Europa Çeviri Fransızca
112 parallel translation
Senin sevgili Carlotta Vance'ının dün Europa ile geldiğini gördüm.
J'ai vu que ta chère Carlotta Vance est arrivée sur l'Europa hier.
Nevil ile Café Europa'da bir şeyler içmeye gideceğiz. Sonra da başka bir yere geçeriz herhalde.
Nevil et moi allons prendre un verre au Café Europa, ce soir, et on ira ensuite quelque part.
Fikrini değiştirirsen, Café Europa.
Si vous changez d'avis, Café Europa.
Bu gece 3'te Europa Centre'ın bodrum katına gidersen onu bulabilirsin.
Vous allez au sous-sol du Centre Europa cette nuit, à 3 h du matin, et vous le saurez.
Avrupa'da daha uzun süre kalacak mısınız?
Vous n'êtes plus à l'hôtel Europa? Non.
Europa. "
Europe.
"yine Europa."
Europe, encore.
İo, en içteki uydu Europa uydusu ve Jüpiter'den uzaklaştıkça Ganymede uydusu ve en dıştaki büyük Callisto uydusu.
Io, le plus secret des quatre. Europe. En s'éloignant de Jupiter...
9 Temmuz 1979 sabahında, eş zamanlı Jet İtiş Laboratuarındaki televizyon ekranlarından Europa adlı bir dünyayı keşfetmeye başladık.
Au petit matin du 9 juillet 1979... sur les écrans du laboratoire de propulsion par réaction... on apprend le fonctionnement d'Europe.
JPL MAN : Cassen'in Europa modeline göre sıvıyı aynı halde tutmak için belli bir enerji gerekir.
Selon le modèle de P.M. Cassen, un liquide... reste liquide si on lui applique assez d'énergie.
Cassen yeterli ısıyı sağlamak yerine Europa soğumadan ısınmayı sağlamalısınız der.
Mais Cassen dit que pour obtenir assez de chaleur... il faut commencer à chauffer avant qu'Europe ne se refroidisse.
... ve Europa'da bir çift var, ikisi de orada...
Sur Europe, il y a un couple, une paire d'éléments...
Günışıkları Europa'ya çarpıyor, ve uzaya yansıyarak Voyager'ın kameralarına ulaştığında bir görüntüye dönüşüyor.
Europe réfléchit la lumière dans l'espace... où celle-ci atteint... les caméras de Voyager et forme une image.
Sonunda, bu müthiş birikimin sonucu olarak sinyal ve işlemler sonrasında bu makinede somutlaşarak Europa'nın gizemleri olarak insanlık tarihinde bir ilke dönüşüp kaydoluyor.
Le produit final de ce remarquable ensemble... de chaînes et de relais... est une feuille qui sort de cette machine et montre... dans ce cas-là, les merveilles d'Europe... enregistrées aujourd'hui pour la première fois dans l'humanité.
Voyager 1 diğer 3 büyük uydudan güzel kareler sağladı Jupiter'in Galilean uyduları, fakat Europa'dan resim yok.
Voyager 1 a obtenu de belles images des trois autres satellites... les satellites galiléens de Jupiter, mais pas d'Europe.
Voyager-2 bugün ilk yakın çekimleri yapmak üzere Europa'ya sadece büyük kütleler görebildiğimiz yere gitti.
Il revenait à Voyager 2... d'obtenir les premiers gros plans d'Europe... qui montrent des détails à quelques kilomètres seulement.
Europa resimleri alındıktan haftalar sonra bile halen üzerinde tartışıyorduk.
Longtemps après réception des photos d'Europe... on discute encore de leur contenu.
SAGAN : bilgisayarda işlenen görüntüler Europa'da meteor krateri olduğunu gösterdi.
Le traitement des images montre... des signes de cratères d'impact sur Europe.
Bilgisayarlar Europa'nın yakınındaki İo uydusunun keşfinde büyük rol oynadı.
L'informatique a aussi aidé... Voyager dans sa découverte d'un satellite près d'Europe : un monde appelé lo.
Europa'nın yanından geçiyoruz.
Nous passons près d'Europe.
Burası Alman askeri karargahı olmadan önce Europa Hotel değil miydi?
N'était-ce pas le célèbre Europa Hotel, avant la guerre?
EUROPA VE İO'YA YAKLAŞINCA HAL-9000 ARIZALANDI.
