artık o her kimse, kendisine göz kulak olup... yürüyen merdivenden korkmayı öğretse kaza falan olmaz!
- Il n'y a pas une année qui passe sans qu'un gosse n'ait un accident dans un escalator, chose qui aurait pu être facilement évitée si ses parents l'avaient conditionné à craindre et respecter cet escalator.
O velet yine yürüyen merdivene çıktı!
Ce gosse est encore sur l'escalator.
O çocuk yine merdivenin tepesinde!
Ce gosse est encore sur l'escalator.
- Yürüyen merdivene bir çocuk sıkıştı!
Y a un gosse coincé dans l'escalator.
- Dördüncü katta.
Au 4e, prenez cet escalator.
Dinle, yeni olduğunu biliyorum ve anlayışla karşılıyorum ama genç bölümünden merdivene kadar olan alan benim çöplüğüm.
Je sais que t'es nouveau... mais il est entendu que tout l'espace... du prêt-à-porter à l'escalator, c'est mon territoire.
Sorun değil. Sadece yürüyen merdiven.
C'est juste un escalator!
Yürüyen merdiven varken merdiveni niye kullanayım ki?
Pourquoi l'escalier quand il y a un escalator?
Şey, sanırım hayal kırıklığı sendromundan kurtulduktan sonra... Parçalanan egomun kırıntılarını topladıktan sonra yürüyen merdivene koşar ve önüme gelen ilk erkeği davet ederdim.
Eh bien, après m'être remise de cette déception, et avoir ramassé mon ego brisé, j'aurais pris l'escalator et invité le gars qui attend.
Bekle. Şu yürüyen merdivene bineceğim.
Je vais prendre l'escalator!
Uluslararası uçuşlar için kalkışlar, yürüyen merdivenlerden size göre solda.
Les vols internationaux sont à gauche en haut de l'escalator.
Zaten merdivenden itilmiş.
On l'a déjà poussée dans un escalator.
Tamam, Jack hala yürüyen merdivenlerle oynarken şunu halledelim.
Profitons que Jack joue dans l'escalator.
Merdivenlerden çıkıyordum, bana bağırdığını duydum ve el salladım. - Aşağıya geleceğimi söyledim.
J'étais dans l'escalator, je t'ai entendue m'appeler et je t'ai fait un signe.
Ne zamandan beri? Yaptığın tek idman alışveriş merkezindeki yürüyen merdivendi.
Tu ne t'entraînais que sur l'escalator du centre commercial!
Yürüyen merdivene gel.
Amène-toi à l'escalator.
Yürüyen merdiven aşağı inmeye devam ediyor. Işığa yaklaştıkça kendini daha rahat hissediyorsun.
L'escalator continue sa descente, et plus vous vous approchez de la lumière, plus vous êtes détendu.
Yürüyen merdiven hiç bitmeyecek gibi görünüyor. Kendini güvende hissediyorsun.
L'escalator vous semble interminable et vous vous sentez en sécurité et... détendu.
Hergün kullanıyoruz belki ama yürüyen merdiven bizi paramparça edebilir..
Vous le prenez tous les jours, mais en une seconde, un escalator peut vous broyer.
Bir araba bulalım.
Prenons l'escalator vers la sortie.
Yürüyen merdivenlere kadar bana yardım edebilir misiniz?
Si vous pouviez m'aider à atteindre l'escalator...
İkinci kat, Rotunda. Kuzey asansörünün üstünde.
Au second étage de la rotonde, escalator Nord.
Yürüyen merdiven de işte şu tarafta.
L'escalator est de ce côté.
Yürüyen merdivenden inince kuzeybatı köşesindeyim.
En bas de l'escalator, tu me trouveras dans le coin nord-ouest.
Yürüyen merdivenin geçip gitmesini izlemek gibiydi.
C'était comme regarder un escalator marcher.
Homer, yürüyen merdivenlere binmeden bağcıklarını bağlamalısın.
homer, avant de... prendre l'escalator, il faut que tu attaches ces chaussures. Homer! ( Oooooh ) ( Aooh )
Yürüyen merdivene bile binemem.
Bon sang, je peux même pas prendre un escalator.
Tanrı seni korusun.
- Vous irez tout droit, en escalator.
Sakın o yürüyen merdivene binme.
Non t'avises pas de prendre cet escalator!
Ve sakın bir sonraki yürüyen merdivene de binme.
Et ne t'avises pas de prendre l'escalator suivant!
- Yürüyen merdiven!
- Escalator!
Onları Asansörde durdurun.
Coincez-le dans l'escalator.
Bir binadan düşebilirsin yürüyen merdiven arıza yapar saldırıya uğrayabilirsin, bıçaklanabilirsin MS, ALS, CHP, CCBD'ye yakalanabilirsin.
Tu pourrais tomber d'un immeuble, ou d'un escalator, te faire agresser, te faire poignarder, Tu pourrais avoir une MS, un ALS, un CHP, un CCBD.
Yürüyen merdivenlerde!
L'escalator!
Yürüyen merdiven.
Prenez l'escalator.
Yada mukemmel bir kanom varken yürüyen merdiveni niye kullanayım..
Pourquoi l'escalator alors que mon canoë est parfait?
Yürüyen merdiven alsak iyi olacak.
Va falloir mettre un escalator.
Bu taşın Bamako'ya asla gitmediğini umalım.
Espérons qu'ils n'installeront pas un escalator comme à Burma.