EUROPA ET IO, L'ORDINATEUR HAL-9000 SE DÉRÉGLA.
Dr. Orlov Europa'dan gelen bazı tuhaf verilerle karşılaştı da.
Le Dr Orlov a enregistré des données insolites venant d'Europe.
Europa'dan giderek uzaklaşıyoruz.
On s'éloigne d'Europe.
Bence bir şey bizim Europa'dan uzaklaşmamızı istiyor.
Quelque chose veut nous éloigner d'Europe.
Europa'da olağanüstü bir şey oldu.
Il y a eu quelque chose sur Europe.
Bütün o soğuk gri rengine rağmen Europa çok daha güven verici.
La froide et grise Europe est plus rassurante.
EUROPA HARİCİNDE BÜTÜN BU DÜNYALAR SİZİNDİR
TOUS CES MONDES VOUS APPARTIENNENT SAUF EUROPE. N'ESSAYEZ PAS DE VOUS Y POSER.
Sesim sana yardımcı olacak, ve Avrupa'nın daha derinlerine inmende, sana rehberlik edecek.
Ma voix vous aidera et vous guidera toujours plus profondément à travers Europa.
On olduğunda, Sen, Avrupa da olacaksın.
À dix, vous serez dans Europa.
On dediğimde, Avrupa da olacaksın.
Quand j'aurai compté dix, vous serez dans Europa.
Avrupa'nın görüntüsünden kendini kurtarabilmek için... uyanmak istiyorsun.
Vous voulez vous réveiller, pour vous libérer de l'image d'Europa.
Bu kadar bilmek istiyorsan, Quirian Emirlikleri'nden bir ajan yarın buluştuğumuzda vereceğim bu anahtarla Pan-Europa Havayolları'ndaki dolaptan tahvilleri teslim alacak.
Si vous voulez vraiment savoir, un agent des Emirats Quirian les prendra dans un casier d'Air Pan-Europa demain quand je lui remettrai la clé.
- Pan-Europa Havayolları'ndaki dolaptan tahvilleri teslim alacak.
... d'Air Pan-Europa demain.
Söyledim ona, alt tarafı bir baraka, Hotel Europa değil ki.
J'ai dit que ce sont des baraques pas un hôtel de luxe!
Europa'daki kolonide birlikte görev yapmıştık.
Nous avons travaillé ensemble à la colonie minière sur Europa.
Bazen Europa'dan aynı dönemde ayrılsam ne olurdu diyorum.
Je me demande ce qui se serait passé si nous avions quitté Europa ensemble.
Haklısın. Europa'dan bu yana çok zaman geçti.
ça fait longtemps que nous étions sur Europa.
Europa'ya gidiyorum.
À l'instant! Et à moi l'Europe!
Bizi arasanıza? Europa Regina'dayız.
Appelez-nous á l'Europa Regina.
lo, Europa, Ganymede, Callisto.
Europa, Ganymède, Callisto.
Hey, daha sonra Europa'ya gitmek ister misin?
On pourrait aller sur Europa, tout à l'heure.
Leela bizimle Europa'ya gelmelisin.
Viens sur Europa avec nous.
Mars'taki eğitimden sonra, onca yolu kat edip Jüpiter'e vardık ardından Europa'ya bağlı bir uyduda kısa süreliğine mola verdik.
Après l'entraînement sur Mars, nous voici à Jupiter, en pause à la base de transmission à Europe.
Europa yakınlarında, Jüpiter'in yörüngesinde Von Braun'un yaşam destek ünitesi kapanmış.
vous tournez autour de Jupiter quand le système de survie s'arrête.
Europa'ya bakan boğa gibi bakıyordu.
Comme le taureau qui s'accoupla avec Europe. *
- Kesinlikle. Matmazeli buradan götüreceğim. İlk önce Avrupa'ya muhteşem yerleri görmeye götüreceğim.
Mademoiselle c'est moi qui l'emporte... d'abord en Europa... où je l'emmenerai dans tous les palais..
Europa, Jüpiter'in uydularından biri.
"Europe" est l'une des lunes de Jupiter.
- Europa Hotel'e.
- L'hôtel Europa.
Bu Jüpiter'in uydusu, Europa.
C'est un satellite de Jupiter, Europe.
" "Hotel Europa."
"Hôtel Europa".